E-DEVLET VE VEKİLLERİMİZ

Dünyada 1,3 milyar İnternet kullanıcısı, 550 milyon kayıtlı bilgisayar, 158 milyon alan adı, 150 milyon web, 100 milyar civarında web sayfası, 100 milyon civarında video ve 60 milyon civarında kişisel web/blog olduğu tahmin ediliyor.

Türkiye’deyse 20 milyon civarında kullanıcı, 2,5 milyon bilgisayar, 150 bin Türkiye içinde, 700 bin Türkiye dışında alan adı var. Nüfusun yüzde 27’si İnternet’i düzenli kullanıyor, yüzde 70’i hiç İnternet kullanmamış ve yüzde 22’sinin İnternet hakkında hiç bilgisi yok. Evlerin yüzde 81’inde İnternet bağlantısı yok. Kadınların yüzde 80’i İnternet kullanmıyor.

Devamını oku

DUA KULÜBELERİ VE İŞYERİNDE MESCİT

Aman efendim yine mi aynı konu, yok şu fabrikada mescit yokmuş yok şu işyerinde mescit varmış… Yıllardır aynı şey… Yok ya biraz durun… Başka bir şey anlatacağım, siz isterseniz işyerinde mescit açın veya açmayın Türkiye laik-sosyal ve hukuk devleti kim ne karışır ki? Neyse efendim, önce ABD’den başlayalım, malum kriz var orada. Ama değerli okurlarım, inanın oradaki insanları en fazla yıkan işsiz kalmak değil, ya da parasız kalmak eyvahhhh işsiz kaldım aç kaldım, kiramı nasıl ödeyeceğim, ne olacağım meselesi değil(miş) meğerse… Çünkü yapılan araştırmalara göre insanların büyük çoğunlu işsiz kalmaktan ziyade ki bunların büyük çoğunluğunun parasal bir derdi de yok esas mesele, sabah kalkacak ve nereye gidecek… Çünkü kendisini alıştırdı rutin olarak işe gidecek, metroya binecek akşam eve gelecek, Cuma akşamları da dışarıda yemek yiyecek…Ama birden bire bu tekdüzelik bozuldu. Ne olacak şimdi? Boşluğa düşüyorlar. O kadar ki son dönemde psikiyatri kliğine gidenlerin sayısında büyük artış var.

Devamını oku

MÜŞTERİ MİSAFİRİMİZDİR…

Eee aman canım kriz kiriz gına geldi diyorsunuz değil mi? Yok bu sefer kriz yok, krizsiz bir yazı yazayım diye niyet ettim inşallah…(Nasıl olacaksa bakalım) Efendim mm aklıma Nasrettin Hocamız geldi… Hocamız bir misafir geliyor, yiyor içiyor. İyi güzel afiyet olsun da… Bu misafir biraz da bu satırların yazarı gibi meyveyi pek severmiş… Eee gece vakti, hoca zaten pek de gönüllü değil misafire ikrama… Bizim misafirin gözü yukarı kayıyor ve tavanda kurusun diye asılan kara ve kırmızı üzümlere bakmış. Canı sallanan salkım salkım üzümlerden istemiş… İstemiş de öyle pat diye denmez ki… Nasıl desin? Şöyle demiş

“Oy bizim eller, ah bizim eller. Gece yatarken üzüm yerler”…Nasrettin Hocamız tabii anlamış meseleyi ama. Onunda canı zaten burnunda biran önce yatsın da uyusun istiyor. O da şöyle cevap vermiş… Oyyy oyyy bizim eller bizim eller… Onu yazın saklar da güzün yerler…

Devamını oku

LİMANDA BEKLEYEN GEMİ OLMAK İYİ DEĞİL!

Gemicinin birine sorarlar “Tehlikeden en uzak gemiler hangileridir” diye… Tecrübeli gemicinin verdiği cevap çok ilginçtir: “En güvenli gemi LİMANDA kalan gemidir… Ama o da bir süre sonra işe yaramadığı için çürüyüp gider…” Bir yaşam koçu ve kaygı yönetimi uzmanı olan Sharon Taylor “Size ”yapamam” dedirten en önemli şey korkudur” diye açıklıyor. ”  “Yapamam” sözü kariyerinizi, sosyal yaşamınızı, ilişkinizi ve her şeyinizi sabote etmeye başladığında LİMANDAN AYRILMA ZAMANI GELMİŞTİR. Danışman Norah Harding “Olumsuz düşünceler üretmek korkunç derecede kolaydır” diyor ve “Yapamam tavrı içki ya da uyuşturucuya bağımlılık gibi gerçek düşüncelerinizden kaçmanın bir yoludur.

