GOETHE KEBAP SALONU, EİNSTEİN DÜRÜM

  Değerli okuyucularım, siz hiç yukarıdaki başlıkta olduğu gibi Goethe kebap salonu, EİNSTEİN dürüm veya kuruyemişçi dükkânı gördünüz mü? Ya da yurtdışına çıkanlar söylesin bu şekilde Goethe Bar veya Moskova’da Rahmaninov (Ünlü piyanist ve besteci) Nargile salonu var mı? Yine Betofin, ya da Bah… Efendim, örnekleri uzatacağım ki mesele anlaşılsın hemen bu sefer sadede gelmek istemiyorum… Diyelim ki … Devamını oku

SİZİN MAHALLENİN VAKFI VAR MI?

İstanbul Beyefendileri ile sohbet etmek ne kadar güzeldir dostlar, bunun tadını sohbet eden bilir. Geçenlerde yine böyle bir İstanbul Beyefendisi ile sohbet ettik… Sohbet esnasındaMAHALLAT VAKIFLARI’ndan söz açıldı. Konya’da her mahallenin bir vakfı olduğunu muhtaçlara, ihtiyaç sahiplerine buradan yardım yapıldığını anlattı… Öyle ki kim ihtiyacı varsa gitmesine gerek kalmadan o vakıf mahalleyi devamlı tarıyor, kim evlenecek, kimin çocuğu oldu, kimin neye ihtiyacı var tespit ediyor ve yardımını büyük edep ve terbiye içerisinde gönderiyor. Bu vakıfların en büyük gelirleri ise bağışlanan emlakler, eşyalar, nakit ve ayni yardımlar… Değerli dostumuz, ağabeyimiz anlatıyor anlatırken de gözyaşlarını neredeyse tutamıyor. Ah diyor ahhhh fahri bey ahhhh. O vakıfların emlaki tarumar oldu, yok pahasına gitti. Özellikle ikinci dünya savaşı sırasında alelacele çıkartılan bir kanunla o mahalle vakıflarının mülkü belediyelere verildi onlarda maaşları ödeyemiyoruz diye hepsini sattılar. Dostumuz anlatıyor, öyle satıldı ki 100 liralık bir ev 20 liraya, 25 liraya satıldı. Adeta vakıf malları talan edildi… Gerçi o emlaki alanlar ihya olmadı o başka mesele ama. O vakıflar da yok oldu… İnsanlara yardım elden yapılmaya başlandı iyi güzel ama bu seferde de reklam başladı, mahcubiyet başladı, alan da mahcup veren de mahcup.

Devamını oku

KEÇİ ÇOBANLIĞI BİZİ BEKLİYOR

Geçtiğimiz hafta içinde gençlere dönük eğitim semineri vermek üzere bir kurumumuza gittim… Eğitim sırasında ünlü bir liseden mezun olan kardeşimize sordum İstanbul Boğaz Köprüsü ile ilgili bildiklerini anlat… Ve başladı anlatmaya:

“-Boğaz köprüsü Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır, İstanbul trafiğini rahatlatır…” Yok yok şaka yapıyor zannetmeyin. Bu gencimiz gerçekten böyle söylüyor… Yani öyle biliyormuş… Utandı mı yoooo. Sonra kendisi düşününce sahi ya doğru dedi ve yerine oturdu…

Başka bir olay daha size. Bu da üniversite bitirmiş bir gencimiz. Ona da şu soruyu sordum. Ankara için ne biliyorsan anlat… Cevap: “Hocam daha kolay bir soru yok mu? Ankara ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum ki”…Ne yani TBMM’nin orda olduğunu da mı? Türkiye’nin başkenti olduğunu da mı? Evet, oturdu yerine hiçbir şey söylemeden.

