Araştırmacı yazar Ümit Aktaş’la siyaset, diyanet, Türkiye’de kadın ve okumak üzerine bir söyleşi yaptık.
Sizce Türkiye’nin en büyük meselesi nedir? Ekonomi mi, yoksa toplumsal hayatta meydana gelen olumsuzluklar mı? Örf ve adetlerde olan değişiklikler mi?
Şu anda Türkiye’deki en önemli mesele, Kürt sorunu ve bunun etrafında ortaya çıkan toplumsal ve siyasal açmazlardır. Çünkü bu mesele, Türkiye’nin kuruluşu ve bu kuruluş ekseninde teşekkül etmiş olan yapısıyla ilgilidir. Ümmetçi bir bakıştan ulusalcı bir bakışa geçmek, sadece bir din tartışmasıyla sınırlı tutulamaz. Bu, aynı zamanda cihanşümul, çoğulcu, etnik ve dinî ayrımcılığı aşmış bir bakış açısından, etnisiteye dayalı, tekil, ulusçu ve laik bir bakış açısına dönüş anlamına gelir. O zaman da yüzlerce yıl içerisinde oluşmuş bir kültür, siyaset ve din anlayışı bir kenara bırakılarak oluşturulmaya çalışılan yeni yapılanmanın kan uyuşmazlığı, toplumda derin çalkantılara yol açmakta ve toplumsal barış bir türlü tesis edilememektedir. Beri yandan bu, dâhil olmaya çalıştığımız Avrupa Birliği’nin evrenselci bakış açısıyla da uyuşmazlıklar içerisindedir. Kısacası büyük ölçüde dünyaya entegre olmuş ve çevresinde etkinleşmeye çalışan bir Türkiye ile 1920’lerin mantığı arasında içten içe ciddi bir çatışma sürmekte ve bu çatışma tüm toplumun kimyasını bozmaktadır.