Devamını oku

TÜRKİYE AVRUPA’NIN EN BÜYÜK İKİNCİ ÜLKESİ OLACAK

Şimdi değerli okurlarımız, Türkiye’nin borçları 200 milyar doları geçmişken, çari açık artıyorken işsizlik oranı artarken diyorsunuz ki Türkiye Avrupa’nın en büyük ikinci ülkesi olacak. Yani AB’ye girdik ve AB içerisinde de lider olduk öyle mi? Evet, aynen öyle bu sözler bana ait değil. Dr. Peter Cornelius Küresel Araştırmalar Başkanı söylüyor. İSO’nun 7.Sanayi Kongresinde bir sunum yapan Cornelius, sözlerini şöyle sürdürüyor: “…Bakın 2007 yılında Türkiye dünyadaki en büyük 17. ekonomiydi. Golden Sachs’in Türkiye ile ilgili olarak yaptığı bir çalışma 2050 yılına kadar Türkiye’nin Avrupa’nın en büyük ikinci, dünyanın da dokuzuncu ekonomisi olacağını öngörüyor... Buna göre İngiltere’den hemen sonra gelecek. Almanya’yı ve Fransa’yı da geçecek. Bunu hesaplarken nüfus artışı  ve işgücü, yatırım oranı, Bunun olabilmesi içen neler gerekiyor… Çok fazla iyileşme ve  kalkınma gerekiyor…”

Devamını oku

PEKİ YA BU KRİZ BİTTİKTEN SONRAKİ MAZERETİMİZ NE?

Gönül isterdi ki Merhum Sabancı ve Merhum Üzeyir Garih şöyle TV’lere çıksınlar da kriz telalığı yapanlara, umutsuz iş dünyasına heyecan verici sözler söylesinler. Zira hangi sektöre bakarsanız bakın, hangi iş adamına sorarsanız sorun hepsinin hemen hemen yüzü asık.  Diyeceksiniz ki ya niye Sakıp Sabancı ya da Üzeyir Garih. Hayatta olan başka işadamlarımız yok mu? Onlar çıksalar anlatsalar. Tüm Türkiye’ye moral verseler… Şu anda Türkiye’nin önemli ihtiyacı moraldir. Geleceği yatırım yapacak iş dünyasına, açıklamalara ihyacımız var. İstiyorum ki, iş dünyası temsilcilerimiz çıkıp arkadaşlar, sektör temsilcileri gelin bir araya gelelim, kriz kriz diye değil bu krizi fırsata dönüştürelim diye açıklamalar yapılsın. Gazetelere bakıyoruz şu firma şu kadar işçi çıkarmış, ABD’de şu kadar firma kapanmış.  Şimdilik sadece İTO Başkanı Murat Yalçıntaş ve TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu tüm Türkiye’ye yetişmeye çalışıyor ama o da yeterli olmuyor.

Devamını oku

AİLE ŞİRKETLERİ NİYE UZUN OLMUYOR?

Geçen gün Sabancı Ailesi bir açıklama yaparak aile içerisinden bir grubun ayrılarak kendi şirketleri kuracaklarını, hisselerini satacaklarını duyurdu. Sabancı Holding Türkiye’de 50 yılı aşkındır çeşitli alanlarda hizmet veriyor ama şimdi gelinen noktaya bakalım holding daha da büyüyeceği yerde adeta küçülüyor. Sabancı Holding’den önce geçtiğimiz günlerde başka bir açıklama daha yapıldı belki gözümüzden kaçmıştır. Ulusoy Şirketler Grubu’da aile içerisindeki gelişmelerden dolayı ayrılık sinyalleri verdi oradan da kopmalar oldu… Teker teker şirket isimleri vermeyeceğim değerli okurlarım ama görüyoruz ki köklü aile şirketleri, köklü diyebileceğimiz holdingler neden birden bire küçülmeye demesek bile dağılmaya başladı… Bugün yazımızda bunu kısaca değerlendirmek istiyorum. Bu konuda değerli ekonomi yazarlarının da görüşlerine başvurarak bu konunun sebepleri üzerinde duracağız.

Devamını oku

BEN AKILLIYIM, DİYENLER, DİKKAT

Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar: Bir

İnsanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?

Doktor: Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç şey veriyoruz.

Bir kaşık, bir fincan ve bir kova.

Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz.

Siz NE yapardınız?

Adam: OOO! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova kaşık ve

Fincandan büyük. !!!

Hayır, der doktor. Normal bir insan küvetin tıpasını çeker


Devamını oku

GÜNEY ASYA BÜYÜYEREK GELİYOR AMA BİZİM İŞADAMLARIMIZ NEREDE

GASAM, (Güney Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanı Ali Şahin bey ile geçen hafta kısa bir sohbetimiz oldu… Sessiz ama büyük işler yapan GASAM hakkında bilgi aldıktan sonra bize Türk işadamlarının Güney Asya ülkelerine dönük çalışma yapmasının zamanı geldiği hakkında ilginç açıklamalarda bulundu. Şahin, The New York Dış Politika Yazarı Thomas Friedman’ın  geçtiğimiz ay yayınlanan bir köşe yazısından örnekler vererek başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere gözlerin Güney Asya ülkelerine çevrildiğini söyledi. Friedman, köşe yazısında şunları yazmıştı: “Çocukluğumda annem bizi Hindistan’daki aç Hintli çocuğu düşün ve tabağındaki yemeğini bitir diyerek yetiştirdi.  Şimdi ise ben çocuklarımı, Hindistan’daki çocukların sizi aç ve işsiz bırakmasını istemiyorsanız derslerinize iyi çalışın diyerek yetiştiriyorum”

