ASKIYA REKLAM

Efendim, isterseniz önce bir-iki kısa hikaye ile yazımıza başlayalım… Mahallede küçük bir bakkal dükkânı olan adam bakmış ki ertesi gün hemen yanına büyük bir market açılmış ve şehrin en iyi marketi diye yazısını asmış… Aradan birkaç gün geçmiş tabii ki rekabet hızla devam ediyor, bu sefer soluna dünyanın en iyi marketi diye yeni bir dükkân daha açılmasın mı? Eee bizim bakkal ne yapsın. Sağında dünyanın en iyi marketi, solunda şehrin en iyi marketi o da değişime ayak uydurmuş ve SOKAĞIN EN İYİ MARKETİ diye o da tabelasını değiştirmiş… Ve işte ikinci hikâyemiz iki arkadaş ormanda yürüyüş yapıyor birden bire karşılarına kocaman bir ayı çıkıyor. Ayı zaten kocamandır ama bu biraz daha hikâye gereği kocaman.

Biri hemen yanında bulunan çantasının fermuarını açıyor ve spor ayakkabılarını giyiyor. Öbürü telaşla ne o, ayıdan hızlı koşacağını mı sanıyorsun? Yok diyor arkadaşı, ayıdan değil ama senden hızlı koşacağım… Değerli okurlar, rekabet hızla ilerliyor. Bugün artık bir saatte ürettiğiniz pantolon değil 2 saat veya 3 saatte ürettiğiniz pantolonları satabilirsiniz. Yani artık seri üretim değil daha farklı, daha tüketiciye hitap eden üretimler yaparsanız iş dünyasında ayakta kalabilirsiniz? Değişim sizi zorlamadan siz değişime ayak uydurarak, teknolojiyi de arkanıza alarak okyanusa doğru açılabilirsiniz. Aksi taktirde Balat’tan Kasımpaşa’ya kayıkla gidemezsiniz…

Firmalarda artık sık sık kullanılan bir kelime var nedir o? İnovasyon. İnovasyon “yenilik” demektir. Ama her yenilik inovasyon değildir. İnovasyonda yeniliğin şirkete değer katması ve faydalı olması şartı vardır. Firmalar yenilik yapacağım diye akla hayale gelmeyecek ürünler üretiyor ama sonuç elde var sıfır. Onun için hani daha önceki yazılarımda belirtmiştim, elde var da bizde niye yok mantığı ile işe başlamamız lazım. Bakın aşağıdaki bazı ilginç örnekler var ve tutmuş. HangerNetwork isimli şirket. EcoHanger adını verdikleri elbise askılıkları ile pazarlama dünyasına yeni bir pazarlama iletişimi aracı daha kazandırdılar. EcoHanger bildiğimiz elbise askılığı. % 100 geri dönüşümlü kağıttan yapılıyor ve dediklerine göre EcoHanger için hiç ağaç kesilmiyor. Bu elbise askılığını özelliği üzerine reklâm verilebilmesi. Nasıl olacak bu diye düşünüyorsanız şuraya tıklayın: http://www.girisimcifikirler.com/yazi/157154 Gördüğünüz gibi bu askılığın neredeyse tamamı reklâm alabiliyor. Reklâm kâğıt üzerine basıldığından uygulama da oldukça kolay yapılıyor ve dijital baskı sayesinde istedikleri her şeyi basabiliyorlar askılığın üzerine. Peki, böyle askılığı diyelim ki, Çetinkaya-Çarşı- Hatemoğlu gibi mağazalarda nasıl kullanabiliriz. Şimdi mağaza sahibi gitse dese ki. Ülker firmasına benim çocuk bölümümdeki tüm askılara senin firmanın reklâmını koyacağım, şu kadar da ücret. Fikir mantıklı mı? Mantıklı tutar mı? Tutar… Başka ilginç fikir yok mu? Olmaz olur mu canım var İnternete şöyle bir girin bakın ne güzel fikirler var. İşte PTT’nin yeni bir hizmeti daha. http://www.ptt.gov.tr/images/kisiselpul_gallery/index.htm PTT Genel Müdürlüğü Türk pulculuğuna yeni bir boyut getirmek ve posta idarelerine kaynak yaratmak amacıyla Kişisel Pul uygulamasını devreye sokmuş bulunuyor. PTT Genel Müdürlüğü, bir yılda 638 kişi ve kurumun isteği üzerine 614 bin 300 adet kişisel pul basımı gerçekleştirdi Bu uygulama ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından gönderilen görsel objeler pul olarak basılacak ve gerek hatıra amaçlı gerekse postada kullanılabilecek. Söz konusu objeler (kuruluş yıldönümünü kutlamak, belli bir olayı anmak, ticari bir ürünün tanıtımını yapmak, doğum günü, evlilik yıldönümü, anneler günü, babalar günü, mezuniyet töreni, hatıra, v.b.) amaçlı olabilmekte. Sözlerimi yine bir hikaye ile bitirmek istiyorum.

Karaman’lı bir dostum anlatmıştı. Tabiî ki hatırımda kaldığı kadarıyla. Padişah demiş ki vezirine al şu parayı bir koyun al. Etinden kavurma, yününden börk(bir nevi şapka) , isterim. Koyunu canlı, paramı geri isterim… Hayda şimdi çık işin içinden. Hem koyun alacak vezirimiz. Hem bu koyunu kesip kavurmasını yapacak. Hem de koyunu canlı ve parayı da geri getirecek. Eee nasıl olacak? O zaman google’de yok kime soracak. Neyse uzatmayalım bulmuş sormuş. Bakın çözümü nasıl bulmuş. Almış ikiz doğuran bir koyunu. Birini kesmiş kavurma yapmış, birini satmış parasını geri getirmiş. Sonra da koyununda yününü kırpıp börk yaptıktan sonra padişaha geri getirmiş. Evet, sözün kısası, iş dünyasında çözümler her zaman vardır. Yeter ki yeniliğe açık olalım.

 

Yorum yapın