Stresinize dur demenin zamanı geldi

Psikiyatr Dr. Nihat Kaya ile stres üzerine

Röportaj: Fahri Sarrafoğlu

Uzmanlık tezini ” INTIHAR” üzerine yapan Dr. Nihat Kaya Bakırköy’de, Telefonla İntihara Müdahale Merkezi ( 182-Umut Işığı ) ‘nin kurulusunda aktif görev aldı ve çalıştı… “Çocuk Eğitiminde Dayağın Yeri” ve “Çocuk Psikolojisi” üzerine değişik araştırmaları var. Özellikle sosyal-psikolojik konularla ilgilenmekte olan Kaya ile sizler için bir söyleşi gerçekleştirdik…

Günümüzün en büyük hastalığı stres olarak biliniyor, nedir bu stres?

Stres, kişinin günlük yaşamı içerisinde karşılaştığı güçlüklere verdiği tepkidir. Örneğin, yoğun trafikte hastasını hastaneye yetiştirmeye çalışan bir insan stres altındadır. O anda kimyası değişir insanın. Ateş basar, terleme olabilir, daha sabırsız, sinirli, öfkeli olur. Çarpıntı baş gösterebilir. Bunlar bedenimizin strese verdiği tepkilerdir. Diğer yandan kaygılarımız, korkularımızı da tetikleyebilir… Strese verilen cevaplar kişiden kişiye çok değişir. Biyolojik-genetik yapı, çocukluk dönemi yaşantıları, mevcut durum gibi birçok değişken burada rol oynar…

STRES İNSANI CANLI VE DİNAMİK TUTAR 

 Kurtulmak için neler yapmak lazım?

Stresten tamamen kurtulmak mümkün değil, bir miktar stres insanı canlı ve dinamik tutar. Beden ve ruh bütünlüğünü bozmayacak düzeyde olması gerekir. Kişi bir zorlayıcı durumla karşılaşmadan daha yakınmaya, stres yapmaya başlıyor ve kendisini geriyorsa sorun var r demektir. Stresi aza indirmek için olaylara bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Akılcı düşünmek, ortam ve şartları iyi analiz etmek ve duruma göre çareler üretmek iyi bir yöntemdir. Değiştiremeyeceğimiz konularda boşu boşuna çaba sarf etmek bizi germekten başka bir işe yaramaz. Yapabiliyorsak düzenli yürüyüşler stresi aza indirir. Melisa papatya çayı içmek, çayı kahveyi kolayı azaltmak iyi bir çözümdür. Rahatlatıcı, dinlendirici müzikler dinlemek, pozitif insanlarla birlikte olmak da stresle mücadelede iyi bir yoldur.

indir

Günümüzde hayat şartlarından dolayı stresin daha da arttığını düşünüyoruz, doğru bir yaklaşım mı?

 

Aslında günümüzde değil, her dönemde gençlikte bunalım yaşanmıştır.   Biz geçmişi fazla bilmediğimizden öyle zannediyoruz. Ne gençler farklı ne de insanlık. Dünya aynı, sahne aynı, oyun aynı, oyuncular değişik. Sürekli değişen oyunculardır. Çünkü insanın duyguları aynıdır. Her dönem insanda sevgi kadar nefret, paylaşım kadar bencillik, kanaat kadar hırs, barış kadar savaş ve yıkıcılık hep olagelmiştir… Belki üretim biçimleri, nesneler ve arzularda, hayallerde çeşitlilik olmuştur.

Mutsuzluklarımız aynı ama şekil mi değiştiriyor sadece?

