Kısmen de olsa Osmanlı’da şairliğin müesses bir karşılığı vardı, diyebiliriz. Yani, şair devlet otoritesi tarafından kısmen teşvik ediliyordu. Şairlerin zaman zaman padişahlar için kasideler yazması ve bunun karşılığında ödüllendiriliyor olmaları, Osmanlı padişahlarının birçoğunun şiir üzerine eğitim almaları ve birçoğunun da şair olması ve hatta bazı padişahlarının divanlarının olması bu teşvik ve desteğin boyutlarını anlamak için yeterli bilgi veriyor bize. Ancak o dönemde de şairliğin tek başına bir meslek olarak telakki edilemeyeceği kanaatindeyim. Zaten şairlerin yazdıkları kasideler karşılığında her zaman ödüllendirilmediği; ödüllendirilse bile şairi geçindirebilecek kadar bir para olduğunu sanmıyorum. Zaman zaman ödül olarak verilenleri ise bugünkü şiir ödülleri ile kıyaslayabiliriz belki.