İLLE DE VATAN

Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

Birkaç gündür İHH’nın ev sahipliğinde Lübnan’ın Başkenti Beyrut’tayız. Beyrut’ta ve diğer şehirlerde bulanan Filistin kamplarını geziyoruz. Ramazan’ın ilk gününden itibaren buradaki diğer yardım kuruluşlarının da desteğiyle İHH’nın gönderdiği yardımlar teker teker ihtiyaç sahibi olan Filistinli kardeşlerimize dağıtılıyor… Erzak ve diğer eşyaların dağıtımı sırasında Türkiye’de görmeye alışık olduğumuz görüntüleri burada göremiyoruz. Hatırlayın Türkiye’deki görüntüleri, yardım dağıtılır adeta yağma gibi. İnsanlar üst üste… Ezilenler, bu arada rencide olanlar, eza görenler…Ama burada daha ilk gün Cuma namazında Hutbe’de uyarılıyor Beyrutlu  Müslümanlar ve hatip efendi şu ayeti okuyor : “Bakara Suresi 263.ayet meali Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma gelen bir sadakadan daha hayırlıdır….” Yine hatip efendi ikinci olarak Fussilet Suresi 33.ayeti kerimeyi tekrarlıyor  “Allah’a çağıran, Salih amel işleyen ve ben Müslümanlardanım diyenden daha güzel sözlü kim olabilir…”


İşte İHH’nın Lübnan’daki Filistinli Mülteci kamplarında yapılan yardımlar bu niyet ve edeple yapılıyor. Yani kırmadan, bağırmadan, dökmeden Türkiye’den hayırsever vatandaşların gönderdikleri yardımlar sahiplerine ulaştırılıyor.  Yardım dağıtımı sırasında gözlemlediğimiz en ilginç olaylardan biri de ellerinde kartları olanlar gelip sırasıyla erzakını alıp sessizce gidiyor. Görünüşte ihtiyaç sahibi olmasına rağmen bazı kişilere erzak dağıtımı yapmak istenmesine rağmen hayır diyor güler yüzlü bir sesle, bana verildi, başkalarına verin… Ben daha önce aldım… Hele hele çocuklar. Balon, çikolata dağıtımı sırasında koşuşturma, üşüşme yok yanındaki büyükleri eğer izin veriyorlarsa alıyorlar veya 3–4 kez ricanızdan sonra ikramı kabul ediyorlar. Büyükler gibi çocukların da gözü tok…

 

Lübnan’da resmi rakamlara göre 400 bin ama bize söylenene göre ise 500 bin Filistin mülteci yaşıyor… Filistin İstatistik Bürosu tarafından yapılan açıklamada 2003 yılı sonu itibariyle dünyadaki Filistinli sayısının 9,7 milyon olduğu belirtilmektedir. Bu rakamdan sadece 3,7 milyonu Filistin topraklarında, bir milyona yakını ise İsrail sınırları içinde yaşarken, geriye kalan 5 milyonu aşkın Filistinli ise başta Arap ülkeleri olmak üzere dünyanın değişik ülkelerine dağılmış vaziyette vatanlarına serbestçe dönecekleri günü bekliyor. Sürgündeki Filistinlilerin en fazla yaşadığı ülke Ürdün. Bu ülkede yaklaşık 2,8 milyon Filistinli bulunuyor. Ürdün’ü, 436.000 kişi ile Suriye, 415.000 ile Lübnan, 62.000 kişi ile Mısır izliyor. Amerika’daki Filistinlilerin sayısı ise 236.000’i buluyor. Bu rakamlara göre Filistin bölgesinde 5,1 milyon Yahudi’ye karşın 4,6 milyon Filistinli yaşamaktadır.

 

Trablusşam’da, Sayda’da ve diğer bölgelerdeki kampları geziyoruz. Bu gezi sırasında Türkiye’de okumuş bir Filistinli yanıma yaklaşıyor ve İstiklal Marşını biliyor musunuz diyor. Evet dedim, peki 4.kıtayı biliyor musunuz? Yani yukarıda yazdığım

Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ,
adlı bölümü… Hatırladım, evet dedim… Ama eminim ki bu bölümü bizim kadar gönülden hissedemezsiniz dedi? Ve sözlerine şöyle devam etti: ” Biz burada doğduk, babamızda burada doğdu, benim çocuklarım da burada doğdu. Yani 3 kuşaktır vatanımızdan ayrıyız… Ürdün’de, Lübnan’da, Irak’ta, Suriye’de, birçok Filistinli var. Dünyada vatanı olup da kaybeden ve adeta sürgün olarak yaşayan başka bir millet daha var mı? Düşünün ailenizin bir kısmı Suriye’de, bir kısmı Ürdün’de. Sizler bayramlaşmak için bir araya geliyorsunuz. Olsa olsa bir şehirden bir başka şehre gidiyorsunuz… Ama biz bırakın ülkeden ülkeye gitmeyi. Kamptan dışarı çıkmamız dahi izne tabi…50 yılı aşkındır vatanımızı özlüyor, vatanımızda bayramlaşmayı arzu ediyoruz… Onun için vatanınızın kıymeti bilin diyor…”

Ne dersiniz gerçekten vatanımızın kıymetini biliyor muyuz? Ya da İstiklal Marşımızın bu kıtasını hiçbir Filistinli kadar düşünüp hissettik mi?

Yorum yapın