Devamını oku

HAVADA ÇABUK ÖFKELENİYORUZ

Bir dergide okuduğum yazı ilginç geldi: “SIKIŞIK koltuklar, kuru hava, uykusuzluk… Uzun yolculuklar sırasındaki bu olumsuz şartlar, yolcuları fazlasıyla rahatsız eder. Peki, tüm bunlar yolcuyu çıldırtmak için yeterli mi? Uçak yolcuları arasında yapılan bir anket, yanıtın ”evet” olduğunu ortaya koyuyor. Havada öfkenin, 1990 yılından itibaren uzun uçak yolculukları sırasında yüzde 500 oranında artığı ifade ediliyor. Son iki yıl içinde, yolcu kabininde çıkan şiddet olaylarında üç kişi öldü…” Niye bu yazıyı aktardım sizlere? Geçen haftaki demeçlere bakın hepsi öfke ve tahrik kokuyor adeta… Sanki hepsi HAVADA VERİLMİŞ demeçler gibi… Herkes birbirini alt etmeye uğraşıyor… Ama bu arada olan HEMEN AYRANI KAPARAN HALKIMIZA OLUYOR.

Devamını oku

KARAYOLU “ NİYE KARA-YOL “ OLUYOR

Dünyada ilk ölümle sonuçlanan trafik kazası 17 ağustos 1896 ‘da Londra da olmuştur.
Sürücü ehliyetini yeni alan bir kişi,12 km hızla gitmesine karşın,yolda bir kadına çarptı.iki çocuk annesi 44 yaşındaki Bridget Driscoll, kazadan hemen sonra olay yerinde yaşamını yitirdi. 1997 yılı dünyadaki ilk trafik kazasının 100. Yıldönümü idi.  İlk kazadan bu yana dünyada tahminen 25 milyon insan trafik kazalarında hayatını kaybetmiş durumda. Türkiye’de 26 yılda trafik kazalarında 137 bin 186 kişi öldü, 2 milyon 327 bin 509 kişi yaralandı.

Dünya savaşları hariç hiçbir savaşta bu kadar insan ölmemiş… Acaba tekerleği bulan bunun sonucunda bu kadar insanın ölümüne de sebebiyet vereceğini bilseydi bulur muydu? Acaba otomobili icat eden aynı zamanda birçok insanın ölümüne de sebep olacağını bilseydi icat eder miydi? Bilinmez ama… Ortada bir gerçek var değerli okurlarım günden güne trafiğe çıkan araç sayısı artıyor. Türkiye’de toplam taşıt sayısı 10 milyon 313 bin 679’a ulaştı.. Trafiğe çıkan araç sayısı son beş yıl içinde 5 kat artan Türkiye’de, kazalar da arttı. 2005 yılında meydana gelen trafik kazaları 2004 yılına göre yüzde 16 daha fazla. Evet ama buna rağmen mevcut yollar da yeterli değil. Araba satışlarından elde edilen vergiler doğruca borç kapatmaya gittiği için yeni yollarda yapılamıyor haliyle…

Devamını oku

BİZDEN EKİP OLUR MU?

Birkaç yıl önce katıldığım bir toplantıda görüştüğümüz Davranış Bilimleri Uzmanı Levent Sevinç, büyük şirketlerde çalışan bin 895 kişi ile görüşerek Türk çalışanının duygusal zekâsını ortaya koyan bir çalışma hakkında bilgi vermişti. Sevinç, Türk çalışanları için hazırladığı norm çalışmanın sonuçlarını daha sonra ABD’li çalışanların verileriyle karşılaştırdı. Buna göre Türkler bir işi üstlendiğinde o işi bitirmek için kendine Amerikalılardan daha fazla güveniyor. Ancak Amerikalılara göre işyeri içerisindeki güç dengelerinin farkına varma konusunda daha zayıf kalıyor. Amerikalı işgörenler iş ortamındaki değişikliklere daha kolay adapte olup takım olarak daha başarılı olacağına inanırken, Türk işgörenler ekip halinde değil birey olarak daha başarılı olacağını düşünüyor. Yani EKİP RUHU bizde yok… En büyük eksikliğimizde bu olsa gerek.

