Abbas Hilmi Paşa’nın kulesi başına nasıl yıkıldı?

Abdülhamithan’dan ince taktik… Abbas Hilmi Paşa’nın evinin kulesi yıkıldı

 Hazırlayan: Fahri Sarrafoğlu

Mısır Valisi olan Abbas Hilmi Paşa, Osmanlı devletinden Mısırdaki İngiliz nüfuzunu kırabilmek ve destek sağlayabilmek için uzun süreli İstanbul`da kalması gerekiyordu. Genç Paşa,1903 yılında Çubuklu’da iki ahşap yalı satın alır. Mısır bağımsızlığını ilan ettiği sırada, İstanbul’da şehzade V.Mehmet Reşat’la görüşmede bulunan Abbas Hilmi Paşa; görevinden alınınca, ailesi ile birlikte İstanbul’daki Hidiv Kasrı’na yerleşir… Gel gelelim önemli bir ayrıntı vardır… Köşkün planı çizilirken Abbas Hilmi paşa, binaya bir kule yapılmasını talep etmiş, Abbas Hilmi paşa’nın bu talebi üzerine hemen kulenin tasarımı gerçekleştirilmiş ve derhal inşaatına başlanmıştır. Bu kulenin tam üç yüz dört basamağının olması planlanmıştı.

İstanbul’u sarsan dedikodu padişaha ulaşıyor

Ancak ne var ki haber derhal hafiyeler tarafından sultan II.Abdülhamid’e ulaştırılır. Sultan’ın mabeyn baş katibi Tahsin paşa’nın verdiği bilgiye göre,  Abbas Hilmi paşa’nın İstanbul’da bir saray yaptırıp içinde saltanatlar sürdürmesinin de çok yanlış anlamalara gelebileceğini ve bunun bir nevi Abdülhamit’in saltanatına meydan okuma olacağını Padişah’a ima etmişlerdir. Abdülhamit, bu bilgilerden ciddi biçimde rahatsızlık duyar. Kule yapımına oldukça canı sıkılan Abdülhamit, yine de nezaketi elden bırakmayarak ve asıl duygularını gizleyerek paşaya bir mesaj gönderir.

Khedive_Palace

Ve Padişah’tan “kibarca yık” emri

Mesajda şu ifadeler yer almaktadır: ” Böyle muhteşem bir köşk yaptırmanızdan elbette memnunum. Ancak bildiğiniz gibi İstanbul; İslamın gözbebeği bir şehirdir. Böylesine mukaddes bir  yerde cami minarelerinden daha yüksek bir kule inşa ederseniz, alem-i islam size gücenebilir. Sözün kısası, yaptırılmakta olan kulenin yüz elli iki basamaktan fazla olmaması arzu-yu şahanemdir.Sultan Abdülhamid’in bu mesajını dikkate alan Abbas Hilmi Paşa, sultanın isteğine uyarak kuleyi yüz elli iki basamakta bırakmıştır. Abbas Hilmi Paşa daha sonra ki yıllarda, Mısır’da Nil nehri kenarında bu kasrın bir eşini yaptırmıştır. 2. Abdülhamit neden böyle bir yazı göndermişti, çünkü yazılı olmayan bir kural vardı o da “İstanbul’da Topkapı Sarayı’nda bulunan Adalet Kulesin’den daha yüksek kule olamaz” kuralıydı. İşte Hidiv Kasrı ilk yapıldığında Adalet Kulesi’nden daha ihtişamlı ve büyük duruyordu.

indir (2)

KASRIN YAPILIŞ HİKAYESİ

Hıdiv Kasrı, İstanbul’un Beykoz ilçesinde Çubuklu sırtlarında bir yapıdır. 1907 yılında Mısır’ın son hıdivi Abbas Hilmi Paşatarafından İtalyan mimar Delfo Seminati’ye yaptırılmıştır. Dönemin mimari modasına uygun olarak art nouveau tarzındadır.

Hıdivlik makamı, Osmanlı İmparatorluğu’nun Mısır valilerine verdiği unvandır. Osmanlı’nın Mısır valilerinden olan genç yaştaki “Hıdiv Abbas Hilmi Paşa”‘nın, 19. yüzyılın sonlarında, Mısır’daki İngiliz nüfuzunu kırabilmek ve Osmanlı Devleti’nden destek sağlayabilmek için uzun süreli İstanbul’da kalması gerekti. Bunun üzerine, 1903 yılında günümüzde kasrın bulunduğu yerde bulunan iki ahşap yalı satın aldı. Abbas Hilmi Paşa bir süre sonra yalılarının arkasındaki ağaçlık yamaçları ve üst düzlüğü kapsayan 270 dönümlük bahçeyi de aldı. Ahşap yalıları yıktıran Abbas Hilmi Paşa, 1907 yılında, 1000 m2 alan üzerine, İtalyan Mimar Delfo Seminati’ye, o devrin mimari modasına uygun olarak Art Nouveau tarzında görkemli bir kasır ve üzerine İstanbul Boğazı’nı gören kule inşa ettirdi.

Mısır’ı işgal eden İngilizler, ülkeye krallık sistemini getirerek, Abbas Hilmi Paşa’nın Hidivlik unvanını elinden aldı. Abbas Hilmi Paşa, tahttan düşürülmesi üzerine İsviçre’ye yerleşerek (ya da sürgüne gönderilerek) burada yaşamını sürdürdü. Paşa’nın ailesi ise Hidiv Kasrı’nda 1937 yılına kadar kaldı. Aynı yıl, İstanbul Belediyesine Hidiv Kasrı’nın satışı gerçekleştirildi

 

 

 

Yorum yapın