Sağlıklı gülmeyi biliyor muyuz?

 Röportaj: Fahri Sarrafoğlu

Uzm.Psk. Merve Saraçoğlu ile gülme üzerine kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.  Gülmenin insan sağlığı üzerindeki etkileri üzerinde durduk ve en önemlisi ruh sağlımıza etkileri hakkında konuştuk. Ama küçük bir tavsiye : “Siz siz olun sakın zoraki gülmeyin…” Neden mi?  Cevabı söyleşimizde satır aralarında okuyabilirsiniz.

 

 Sizce sağlıklı gülme nedir, ya da faydalı gülme nedir? Kısa bir tanımını yapabilir miyiz?

Sağlıklı gülme kavramı için kişinin keyif aldığı insanlarla, keyif aldığı ortamlarda, fiziksel ve ruhsal olarak iyi hissettiği durumlarda gülmesidir diyebiliriz. Gülmenin herhangi bir zararı yoktur ancak gerçekten mutlu hissedildiği zaman gülmek gerçek ve sağlıklı olanıdır.

 İnsanın doğasında ikiyüzlü olmak yok.

Gülme ve bir de zoraki gülme var, sizce zoraki gülme aslında kişiye zararlı mıdır, yani kendisini ikiyüzlü gösteriyor ya da kişiye rol yapıyormuş gibi bir etki içerisine sokuyor diyebilir miyiz? Bu da zararlı mıdır?

 Bahsettiğiniz bu zoraki gülme hali kişinin değer verdiği bir insana karşı yapılıyorsa buna ikiyüzlülük diyemeyiz. Bu durum karşımızdaki kişiyi kırmama özeni olarak tanımlanabilir. Ancak zoraki gülümsemeyle ilgili şikâyetlerle de karşılaşmıyor değilim. Özellikle kurumsal hayatta haz edilmediği halde beraber çalışmak zorunda olunan iş arkadaşları ya da amirlere karşı zoraki gülümseme, bir süre sonra kişide aşırı baskı hissi yaratabiliyor. Çünkü insanın doğasında ikiyüzlü olmak yok.

Ancak kişisel çıkarlar ya da işi kaybetme korkusu gibi sebepler kişiyi zoraki ya da sahte gülümsemeye itebiliyor. Bu durumun uzun vadede zararları var tabii. Suçluluk duygusu, özünü bastırma hali, yalan söyleme ve tüm bunlara bağlı depresif belirtiler görülebilir.

Rahatça gülemeyen insanlar var

Türk toplumunda “gülmek” deyince biraz yadırganıyor, sizce gelenekler ya da çevre “sağlıklı gülmeyi” engelliyor diyebilir miyiz?

Merve-Saracoglu (Kopyala)

 

Bizim ve bizden önceki jenerasyonda toplum içinde gülmek ya da kahkaha atmak ‘ayıp’ olarak algılanırdı. Yeni jenerasyonda böyle bir algının oluşmadığını görüyor ve seviniyorum. Ancak hala toplum içinde rahatça gülemeyen insan sayısı da oldukça fazla. Bunda da tabii geleneklerden kaynaklı öğrenilmişlik var.

Genelde gülmeyi seven bir toplumuz

Medya ve Kitle iletişim araçlarına baktığımız zaman en fazla izlenen ya da takip edilen “komik-güldüren program ya da dergiler-mizah materyalleri satılıyor. Sizce “Türk toplumu olarak ” gülmeye hasretiz diyebilir miyiz?

  • Gülmeye hasretiz demek biraz acımasız bir yorum olabilir. Ancak eskiye oranla daha az mutluyuz diyebiliriz. Bu da tabii gülme ihtiyacımızı arttırıyor. Atalarımız her ne kadar gülmeyi toplum içinde ayıp olarak algılatmış olsa da biz gülmeyi seven bir toplumuz. Son birkaç yıldır savaş, terör, ekonomik kriz gibi global sıkıntılar, haberleri izlerken sürekli olumsuz olaylara tanık olmamız mutluluğumuzu etkilese de mizahi yayınlarla kendimizi daha iyi hissedebiliyoruz.

 Çocuklar gülmeyi öğrenmeli

Anne-ve babalara çocuk eğitiminde çocuklarını gülme konusunda sınırlama getirmemelerini tavsiye edebilir miyiz?  Ya da onlara ne gibi tavsiyeleriniz vardır?