Devamını oku

İNTİHARIMDAN KİMSE SORUMLU DEĞİLDİR

“Yeter artık dayanamıyorum… Bu yükü kaldıramıyorum… Sabrım kalmadı… Kimse beni anlamıyor, sevmiyor, sevmek istemiyor… Aileme söyleyin üzülmesin… İntiharımdan kimse sorumlu değildir… Hayattan ne beklentim var kı? Bu hayatı sevmiyorum… Böyle yaşamaktansa…”

 

Ya noluyor dediğinizi duyar gibiyim… Bizim yazar kendini mi öldürecek demeyin Allah korusun.  Yazarımız, baktı olmadı kimse okumuyor, kimse yorum yapmıyor diye intihar mı ediyor diye de düşünmeyin…J))  Aman Allah’a sığınırız intihardan ve intihara teşebbüsten.

Devamını oku

HEP Mİ KAVGA EDECEĞİZ

Laf ebesi, lafazan, lafı gediğine koymak, laf çakmak, laf dokundurmak, verdim ağzının payını, lafı duyunca sustu, laf sokuşturmak, laf atmak,  gibi ne kadar olumsuz bir sürü cümlelerimiz var… Siyaset okullarına bakıyorum ilk sorular soru şu hocam nasıl “lafı gediğine koyabiliriz” Ya da “hocam nasıl hazır cevap olabiliriz”? Veya “hocam biri laf attığında ya da sözlü sataşma yaptığında ne yapayım?” Yani şöyle doğru dürüst oturup konuşmayı beceremiyoruz bir türlü… Buna da sebep sanırım milli eğitim sistemimiz suçlu gibi geliyor. Zira ilk-orta ve liselerde hep bize MÜNAZARA öğretildi. Münazaralarda galip gelme öğretildi… Yanlışta olsa bildiğini bağıra, bağıra söyleme öğretildi. Dolayısıyla bu yanlışlık buradan kaynaklanıyor gibime geliyor…

Devamını oku

NEDEN EKONOMİ YAZARLARI ÇOK OKUNUR(!)

Bugün okuyucularımızla hasbihal etmek istiyorum… Aslında spor ekonomisine şöyleee bir dalış yapıp da neden Türkiye’de futbolun yeteri kadar gelir getirmediğini FUTBOL EKONOMİSİNİN Türkiye’de yeterince gelişmediğini anlatacaktım ama bazı veriler bekliyorum, inşallah bir sonraki yazılarımızda anlatacağım…

Efendim, tabii konu ekonomi olursa kaç kişi bizimle sohbet etmek ister o da ayrı bir konu ama.))) Zaten konumuz da bu: Neden halkımız ekonomi deyince sadece döviz anlıyor, Mark, dolar anlıyor? TV’lerde radyolarda gazetelerde en az okunan yazar ve haberler maalesef ekonomi haberleri ve ekonomi programlarıdır. Ama konu döviz, borsa, altın olduğu zaman tüm gözler ve kulaklar dikkat kesiliyor….

Devamını oku

AKŞEMSETTİN HAZRETLERİNDEN GELEN MESAJ

İstanbul’un fethinden önce dervişler, Allah dostları önceden İstanbul’a giderek tasavvuf ve maneviyat hakkında yerli halka uzun süren eğitim çalışması yaptılar… Osmanlı’nın adaletini anlattılar. Birçok Rum daha o dönemden gönlü İslam’a ısındı ve Müslüman oldu… Birçoğu da gönlü İslam’a doğru meyletmeye başladı… İşte İstanbul’un fethi esnasında bu yeni dervişlerden birisi Padişah’ı görmek için yakınına kadar sokuluyor tam o esnada Fatih Sultan Mehmet’in ayağı bu yeni dervişe kazara vuruyor, daha doğrusu Fatih Sultan Mehmet Han vurduğunun farkında değil. Gönlü burkuluyor ve gelip üstadına diyor ki “hani efendim, İslam’da adalet vardı, hani Osmanlı’da hak vardı, mazlumu koruma vardı…” Diye uzun uzun yakınıyor. Tabii şeyh hazretleri meselenin kazara olduğunu biliyor. Biliyor ama bunun kazara olduğunu nasıl anlatacak. Konuyu Akşemsettin Hazretlerine anlatıyor bu meseleyi diyor nasıl düzelteceğiz. Eğer kalpteki bu burukluk gitmezse İslam hakkındaki hak ve adalet kavramı yanlış anlaşılacak… Akşemsettin Hazretleri konuyu çözmek ve umuma da ders vermek için Cuma namazında hutbeden sonra namazı kıldırmak için geçiyor ve Fatiha’yı okumaya başlıyor .”Elhamdülillahi Müslüminn” hemen arkasından düzeltiyorlar “Elhamdülillahi Rabbilalemin” diye… Ama yok Akşemsetin Hazretleri her düzeltmeden sonra yine “Elhamdülillahi Müslümin” diye okuyor… Neyse namaz sonrası Fatih Sultan Mehmet Hazretleri bunun bir ikaz olduğunu anlıyor ve hocasına soruyor hocam niye öyle okudunuz, nerede hata yaptım hemen düzelteyim?  Hocası cevap veriyor,

