KÜÇÜK OLSUN BENİM OLSUN ANLAYIŞI BİTMELİ…

 

Dünyadaki işletmelerin yüzde 65-80′i aile şirketi… Dünyadaki en büyük ve başarılı şirketlerin yüzde 40′ını aile şirketleri oluşturuyor.. Türkiye ve ABD’de en uzun ömürlü işletmelerin yüzde 90′ı aile şirketi… En büyük 100 şirketin İtalya’da 43′ü, Fransa’da 26′sı, Almanya’da 17′si aile şirketi…

egeli-madencilerin-guc-birligi-rsmgstr-20120228042829

 

Ama ortada büyük bir sorun var. Evet, aile şirketleri önemli ama sayıları çok fazla olsa da aile şirketlerinin ömürleri çok kısa oluyor. Türkiye’de aile şirketlerinin geçmişi ancak 60–70 yıl öncesine kadar gidebiliyor. Dünyada aile şirketlerinin ortalama yaşam süresi ise 24 yıl… Her 10 aile şirketinden ancak 3′ü ikinci nesle devredilebiliyor.

 

Peki, Türkiye’de neden böyle derseniz:

-Küçük olsun ama benim olsun anlayışı
-Azıcık aşım kaygısız başım anlayışı
-Aman şimdi işçiyle-SGK ile uğraşamam anlayışı
-Bu bana yeter gardaşım anlayışı…
-Kendi işimin patronuyum kimseye hesap veremem anlayışı..

Sonuç mu? Sonuçta, bir işletme küçüle küçüle en sonunda ya kapanıyor ya da el değiştiriyor…

images

 

Benim zamanımızda mahalle bakkalları TEKEL’den çay ve sigara alırlardı. Maliyet ucuz olsun diye 5-6 bakkal birleşir tek araba tutarlar beraber gidip gelirlerdi hem ucuza gelirdi hem de pratik olurdu. Bugün bu anlayış yok maalesef… Parekende birleşip toplu alışveriş yapması gerekirken birçok esnaf her biri az miktarda alıyor sonuçta tabii ki maliyet yükseliyor vb…

Neyse sözü uzatmayacağım ayet-i kerimeler  ile bitirmek istiyorum…

edu_newton_balforce

 

Kuran’ın birçok ayetinde Müslümanların kardeş oldukları, birlik ve beraberlik ruhu içinde hareket etmeleri gerektiği, dayanışma halinde olmaları gerektiği bildirilmiştir. Bu ayetlerden bazıları şöyledir:

“Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin ve Allah’tan korkup-sakının; umulur ki esirgenirsiniz.” (Hucurat Suresi, 10)

“Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O’nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.” (Al-i İmran Suresi, 103)

“… Eğer mü’min iseniz Allah’tan korkup-sakının, aranızı düzeltin ve Allah’a ve Resulü’ne itaat edin.” (Enfal Suresi, 1)

“Allah’a ve Resûlü’ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Enfal Suresi, 46)

“Bir de onlardan sonra gelenler, derler ki: ‘Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten Sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin.” (Haşr Suresi, 10)

“İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.” (Enfal Suresi, 73)

z65go34v6i37ikg48nzv4xd395

 

Yorum yapın