“Sakın bir kereden birşey olmaz” demeyin

İstanbul Tıp Fakultesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof Dr İlhan Yargıç, alkol v e uyuşturucu kullananları uyarıyor. “Sakın bir kereden birşey olmaz”, demeyin ya da “istediğim zaman bırakabilirim”, diyenler kendilerini aldatırlar sadece.”

Röportaj: Fahri Sarrafoğlu

İstanbul Tıp Fakultesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof Dr İlhan Yargıç ile madde bağımlılığı v e uyuşturucu üzerine kısa bir söyleşi yaptık. İşte söyleşimizin ayrıntıları:

Bağımlı kimdir, yada kime bağımlı denir hocam?

Bir kişi zarar görmesine rağmen tekrar tekrar kullanıyorsa bağımlıdır. Bu zarar onun kendi kararına göre değil, objektif bir değerlendirmeye göredir. Zaten kişinin kendisi genellikle zararları görmezden gelir. Örneğin içki alıp rahatlamak yada kafasının biraz güzel olması onun için eşinin huzursuz olmamasından yada kendi sağlığından daha önemliyse o kişi bağımlıdır.

Ben az içiyorum ya da akşamları bir tek alıyorum, bağımlı sayılmam diyenler var, bunlar nasıl tanımlanıyor?

Bağımlılık durmadan içmek değil, az içip duramamaktır. Bazı kereler durabilse bile bunu her zaman yapamaz ama “istesem az içip dururum ama keyfim istediği için içiyorum” diye kendini kandırır. Kullanmaya bağlı problemler giderek artar taki dibe vurana kadar.

Bir bağımlı ne zaman düzelebilir?

Hiçbir bağımlı dibe vurmadan düzelemez. O ana yani dibe buruncaya kadar aldığı keyif yada rahatlama zararlara ağır basmaktadır. Her bağımlı için dip noktası farklıdır. Kimi için küçük bir mahcubiyet dip noktasıyken kimisi için siroz olmak yada hayattaki her şeyini kaybetmektir.

BAĞIMLILIK BİTMEZ KULLANIM BİTEBİLİR

Bağımlılık hiç mi bitmez peki?

Bağımlılık bitmez, kullanım bitebilir. Yani bir kere bağımlıysanız ebediyen kullanmamalısınız. Hiçbir bağımlı, bir sure temiz kalıp kendini düzelttikten sonra “haydi yine her şeyi batırıp eski berbat halime doneyim” diye kullanmaya başlamaz. Sadece bir tane kullanıp durmayı hayal eder. Bazı kişiler bunu bir sure yapabilse bile daha sonra ipin ucunu yine kaçırır. Bu döngü defalarca yaşandığı hale ders alamaz. Çünkü çeşitli şeylerle tetiklenen kullanma arzusu (dürtüsü) mantığına ağır basar.

Kişinin “ben iyileşmek istiyorum” demesi  ve bunda da kesin kararlı olması gerekiyor sanırım. Peki, burada çevre faktörünü de ekleyebilir miyiz hocam? Çevrenin de etkisi var mıdır?

Çevresini oluşturan ya da sürdüren yine kişinin kendisidir (küçük çocuklar dışında). Kişi kendini bir şeylerin kurbanı gördüğü surece değişemez. İyileşebilmek için hayatinin sorumluluğunu almak ve kendine acımayı bırakmak gerekir.

Kullandığı maddeler de kişinin bağımlı olmasına ne gibi etki ediyor ? Tiner sanırım bağımlığa giden yolda ilk madde midir?

Bağımlı için önemli olan “kafayı bulmak”tır, bunu neyle yaptığı ikinci derecededir. Bu nedenle bağımlılık kolaylıkla yer değiştirebilir. Kafa yapabilen şeyler arasında en ucuzu tiner olduğu için ekonomik durumu en zayıf olanlar bunu kullanır. Genelde tiner kullananlar buna çok erken yasta başladıkları ve sosyal destek sistemleri yetersiz olduğu için tedavileri daha zordur. Ama belli bir kişi ayni zamanda çeşitli maddeleri kullansa bunlardan en zor bırakacağı tiner olmayacaktır.

YENİ YENİ UYUŞTURUCULAR ÇIKIYOR

Uyuşturucular da gelişme oluyor mu, yeni yeni uyuşturucu türler de var mı?

Türkiye’de sigara bırakma ciddi bir trend  haline geldi. Uyuşturucularda yeni modalar çıkıyor. Örneğin son yıllarda Bonzai ya da Jamaica denilen sentetik uyuşturucu hızla yayılıyor. Kullanımı esrara benzediği ve ayni kanallardan satıldığı için daha önce ara sıra esrar kullananlar “bir de bunu deneyeyim” diyor ama daha sonra bir hastamın ifadesiyle “kullandığım için kendime küfrediyorum ama kullanmadan duramıyorum” diyecek hale geliyorlar.

Bağımlılığa iten öne çıkan bir tek sebep var mıdır? Yani, zengin olması, fakir olması…Diyebilir miyiz zenginler ya da ünlüler daha çok bağımlı olabilir diye?

Bağımlılığın tek sebebi kullanmaktır. Diğerleri sadece kolaylaştırıcı faktördür.  Mesela verem hastalığına tüberküloz basili neden olur ama bu mikrobu her alan hasta olmaz. Beslenme şartları, hijyen, vücudun savunma sistemleri, kişinin psikolojik durumu gibi pek çok faktör hastalığın oluşması ya da oluşmamasında etkilidir. Ama sonuçta hastalığın sebebi tüberküloz mikrobudur. Bunun gibi bağımlılığın sebebi de alkol ve maddelerin kendisidir. Kolaylaştırıcı faktörler ise pek çoktur. Zenginlik de fakirlik de, yalnızlık da şöhret de buna bahane olabilir. Önemli olan mikrobu kapmamak.

Prof Dr İlhan Yargıç kimdir?

1966 yılında İzmir’de doğdu. 1977-1984 yılları arasında Bornova Anadolu Lisesi’nde, 1984-1990 yılları arasında Hacettepe İngilizce Tıp Fakültesi’nde eğitim gördü. 1990-1995 yılları arasında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda ihtisas yaptı. 1998-1999 yıllarında Minnesota Üniversitesi’nde Alkol-Madde Bağımlılığı üzerine üst ihtisas yaptı. 1998 yılında doçent, 2005 yılında profesör oldu.

Halen İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı`nda öğretim üyesi olarak görev yapmakta olup aynı zamanda İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bağımlılık Tedavisi Programı ve Erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Polikliniği sorumlusudur.

Uluslararası Disosiyasyon Çalışmaları Derneği (International Society for the Study of Dissociation) tarafından disosiyatif bozukluklar alanında o yıl yapılmış en iyi çalışmaya verilen ödüle (David Caul Memorial Award) 2 kez layık görülmüştür (1995 ve 1999`da). Uluslararası Ciba Vakfı`nın araştırma projesi ödülünü almıştır (1992).

Yüksek Sağlık Şurası (2008) ve TC Sağlık Bakanlığı Madde Bağımlılığı Tedavi Usulleri Bilim Komisyonu üyelikleri (2006) yapmış olup halen Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu üyesidir. Yurt içi ve dışında yayınlanmış çok sayıda makale ve kitap bölümleri bulunmaktadır. Evli ve 2 çocuk babasıdır.

Yorum yapın