Devamını oku

KRİZ TELALIĞI MI?

Türkiye”de küresel krizden dolayı bir kriz yok. Ya ne var? Taaaa eskiden beri gelen kolay kazanç alışkanlığı var o kadar. Firmalar yüzde 20″lerle yüzde hatta yüzde 50″lerle mal satmaya alışmışlardı.  Şimdilerde yüzde 5-6″lara düşünce kar oranı aman kriz bizde de var demeye başladılar.  Yok, efendim kriz bizde yok. Yani en azından şimdilik yok…1

Peki, kriz nedir? Nerede var?

Kriz Amerika”da var. Kriz AB ülkelerinde var… Hem de ciddi olarak var. Çünkü şu anda hepinizin de bildiği gibi 350 bin dolarlık bir daire ABD”de 50 bin dolara inmiş durumda ve yine de satılmıyor. Yani 7″de bir oranında bir düşüş söz konusu. Peki, bu değer yani o villanın değeri gerçekten 350 bin dolarımıydı? Hayır… Hah işte şimdi burada başlıyoruz krizi tanımaya. Efendim krizin asıl çıkma sebebi SANAL DEĞERLER yüzündendir. AL GÜLÜM VER GÜLÜM olmayınca yani PEŞİN PARA ortadan kalkınca MARKA DEĞERİ-SANAL DEĞERİ-CEVRE DEĞERİ diye değer üstüne değer koymaya başladılar. Şimdi düşünün 150 metrekare daire her şeyiyle aynı biri Fatihte biri Esenler”de fiyatı aynı mı? Değil… Niye? Çünkü semt faktörü var… Ya da Cola Turka ile PEpsi Cola”nın marka değerleri aynı mı? İşte SANAL yana ortada olmayan ÜRETİM-ORTADA OLMAYAN PARA yüzünden ortaya bu kriz çıktı.

Devamını oku

İŞTE KRİZDEN ÇIKIŞ YOLU

İşte krizden çıkış yolu dedik de hemen daha yazının başında alın işte krizden çıkış reçetesi bu diye bir hazır formül beklemeyin. Ya da yemeklerden önce bir kaşık, aç karnına tok karnına ilaç verir gibi bir reçete vermeyeceğim size… Ama sizde haklısınız toplum olarak o kadar alıştık ki “hap bilgilere ” hemen olsun bitsin veya hemen öğreneyim diyoruz… Neyse efendim, geçen haftaki yazımızı okuyanlar hatırlarlar dünyadaki krizin sebebinin sanal değerlerden yani olmayan değerlerden çıktığını söylemiştik. Ve bu yüzden de olmayan değerlerin abartılmasından dolayı da gerçek değerinin 7 kat fazlasına kadar sanal değerler biçildiğinden bahsetmiştik… Bu hafta ise mevcut krizden GERÇEKTEN KURTULMANIN yollarından bahsedeceğiz.


