Çocuğunuza “Senden adam olmaz” dersen, adam olmaz

Çocuğunuza
Psikolog Dr. Nur Gezek :” Anne babalar özellikle çocuklarına verdikleri telkinlerde çok dikkatli olmalıdırlar. ” Senden adam olmaz” “sen beceremezsin, yapamazsın, beceriksizsin” gibi telkinler bir süre sonra çocuğun bu yönde davranışlar geliştirmesine, bağımlı olmasına, başarısızlığa inanmasına ve neticede başarısız olmasına neden olur.”

Bu haftaki konuğumuz Bursa’dan Psikolog Dr. Nur Gezek. Kendisi özellikle anne ve babalara uyarıda bulunarak onlarla konuşurken seçeceğimiz kelimelere dikkat edilmesini istedi. Gezek’in ailelere uyarıları şöyle:

Hocam,  kendini gerçekleştiren kehanetle ilgili bilgi verebilir misiniz? Özellikle önyargı ve yanlış bilgiler eğitime de  olumsuz yansıyor diyebilir miyiz: Bu kurama göre anne ve babalara ne tavsiye edersiniz

Kendini gerçekleştiren kehanet bizim olacağına kesin inandığımız ya da varsaydığımız olayların gerçekleşmesi yönünde girdiğimiz tutum ve davranışlar sonucu bu var olacağını varsaydığımız kehanetin vuku bulması şeklinde tanımlanabilir. Yani basit bir örnekle anlatmak gerekirse tanımadığımız halde hoşlanmadığımız biri hakkında negatif duygu ve düşüncelere sahip olduğumuzda o insana yönelik davranışlarımız negatif olacaktır, bunun karşılığında davranışlarımızın olumsuz yansıdığı kişi de bize olumsuz davranmaya başlayacaktır.

çocukları-kıyaslamayın

Yani anne ve babalar daha baştan bir kehanet de bulunuyor, hah ben zaten demiştim, ya da ben zaten dememiş miydim, diyerek bir de kendilerini haklı çıkartıyorlar değil mi?

Evet, davranışlarımızın olumsuz yansıdığı kişi de bize olumsuz davranmaya başlayacaktır. Hal böyle olunca bizim ilk kehanetimiz gerçekleşmiş olur ve kendi kendimize baştan beri hoşlanmamıştım ne kadar haklıymışım gibi bir çıkarımda bulunarak kehanetimizi gerçekleştirmiş oluruz. anne babalar özellikle çocuklarına verdikleri telkinlerde çok dikkatli olmalıdırlar. ” Senden adam olmaz” “sen beceremezsin, yapamazsın, beceriksizsin” gibi telkinler bir süre sonra çocuğun bu yönde davranışlar geliştirmesine, bağımlı olmasına, başarısızlığa inanmasına ve neticede başarısız olmasına neden olur.

 Çocuklarımızı eğitirken geleceğe dönük değil de kendimize dönük yani kendimizin kopyasını mı yetiştiriyoruz?

anne babalar mizaç olarak kendine benzeyen çocukları daha çok sevme eğiliminde olabilirler. Kendi yapamadıklarını başaramadıklarını ve yaşayamadıklarını çocuklarından bekleyebilirler. Çocuğa yönelik davranışları çocukların zihninde kendileriyle ilgili bir takım şemaların oluşmasına yol açar. Çocuk bağımlılık, dayanıksızlık, başarısızlık şemaları geliştirebilir ve hayat boyu bu şemaların etkisinde kalarak bir işkolik, bir alkolik, bağımlı bir birey, içe dönüklük çekingenlik vs gibi kişilik özellikleri geliştirebilirler, buda ömür boyu mutsuz olan bireyler yaratır, eğer kişi terapi görmezse hayatını gerçekten yaşamadan sonlandıracaktır.

Çocuklarımıza kendisini gerçekleştirmek için anne ve babalar fırsat  veriyorlar mı? Yoksa bir iki deneme ile sen yapamazsın sen beceremezsin damgasını yiyen çocuklarımız ileride nasıl kendisini gerçekleştirecekler.

Bir önceki soruda belirttiğim gibi eleştirel, yüksek standartları olan, her zaman çalışmayı kazanmayı, daha iyi notlar almayı vurgulayıp eğlenmeyi yasaklayan anne baba tutumlarıyla büyüyen çocuklar yetişkin olduklarında bu konularla ilgili mutlaka destek almalıdırlar. Eğer kişide dürtü kontrol problemi, alkolizm, madde bağımlılığı, işkoliklik, sürekli kaybetme korkusu ya da başarısızlık korkusu, hep daha iyisini isteme ve bununla birlikte mutsuz olup sağlığını kaybetme gibi problemler varsa bu konuda mutlaka uzman desteğine başvurmalıdır.

images

 Alt ıslatma ile ilgili olarak anne ve baba çocuklarımıza fazla mı baskı yapıyor sizce? Erken yaşta tuvalete yapma baskısı yüzünden çocuklar ileri ki yaşlarda 7-8 gibi hala altına ıslatıyorlar diyebilir miyiz?

Tuvalet eğitimi kesinlikle çok katı olmamalıdır. Katı bir tuvalet eğitimi verilen çocuklar ileride takıntılı bireyler olabilir, çok serbest bırakmakta aşırı derecede savurgan olmaya düzensiz plansız olmaya neden olabilir. Tuvalet eğitimi dönemi ayrıca çocuğun inatçılık dönemidir. Bu konuda aşırı baskı yapılması çocuğun ileride karşıt olma-karşıt gelme bozukluğu dediğimiz bir çeşit davranış bozukluğuna neden olabilir. Alt ıslatma ileri yaştaki çocuklarda gerileme eğilimidir. Bu durumda sadece alt ıslatma değil, parmak emme gibi daha erken yaş çocukluk davranışlarının ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu durumda aile de çocuğun psikolojisini etkileyen farklı sorunların olup olmadığı araştırılması gerekmektedir. Mutlaka bir uzman desteği alınması önerilir.
Anne ve babaların HELİKOPTER şeklindeki yani hemen müdahale etme, çocukların kendisini gerçekleştirmeye izin  vermeme şeklindeki tavrına dönük olarak neler diyebiliriz.
Bu son derece yanlış bir tutumdur. Avrupalılar bu anlamda çok bilinçlidir, çocuğun bağımsız hareket etmesine izin verirler, bireyselleşmesine özerkleşmesine fırsat tanırlar. Bizde özellikle geçmişte anne babalarda çocuklardan ebeveyn gibi davranmasını bekleyip ebeveyn sorumluluklarını çocuğa yükleme eğilimi vardı. Daha sonra bu bireyler yetişkin olduklarında çocuk gibi ya da her an hata yapma olasılığı olan ergenler gibi hayatlarına müdahale etme, evliliklerine karışma, özgürlüklerini kısıtlama söz konusuydu.
Şimdi ki nesil ne yapıyor?
Şimdiki nesildeyse tam tersi aşırı işgal ve koruma, dolayısıyla bağımlı, edilgen pasif bireylerin yetişmesi olası bir tehlike. Bu yüzden modern anne babalara söylemek istiyorum ki, bırakın çocuğunuz düşsün ama kendisi kalksın, bir hedefi varsa, koltuğa tırmanmak gibi, bırakın düşme riskine karşı o hedefe ulaşsın. Bazı şeyleri özlesin sizden istesin, siz istemeden ihtiyaç duymadığı kadar aşırı verip çocuğunuzu doyumsuz yetiştirmeyin. Daha sağlıklı nesiller yetiştirmemiz gerekir, benmerkezci doyumsuz bir nesil değil.

Yorum yapın