Büyük kitap dostu, cömert işadamı Şevket Demirci

Yemek ve kitap ikram ederdi!

Öyle bir işadamı ki kitaplarla yatıp kitaplarla kalkan… Okumayı ve okutmayı seven bir işadamı; aynı zamanda yemek yedirmeyi de seviyor. Büyük kitap dostu ve âşığı, “Ebuzziyafe” (Ziyafetin babası) unvanıyla da anılan hayırsever işadamı Şevket Demirci, vefatının birinci yıldönümü münasebetiyle ESKADER tarafından düzenlenen programla yâd edildi. Toplantı, 15 Temmuz Perşembe günü saat 18.00’de Cağaloğlu’ndaki Timaş Kitap Kahve’de yapıldı.

17554

Gazeteci-yazar-çizer-esnaf, kısaca her kesimden dostları vardı

Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği’nin her hafta Cağaloğlu’nda düzenlediği “Bâbıâli Sohbetleri”nin 20’ncisi Şevket Demirci’ye tahsis edildi. İlim, fikir ve sanat çevrelerinde sevilen ve sayılan, kitaplara olan muhabbetiyle ve kendisini ziyaret edenlere cömertçe ikramda bulunmasıyla tanınan Şevket Demirci’yi, başta aile fertleri olmak üzere akrabaları, yakınları, tanıyanları, dostları ve talebeleri katılımcılara anlattılar. Burada siyasetçilerden akademisyenlere, gazetecilerden yazarlara, esnaftan memurlara herkesi buluşturan Şevket Demirci’yi anma gününe katılanlar arasında Mehmet Şevket Eygi,  Emin Işık, Prof. Dr. Sefa Saygılı, Dr. Ali Akben, Dursun Gürlek, Mustafa Özdamar, Ertuğrul Düzdağ, Mustafa Özcan, Abdurrahman Dilipak Olcay Yazıcı ve Ahmet Yüter de bulunuyordu.

Peki, kim Şevket Demirci?

Şevket Demirci, işyerine ve evine davetli-davetsiz gelen herkese yemek ikram etmesiyle ve birçok kişiye kitap armağan etmesiyle tanınıyordu. Demirci, Türkiye’nin muhtelif yerlerindeki kütüphanelere de kitap yardımında bulunmuştu. Ümraniye İmes Sanayi Çarşısı’ndaki işyerinde akın akın dostları ve sevenleri tarafından ziyaret edilen Şevket Demirci, başta Bandırmalı Ali Efendi olmak üzere birçok tasavvuf insanı ve gönül adamıyla da yakından görüşüyordu.

Hayırsever işadamı, işyerinin bir bölümünü misafirlerini ağırlamak için kütüphane ve yemekhane olarak ayırmıştı. Geçen yıl 8 Temmuz 2009 tarihinde tedavi gördüğü Acıbadem Hastanesi’nde Hakk’a yürüyen Şevket Demirci, Ümraniye İmes Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından memleketi Kastamonu’nun Çatalzeytin Samancı Köyü’nde toprağa verilmişti. 67 yaşında vefat eden hayırsever işadamı, açtığı Mağfiret Ocağı’yla her gün yüzden fazla kişiye yemek yediriyor, ihtiyacı olan öğrencilere de burs sağlıyordu.

Zâhir-bâtın bütünlüğü içinde güzel bir insandı

Mehmet Nuri Yardım’ın başlattığı sohbet, Şevket Demirci’nin anılmasına vesile olan Prof. Dr. Sefa Saygılı’nın idaresinde devam etti. İlk olarak söz alan Mustafa Özdamar, “Şevket Baba’nın ruhaniyetine uygun bir program yapılmaktadır. Sadeliği severdi, gösterişten uzaktı. Dobra dobraydı. Kastamonu’ya uygun bir evliyaydı.” dedi. Özdamar, konuşmasına şöyle devam etti: “Özdamar, ‘gelmiyor musun?’ diye Kastamonu’ya davet ederdi. Zâhir de lazım, bâtın da lazım. Buraya bunu söylemek için geldim. Zâhir-bâtın bütünlüğü içinde güzel bir insandı…”

Toplayıcı bir insandı

Gazanfer Sanlıtok, “Onunla Ali Coşkun vasıtasıyla tanıştık. Ona gittiğimizde yemek yemekten rahatsız oluyorduk” derken, Mehmet Nuri Yardım, Şevket Demirci’nin Türkiye’de kitabı en çok seven kişilerden biri olduğunu söyledi. Kültür eski bakanı İsmail Kahraman ise şöyle konuştu: “Rahmetli Şevket Demirci toplayıcı bir insandı. Unvanı neydi? Ebu’z Ziyafe. ESKADER’i faaliyetleri için tebrik ediyorum. Bu derneğin yöneticileri, Mehmet Emin Alpkan gibi değerli insanlar için programlar yapmış. Şevket Demirci’nin ruhu için Fatiha okuyalım.”

Kendisine söz verilen Dursun Gürlek de hatıralarını anlattı ve “Şevket Demirci Bey’i üç defa ziyarette bulundum” dedikten sonra anlatmaya başladı: “Onu iki fıkrayla yâd etmek istiyorum.

Cimrinin biri nehre düşmüş, boğuluyormuş. Oradan geçen biri de ‘Elini ver’ deyip kurtarmak istemiş. Oralı olmamış boğulan. Diğer biri, ‘Elimi al de, o zaman elini uzatır, çünkü o vermeyi değil almayı sever’ demiş. Nasreddin Hoca bir gün mis gibi helva kokan dükkâna girip yemeye başlamış. Bunu görenler de dövmeye. Ve şöyle demiş. ‘Döve döve helva yediriyorlar.’ Şevket Abi de öyleydi. İki özelliği vardı. Mücessem cömertliği ve kitap âşığı oluşu. Kitapçıdan sıra sıra raflar indirir. İş yeri adresine taşır. Gelenlere hediye ederdi. Vefatından altı yedi ay evvel Çatalzeytin’den aradı. ‘Gel, buranın en iyi zamanı’ dedi. Ne yazık ki gidemedim.”

17553

Hakkında kitap hazırlanıyor

Arada söz alan Mehmet Nuri Yardım, Şevket Demirci’nin “bir aşk, şevk ve zevk adamı” olduğunu belirterek, okuduğu bir hatırayı nakletti: “Doktor olan yakın dostları, ‘Şevket Abi çok kilo alıyorsun, biraz perhiz yap, ama evinde bu zor olur, iyisi mi hastaneye yatıralım’ demişler. Cerrahpaşa Hastanesi’nde bir oda tutulmuş. Şevket Bey hemen odaya bir kütüphane ve büyük bir buzdolabı aldırmış. Tabii dolabın içi envai çeşit yiyeceklerle dolu. Durmadan doktorlara, hemşirelere ikram ediyor. Malum çok cömert. Aradan bir süre geçmiş, bakmışlar ki Şevket Bey kilo vermediği gibi doktor ve hemşireler kilo almaya başlamış. Bunun üzerine tedaviyi kesmişler.”

Yardım, konuşmasının sonunda bu toplantıya vesile olan Sefa Saygılı Bey’den bir kitap beklediklerini de sözlerine ekledi. Saygılı, kitap için yazı toplamaya başladıklarını, ancak daha eksiklikleri olduğunu hatırlatarak çalışmaların süreceğini duyurdu.

Fahri Sarrafoğlu oradaydı

Yorum yapın