Eskiden bir genç, demirden bir çember oyuncağı yokken belki mutsuz de, bugün ise I Fonu olmadığı için mutsuzdur… Gençlik dönemi, duygu ve düşüncelerin değiştiği, farklılıkların oluştuğu bir dönemdir. Yerleşik değerlerle çatışmalar ve kendi “değerlerini” ortaya koyma sürecidir. Her dönem gençlerde bir aykırılık, isyan eğilimleri vardır. Farklı olmak için; saç şekillerini, kıyafetlerini değişik yapabilirler. Arkadaş seçimlerinde aileye ters düşebilirler.Alkol maddeye meyledebilirler.. Bu dönemde, ailenin gençle zıtlaşmadan, konuşup, paylaşarak sorunlara yaklaşması elzemdir. Yasaklar ve tehditlerle, cezalarla genci kendimizden soğutur ve uzaklaştırırız. Gençlere kendilerini gerçekleştirecekleri alanlar yaratmalıyız. Spor sanat, kültür imkânları her mahalleye yayılmalıdır.

DEPRESYON HAFİFSE KİŞİ KENDİ KENDİNE ATLATABİLİRSİNİZ

Ve geldik, başka bir önemli konuya bir de depresyon diye arkadaşımız (!) var. Bu arkadaştan nasıl kurtulabiliriz?

Depresyon Nedir: Bir haftada daha uzun sürebilen aşağıdaki belirtilerin olması ve yaşam bütünlüğünü bozması olayıdır.

—Daha önceden zevk alınan şeylerden zevk alamama hali, mutsuzluk

—Karamsarlık, umutsuzluk

—Çabuk sinirlenme, sabırsızlık, tahammülsüzlük

—Uykuya dalamama, sık sık uyanma, ya da aşırı uyuma halleri

—İşe güce, hayata, sorumluluklara karşı ilgisizlik

—Cinsel ilgisizlik

—İştahsızlık, kilo kaybı ya da aşırı yemek yeme kilo alımı

—İntihar düşünceleri gibi…

Yukarıdaki maddeler birçok şey daha ilave edilebilir, ama ana hatlarıyla bu tür belirtileri olanlar depresyon geçiriyor demektir. Depresyon hafifse kişi kendi kendine atlatma şansına sahiptir. Orta ve ağır derecede ise mutlaka psikiyatrisin görmesi ve tedavi etmesi gerekir. Doğal yollardan neler yapılacağını ise www.depam.com  sitemizde detaylı bulabilip, okuyabiliriz.

nihat-kaya

Bankamatik anne-baba anlayışı değişmeli

 

Çok hoşuma giden bir tanımlamanız var, “bankamatik anne-baba” diye. Bunu açar mısınız biraz?

 

Bankamatik anne-baba; çocuklarının duygu ve düşüncelerini anlamayan, onlara zaman ayırmayan ebeveynleri kastetmektedir. Para vererek vicdanlarını rahatlatma yolunu seçerler. Bu ebeveynler bencil insanlardır. Zamanlarını kendiişlerine ve zevklerine ayırırlar. Kendi egolarını tatmin peşindedirler…

Mevsimlerin insan üzerindeki etkisi nasıldır?

Mevsimler ve insanların ruhsal durumları arasında ciddi ilişkiler ve etkileşimler söz konusudur.İnsan doğanın bir parçası olduğundan, her türlü tabiat değişimi insanı olumlu ya da olumsuz etkiler.Buna karşı mücadele yolları da  www.depam.com da mevcuttur.

Son olarak bir de doğru nefes alıyor muyuz desek?

Doğru nefes almak yaratılış gereğidir ve ona programlıyız. Ama yoğun stres ve kaygılar altında nefes alışımız kesik kesik ve sık sık olabilmektedir. Böyle durumdaysak, burnumuzdan nefes almaya gayret edip, derinlere çekip, ağzımızdan üfleyerek vermeliyiz. Günde 10 kez ve bir ay boyunca bu egzersizi yaparsak nefesimiz tekrar rayına girer. Derin nefes alıp, 10 a kadar sayıp öyle üflemeliyiz. Üfleme süresi, aldığımız nefes süresinin iki katı olmalı…

Yorum yapın