Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u seyrettiği yer neresidir?

Hazırlayan: Fahri Sarrafoğlu

Evet, Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul’u fethettikten sonra  Hasköy yakınında deniz kıyısında buraya büyük bir çadır kurduruyor ve İstanbul’u, daha doğrusu, surları, haliç’i buradan seyrediyordu.  Ayrıca buranın bir başka özelliği, Fetih’den sonra gazilere Fatih Sultan Mehmet Han, hediye ve ikramların yapıldığı yer  olmasıdır.  Fatih Sultan Mehmet Han burayı o kadar sevmiştir ki buraya 12 bin adet servi ağacı diktirmiştir.  Bu bahçeye bizzat kendi eliyle de Fatih 7 servi dikmiş, hocası Akşemsettin’de bir servi dikmiştir. Evliya Celebi üstadımızın yazdığına göre burada o kadar çok ağaç  vardi ki: “ Bu bağa güneş girmez” demiştir.

Fazla meraklandırmayalım, işte bu bahçe hakkında geniş bilgi:

aynalıkavak1

HASBAHÇE’DEN AYNALI KAVAK KASRI’NA
Aynalıkavak Kasrı, İstanbul’un Hasköy, Beyoğlu kıyısında bulunan kasır. İstanbul fethedildiğinde Okmeydanı yamaçlarında büyük bir koruluktu. Bu koruluk sahile doğru inmekteydi. 3.Selim döneminde, Hasköy, Beyoğlu sahilleri tersane inşaatıyla önem kazanmış ve bu büyük koruluk, bahçeleriyle birlikte, “Tersane Bahçesi” adıyla anılmaya başlanmıştır. I. Ahmet Edirne’deyken Kaptan-ı Derya Kayserili Halil Paşa Tersane Bahçesi’nde matetemmuat Kasr-ı Âli (padişaha layık bir saray) yapılmasını emretmiş ve 1613 yılında sarayın ilk binaları tamamlanmıştır.

4.Murat ve Sultan İbrahim Tersane Sarayı’na rağbet ederek, ilave binalarla sarayı genişletmişlerdir. Saray, IV. Mehmet zamanında çıkan yangın nedeniyle tamamen harap olmuş ve yeniden yapılmıştır. Hasköy, Beyoğlu’ten bakıldığında sarayın tüm daireleri görülebiliyordu. İki katlı Harem Dairesi’nin alt katı baştan başa bir camekânla örtülü durumda olan sarayın, Harem ve Mabeyn Daireleri’nin çevresinde çeşitli binalar da mevcuttu. 1730 yılında sarayda bazı onarımlarla birlikte yeni bir Hasbahçe Köşkü de yapılmıştır.
III. Ahmet, Tersane Sarayı’nda zaman zaman oturmuş, Okmeydanı’nda yaptığı sünnet düğününden sonra da haremiyle burada kalmıştır.
BÜYÜK BOY AYNALAR GELİYOR
1715 Osmanlı Venedik Muharebesi’nden sonra Venedikliler III. Ahmet’e büyük boyda, değerli aynalar hediye etmişler, padişan da bu aynaları Tersane Sarayı’nın çeşitli salon ve odalarına yerleştirtmiştir. Bu nedenle saray, önceleri “Aynalı kavak saray”, daha sonraları ise “Aynalı Kavak Sarayı” adıyla tanınmıştır. 18. yüzyıl sonunda, I. Abdülhamit döneminde harap bir durumda bulunan saray, Sadrazam Koca Yusuf Paşa tarafından tamir ettirilmiştir.
Yapının pencereleri, girişi Osmanlı mimarisini güzel bir şekilde yansıtmaktadır. Burayı ziyaret ettiğinizde kasrın ikinci katında III. Selim anısına yaptırılan Türk Çalgıları Müzesi’ni görebilirsiniz.
NEDEN AYNALI KAVAK?
Melkon adında bir sanatkarın yaptığı Aynalıkavak sarayını gösteren bir resimde sarayın dışındaki kavak ağaçlarının ortasına bir ayna gömüldüğü görülmektedir. La mortraye göre sarayın bu adı odalarındaki iri aynalardan aldığını bildirir. Melling ise buranın adının hep yanlış açıklandığını aslında güneş ışıklarının vurduğu kavak ağaçlarına bu adın verildiğini söyler. Duloir de duvarların delik olduğunu bu yüzden aynalardan yapılmış  hissi verdiğini ve buraya ayna saray denildiğini söylemiştir. İ.H.Konyalı’nın bir başka görüşüne göre ok hedeflerine ayna ve bunların desteklerine kavak denildiğinden saray adını komşusu Okmeydanı’ndan almıştır

Yorum yapın