OSMANİYE’DEN DÜNYAYA

 

 

Anahtarcıydı, mesnevihan oldu!
Osmaniye’de esnaflık yapan ve şimdi birçok yabancı ülkeye iş için değil, Mesnevi’yi anlatması için çağırılan birisi o..
Mehmet Demir Osmaniye’de doğup ilk ve ortaöğrenimini Osmaniye’de tamamlayan ve hayatına “anahtarcı” esnafı olarak Osmaniye’de devam eden bir kardeşimiz.

13877

Mehmet Demir Osmaniye’de doğup ilk ve ortaöğrenimini Osmaniye’de tamamlayan ve hayatına “anahtarcı” esnafı olarak Osmaniye’de devam eden bir kardeşimiz.

 

Bu güzel kardeşimizin hayatındaki dönüm noktalarından biri de 1987 yılında tesadüfen okuduğu Hz. Mevlana’nın bir beyiti… Kalbinde tutuşan Mesnevi ışığının ziyası Tahirü’l Mevlevi ve Şefik Can’ın tercümeleri ve eserleriyle daha da artmış. Evet, işi anahtarcılık ama o yıllardır, o şehir senin bu şehir benim Mesnevi’yi sevdirmek için dolaşıp duruyor….Şimdilerde ünü yurt dışına da taşmış durumda; Türk Cumhuriyetlerine, Balkan ülkelerine de sefere çalışıyor. Kendisini yine bir Mesnevi sohbetine giderken hava alanında yakaladık ve ayak üstü bakın neler sorduk?

Mesnevi aşkı nereden geldi?

1987 yılından beri Mesnevi okuyorum, gecem gündüzüm Mesnevi… Bu anahtarın dişlerini yaparken bile devam ediyor. Hem Mesnevi okuyorum hem de anahtar yapıyorum.

22 yıldır okuyorsunuz, ilk beyitlerini nelerdi?

Aşk ile ilgili olanları okudum. Ama özellikle şu beyitleri sık sık hâlâ okuyorum ve tavsiye ediyorum:

İnsana meşgul olduğu ve aradığı şeye bakılarak değer verilir.
Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak onu aramamak demektir.
Kılavuzun hareket etmedikçe hareket etme.
Başsız hareket eden kuyruk olur.
Hak dostu bir kişiye bende olmak bütün padişahların başlarına taç olmaktan hayırlıdır.
Bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesini, neye güldüğünden ise zekâsını ve seviyesini anla.
Ey iman edenler, Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber olun.

Mesneviyi gönüllere taşıyorsunuz,  amaç nedir?

9 yıldır da nakış gibi özellikle gençlere aşkı ve sevgiyi öğretmek istiyorum… Gençler seviyor ama nasıl seviyor, âşık oluyor ama nasıl âşık oluyor? Bunu bilmek lazım. Mesnevi Leyla ile Mecnun’u anlatırken mecazî aşkı anlatır ama kişiyi Allah’a götürür. İşte bunu anlatmak istiyorum.

Birkaç örnek paylaşmak istiyorum…

Nar alacak isen gülen ve çatlamış nar al ki o gülüş sana içindeki danelerden haber versin.

Ariflerin gülüşü ne mübarek gülüştür ki O gülüş can kutusundaki inci gibi ağızdan gönlü gösterir

Gülen nar bağı bahçeyi de güldürür.

Ariflerin sohbeti seni de arifler arasına katar. Sen kaskatı bir taş veya mermer parçası olsan,

Bir gönül sahibine erişebilirsen cevher olursun.

Gönüllerini bir dergâh haline getirmiş olan Hak dostlarından katiyen abus ve asık bir yüz görülmez.

Allah dostlarının siması karanlık gecelerin mehtabı gibidir ki, muhataplarının gönüllerini manevi bir âleme taşırlar.

Yine onlar mahsunları ve mazlumları gönül saraylarına alarak huzur bahşederler.

Peki, son olarak gençlere tavsiyeniz nedir?

Gençlere tavsiyem, okusunlar, okusunlar ve sevgiyi öğrensinler… Ama ilk önce ne olur sevgiyi öğrensinler. Zira sevgiyi öğrenince diğer bilgileri öğrenmek daha kolay ve sıkıntısız geliyor inşallah…

Fahri Sarrafoğlu konuştu

 

Yorum yapın