 Gülmeyi tamamen sınırsız bırakmak çok doğru değil aslında. Çocuklar her şeye açık ve sınırları olmadan dünyaya gelirler. Hastalık, kaza, ölüm vs. gibi dramatik olayların ne olduğunu ve bu tür ortamlarda nasıl davranılması gerektiğini bilmeleri önemlidir. Ancak çocuklara öğretilmesi gereken en önemli şey gülmenin ayıp bir şey olmadığıdır. Çocuklar mutlu olmayı öğrenmeli ve içten gülmeyi bilmelidirler.

 indir

Eğitimcilere çok iş düşüyor

Öte yandan yukarıdaki sorumuzla bağlantılı olarak okullarımız da gülme konusu pek de ciddiye alınmadığı gibi tam tersi dışlanıyor, eğitimcilerimize de sanırım iş düşüyor diyebilir miyiz?

 

Eğitimcilere diğer konularda olduğu gibi bu konuda da çok iş düşüyor. Sağlıklı gülmeyi öğretmek, gülmenin insana fiziksel ve ruhsal faydalarını anlatmak, bununla ilgili çocukları hem eğlendiren hem de bilgilendiren birkaç ufak uygulama yaptırmak çocukların zihinsel kapasitesini arttırdığı gibi ruhsal açıdan da sağlıklı bir birey olarak yetişmelerini sağlar.  

 Son olarak sizce AB ülkelerine göre biz daha mı az gülüyoruz?

 Buna kesin bir cevap veremeyiz. Çünkü coğrafi koşullar ve kültürlerarası fark bu karşılaştırmayı yapmamızı engeller. Örneğin Ruslar gülmeyi ‘anlamsız bir eylem’ olarak nitelendirirken İtalyanlar hayat felsefelerini gülme üzerine kurmuşlardır. Çok genel bakacak olursak, biz Akdeniz ülkeleriyle biraz daha benzer olduğumuz için kuzey ülke halklarına göre daha güler yüzlüyüz diyebilirim.

GÜLMENİN FAYDALARI

Gülmenin insan fizyolojisi üzerindeki etkilerini inceleyen bir psikoloji dalı olduğu hatırlatan Saraçoğlu, Gelotoloji adı verilen bu dalda yapılan araştırmalar sonucunda gülmenin vücut üzerindeki etkileriyle ilgili olarak çarpıcı verilere ulaşıldığını da vurguladı.

Uzman Psikolog Merve Saraçoğlu, araştırmacıların ulaştıkları sonuçlar hakkında şu bilgileri verdi:

  • KAN AKIŞINI DÜZENLİYOR: İnsanlara komedi veya dram türünde filmler izletildiğinde bunun damarlar üzerindeki etkileri izlendi. Gösterimden sonra komedi izleyen grubun damarları kolaylıkla daralıp genişleyerek normal bir şekilde hareket ederken dram izleyen insanlardaki damarlar kan akışını kısıtlayacak şekilde gerilme eğilimi gösterdi.
  • BAĞIŞIKLIK SEVİYESİNİ YÜKSELTİYOR: Artan stresin, azalan bağışıklık sisteminin tepkisi ile ilgili olduğu belirtiliyor. Çalışmalar, mizahı kullanma becerisinin vücuttaki enfeksiyonla savaşan antikor düzeyini yükseltebileceğini ve bağışıklık hücrelerinin seviyesini de artırabileceğini gösteriyor.
  • KAN ŞEKERİ DÜŞÜYOR: Diyabeti olan 19 kişi ile yapılan bir çalışma, gülmenin kan şekeri düzeyi üzerindeki etkilerini ortaya koydu. Yemekten sonra sıkıcı bir seminere giren gruba sonraki gün yine yemekten sonra bir komedi izlettirildi. Komedi filminden sonra grubun kan şeker düzeyi ölçüldüğünde seminerden sonra olduğundan daha düşük çıktı.
  • UYKUSUZLUĞA ÇARE: Psikolojinin gülmenin faydalarına odaklanmasının mazisi Norman Cousin’ın,’Bir Hastalığın Anatomisi’ adlı hatıralarına dayanıyor. Eziyetli bir omurga hastalığı olan ankilozan spondilit teşhisi konan Cousin, komedi filmlerinden oluşan bir kürün kendisini daha iyi hissettirdiğini bulmuş. On dakika gülmenin, iki saatlik ağrısız bir uyku çekmesine izin verdiğini söyleyen Cousin, hiçbir koşulda gülmeyi unutmadığını belirtmiştir.

Yorum yapın