Devamını oku

KÖPRÜLERİ ATMAYIN SAYINI ARTIRIN

Bugün rakamlardan değil, yüzünüzü güldürecek, belki tepessüm ettirecek birazcık uzan ama güzel bir hikâyeden bahsetmek istiyorum… Geçtiğimiz günlerde İTO-İSO ve tüm Türkiye’de oda seçimleri yapıldı. Bu seçimler önemliydi çünkü ekonomiye yön verecek, ekonomin gidişatında söz sahibi olacak kişiler seçilecekti. Nitekim seçildi… Seçildi ama çok kalpler kırıldı. Köprüler atıldı. Yılların esnaf komşuluğu hatta ev komşuluğu dahi neredeyse hiç sayıldı… Oldu mu şimdi. Hizmet etmek için geliyorum diyorsun ama öbür taraftan da adeta yakıp yıkıyorsun… Şimdi önümüzde yine bir seçim var. Yerel seçimler çok önemli. Çünkü Muhtar azaları, muhtarlar, il encümen üyesi, ilçe meclis üyeleri, belediye başkanları, Büyükşehir başkanları ve sayıları binleri geçen adaylar…Hepsi de hizmet için geliyor…İnşallah öyledir….Ama ne olur sakın seçim sırasında hele hele propaganda sırasında söylenen sözlere dikkat edilmesini rica ediyorum ve hemen hikayemize geçiyorum.

Devamını oku

KÜLTÜR A.Ş’DEN ÖNEMLİ BİR RİCA

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş Genel Müdürü Sayın Nevzat Bayhan tarafından göreve geldiği günden itibaren adeta rüyası olan Panoramik Müze hayata geçirildi. .Bu projenin gerçekleşmesi için destek veren İBB Başkanı Sayın Kadir Topbaş’a da ayrıca teşekkürler. Türkiye’deki ilk panoramik müzeyi gittiğim her yerde heyecanla anlatıyorum. Ve hala bu yazıyı okuduktan sonra gitmeyenler varsa lütfen hemen acilen gidip görsünler diyorum…

Devamını oku

“EĞİTİLMİŞ ELEMAN” AÇIĞI BÜYÜYOR

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan sanayici olduğu dönemde yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Çok sıkıntılarla karşı karşıya kaldım. Çok küçük bir atölyede işe başladım. İki, üç kişi ile çalıştığım günler oldu. Taksiye binecek para bulamadığım günler oldu, ama bunların hepsini bir şekilde çözdüm; ama 27 yılda çözemediğim tek bir problemim vardı, nitelikli eleman problemi. Nitelikli eleman sorunu üzerinde durulması gereken bir konu.”

Devamını oku

YAZICIOĞLU VE OLGUNLAŞAN TÜRKİYE

Geçtiğimiz hafta hareketli bir hafta yaşadık. Türkiye bir taraftan heyecanlı bir şekilde yerel seçimlere hazırlanırken BBP Genel Başkanı Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının bindiği helikopterin düşmesiyle heyecanın yerini birden sükûnet kapladı. Hemen hemen tüm partiler mitinglerini iptal ederek ortamın gerilmemesi için elinden geleni yaptılar. Bu arada genel başkan yetkilileri yaptıkları açıklamalarda gerçekten örnek bir davranış sergilediler. Özellikle helikopter kazasını siyasi malzeme yapıp ülkede karışıklık çıkarmak isteyenlere geçtiğimiz hafta yaşanan bu ortamdan adeta şok oldular…

Devamını oku

NATO VE 1,3 MİLYAR MÜSLÜMAN

Kuzey Atlantik Antlaşması Nisan 1949’da Washington’da imzalandı. NATO Amblemi, Kuzey Atlantik Konseyi tarafından Ekim 1953’te Atlantik İttifakı’nın sembolü olarak kabul edildi. Amblemdeki daire bütünlük ve işbirliğini, pusula gülü ise Atlantik İttifakı üyesi olan ülkelerin barışa giden ortak yolunu temsil etmektedir. Ve halen NATO’nun üye sayısı 28. Dünya nüfusunun yüzde 16’sını oluşturan NATO ülkeleri, yılda dünya çapında harcanan 1.300.000.000.000 (1,3 trilyon) Dolar’ın yüzde 70’ini harcıyorlar. Sadece Almanya’nın bütçeden savunmaya ayırdığı rakam 31,1 milyar Euro.

Devamını oku

TÜRKİYE’DE EKSİK OLAN MECLİS

Bu köşede defalarca söylediğim bir şey vardır değerli okurlarım, çok konuşuyoruz. Çok konuşuyoruz ve icraat yok.  E canım konuşmayalım mı? Tabii konuşalım ama evde bozulan bilgisayar için anlamadığı halde bilgisayarı tost makinesi zanneden birinin ya bir açıp bakalım belki anlarız diyenlerden tutun da, ah ben başbakan olsam deyip kahve köşesinde ahkâm kesenlere kadar ne çok konuşuyoruz. Türkiye ne çektiyse işte bu çok konuşmalardan çekti…

Devamını oku