BİR FİNCAN KAHVEYİ KAÇ LİRAYA İÇİYORSUNUZ?

Dışarıda yağmur yağıyor, hava soğuk mu soğuk dışarıdasınız nereye gidersiniz şöyle bir kahve içeyim derseniz eğer… Nereye canım en kestirmeden bir kahveye… İyi o zaman orada bir fincan kahve 1 YTL. Yok, orası sigara kokar diyorsanız. Daha sessiz biraz daha nezih bir yer bulalım size. Mesela şöyle Fatih-Fevzipaşa Cad. bir pastanede içeyim derseniz o zaman 5 YTL ödeyeceksiniz…Yok canım yol ağzı olmaz şöyle Taksim’e gideyim Hacı Abdullah’ta bir fincan Türk kahvesi içeyim derseniz haaaa o zaman işler biraz değişiyor kusura bakmayın 10 YTL ödeyeceksiniz…Ha bu benim bildiğim yerler…Siz daha lüks yerler biliyorsanız mesela Hilton, Divan veya Ceylan Otelde bir fincan Türk kahvesi içeyim derseniz o başka bazı yerlerde inanın 15 YTL kadar çıkıyor bir fincan kahve….


Peki, efendim bunun sebebi nedir? Yani evde içsek bir fincan kahvemizi fincanı neredeyse 20 Kuruş edecek. Ama dışarıda içtiğimiz zaman fiyatı tercih ettiğimiz yere göre değişiyor… İşte arada ödediğimiz her fazla lira DENEYİM EKONOMİSİ için veriyoruz… Yani o kahveyi size sunan firmanın kahve için farklı olarak ortaya koyduğu her şey için ödeme yapıyorsunuz… İşte bu haftaki yeni ekonomi kavramımız deneyim ekonomisi… Peki, nedir deneyim ekonomisi bakın Melih Arat bunu ne güzel açıklıyor:” Yarattığı markalarla pazarlama alanında efsaneleşen isimlerden B.J. Cunningham, diyor ki “İnsanlar sadece fikir alırlar.” Son dönemde ortaya atılan “Experience Economy” kavramı, Cunningham’ı doğruluyor. “Experience” kelimesi Türkçede “deneyim” sözcüğüyle karşılanıyor; ancak “Experience Economy” sözüyle anlatılmak istenen olgu, tecrübe ya da bir konuda ustalaşma değil. “Experience” sözüyle kastedilen, müşterinin yaşadığı çarpıcı ve sıra dışı deneyim.”…Yani sizin iyi bir mekânda kahve içmenizin bedeli… Teknik bir sınıflama yaparsak; tarladaki kahve adi mal, paketli ya da kavanozlu kahve markalı ticari ürün, pastanede sunulan kahve hizmet ve kahvenin beş milyona satıldığı yerde ise deneyim satılmaktadır. Deneyim Ekonomisi kitabının yazarı Joseph Pine II, James H. Gilmore / Harvard Business School Press. Kitabın Yazarları kısaca şunu söylüyorlar. “ Eğer bir şey üretiyorsanız bu ürettiğiniz hizmet veya ürün olsun mutlaka onu müşteriye sunarken işin içine farklılığı da koyun yani deneyimlerinizi ve müşterinin beğenisine hitap ederek verin… İşte o zaman kazanan siz olacaksınız… Türk firmaları uluslar arası alanda başarılı olmak istiyorlarsa eğer bu Deneyim Ekonomisine çok ama çok dikkat etmeleri gerekiyor…Yani sunum şekline ya da pazarlama şekline…Bakkaldan alacağınız bir ekmeğe 500 kuruş ödüyorsunuz ama aynı ekmeği poşet içinde biraz daha süslü bir şekilde aldığınızda 1 YTL ödüyorsunuz niye..İşte adamcağız onu paketlemiş, markalamış ve üzerine etiket yapıştırmış. Ne zamana kadar tazeliğini koruyacağını yazmış yani deneyimini kullanmış… Rekabetten korkmak mı? Yok, canım o da ne ki eğer siz ürettiğiniz ürüne güveniyorsanız müşterinin beğenisine hitap etmeyi biliyorsanız kapı kapı gezmenize gerek yok. Müşteri size koşarak gelecektir…

Yorum yapın