Devamını oku

VEFALI OLMAK…

Geçtiğimiz hafta içerisinde Eskişehir’e gittim. Şehre büyük yatırım yapan Cardin Mobilya’nın fabrika gezisine diğer gazeteci meslektaşlarımla birlikte iştirak ettim. Gerçekten firma şehre ekonomik anlamda büyük yatırım yapmış ve yapmaya da devam ediyor. Özellikle firmanın yakaladığı en büyük özellik “farklı olmak” ve “farkı fark ettirmek”. Bir işte başarılı olmak istiyor musunuz eğer bu işi başkaları da yapıyorsa kesinlikle farklı yakalamak zorundasınız… İşte Cardin firması bunu yapmış, yüzde yerli üretimli yola çıkmış, mobilyayı kutuya koyarak pazarlamış ve satış sonrası serviste vermiş… Evet, firma kurulalı 1 yıl olmuş ama şu anda Türkiye’nin birçok yerinde bayisi var hedef bayi sayısını bu yıl içinde 200’lerden 400’lere çıkartmak… Bir yıl içinde buraya gelmek hele kriz kiriz çığlıklarının atıldığı sıralarda hiçte kolay değil ama Cardin bunu başarmış…

Devamını oku

GERÇEK SEVGİ

Dünyada en önemli lezzet nedir diye sorarsanız eğer dostlar, herkes farklı bir cevap verecektir. Kimi altın-gümüş, yiyip içip eğlenmek diyecektir… Ama dünyada en güzel şeyin ve hasreti çekilen şeyin ne olduğunu isterseniz Rahmetli Sakıp Sabancı ile aramızda geçen şu konuşma ile açıklamaya çalışayım… Yıllar önceydi, Rahmetli Sabancı İSO Meclis Üyesiydi o zamanlar ve iftar yemeği öncesi etrafını saran gazeteci ordusuyla kendisinden bir şeyler alıp gazetemize kullanmak, Sabancı, şöyle dedi, şunu dedi diye haber peşindeydik… Merhum bize şöyle baktı ve biraz buruk şekilde”…Çocuklar hepiniz benden bir şey istiyorsunuz, herkes benim yanıma geldiği zaman bir şeyler istiyor, kimi yardım, kimi haber, kimi iş kimi şu veya bu… Fakat hiçbiriniz sordunuz mu ben ne istiyorum? Sabancı ne ister? Tabii susmuştuk, kimseden ses çıkmıyor Sabancı’nın söyleyeceği cevabı bekliyorduk. Şöyle devam etti: “Arkadaşlar, dünyada en önemli şey sevmek-sevilmek… Ama gerçek sevgi… Gerçek sevgi karşılıksızdır, gerçek sevgide istikrar, vefakârlık vardır. Gerçek sevgide fedakârlık vardır… “Ve son olarak şunu söyledi… Şimdi söyleyin bana geçe saat 3 Pendik’te oturuyorsunuz ve acil bir dosta ihtiyacınız var, kaç kişiyi ararsınız? Veya kaç kişi siz arayınca hmm tamam hemen geliyorum der… Ya delirdin mi, gecenin kaçı sabah görüşürüz, ya da arabam yok şimdi nasıl geleyim, taksi mi tutayım derler…” Sabancı sordu ama açıkçası bizden bu soruya cevap veren o zaman olmamıştı…

Devamını oku

SECOND LİFE YA DA İMTİHANDAN KAÇMAK…

Second Life dünyası, merkezi San Francisco’da bulunan 1999 yılında kurulmuş Linden Labs sirketine ait 3000’in üzerinde sunucu bilgisayardan oluşuyor. Şubat sonu itibariyle toplam Second Life sakini sayısı 2 milyon 615 bin. Bu rakam her ay %30’un üzerinde artıyor.Ayda minimum 6$’dan başlayan fiyatlarla paralı olarak abone olan kişi sayısı 67,000 civarında. Second Life’in Linden Dolar isimli, kendine ait bir para birimi mevcut, USD/LLD paritesi Second Life borsasında belirleniyor, Sadece 2007’nin ilk ayında Second Life’ta olusan ekonomik aktivite 10 milyon doların üzerinde.

Devamını oku