Valizlerin dili olsa da konuşsa!

Strazburg Haguenau’da ilginç bir müze var. Bu müzenin kurucuları ile konuştuk. Müzenin kurucuları olan Marie  Rolland ve Jean-Philippe Rolland ile ayak üstü bir söyleşi yaptık.  Osmanlı’da bitpazarı demek, bitmemiş demektir. Yani her eşyanın ömrü kullanana göre değişir. Sizin için bitmiştir, atarsınız. Ama bir başkası için başka bir eşya olur. İşte Bağaj Müzesi ya da bavul, valiz müzesi de diyebiliriz, burada yılların emektar bavulları yer alıyor. Belki de içinde Türk işçilerimizin yıllar önce Fransa’ya giderken kullandığı valizlerde vardır. İşte kısa söyleşimizin detayları: 

Koleksiyoner olarak başlayıp ve koleksiyonunuzu herkes ile paylamanız takdir edilecek bir durum. Size bunun için teşekkür etmek istiyorum. İlk sorum: bagaj koleksiyonuna başlamanıza sizi ne teşvik etti? 


Bagajların restorasyonu ile ilgileniyordum. Restore ettiğimiz parçaların özelliği/orijinalliği, 1850-1920 yıllarını keşfetmemizi ve bu yılların arasındaki evrimi anlamamızı sağladı. Bu evrimi paylaşmak bizim için çok doğal bir istekti. Bu nedenle, bu dönemin tarihini paylaşmak için, dönemi temsil eden en önemli parçaları bir araya getirdik.

Kısa bir süre zarfı da olsa da müzenizi gezme imkânım oldu. Bu geziyi çok beğendim. Eminin müzedeki her bir eser sizin için çok değerlidir ve hepsinin ayrı bir hikâyesi vardır ama size bu soruyu sormak istiyorum: sizin için müzedeki en değerli bagaj hangisidir? Bu valizler hakkında bilgi alabilir miyiz? 

Bizim için en değerli olan ahşap seyahat bavulları,  Nuremberg sandığının karşısında duran, çizgili ahşap bagajdır (görsel olarak gönderdiğimiz). Bu bagaj bizim satın aldığımız ilk lüks bagajdır. Deri köşebentleri ve masif pirinçten yapılmış kilitleri, menteşeleri ve çivileri 1870-1880 yıllardaki birçok çizgili bagaj üreticinin, “malletier” lerin, muhteşem işçiliğini günümüze yansıtmaktadır.  

Müzede Türkiye’de üretilmiş veya Türkiye’den gelen bir eser var mıdır? 

Müzede Türkiye’de üretilen bir valiz ya da bavul bulunmamaktadır. Müzemizde henüz tüm ülkelerde üretilen bagajlar bulunmamaktadır ;-). 

Bir yeri müzeye dönüştürmek kolay olmamıştır. Bize bu süreçten bir anı ve karşılaştığınız zorlukları anlatabilir misiniz? 

Bagaj (valiz)  müzesi Haguenau şehrinin yardımı ile kuruldu. Müzenin bulunduğu bina eski Fransa Merkez Bankasının binasıdır. Eserlerimizi merkez bankasından kalan kasalara yerleştirmek istedik ve bunu yaparken kasaların sağlamlığından dolayı çok zorlandık. Duvarlara kasaların sağlamlığından dolayı delik açamıyorduk!

Kabul ederseniz, kendinizden bahseder misiniz? Sizi tanımamız mümkün müdür? Ne işle meşgulsünüz? 

Ben ve eşim müzeyi kuran çiftiz. İsmim Marie, soyadım Rolland, eşimin ismi de Jean-Philippe Rolland. İkimiz de 1966 doğumluyuz. 

Önceden bir bilgisayar şirketimiz vardı. Mesleği bırakma kararı aldık. Bırakınca da, el işçiliği gereken mesleklere yönelmek istedik. Yazılım işini bırakıp, nesnelere dokunmak istedik. İlk başlarda bir dolap, bir komidin ve bir valiz restore ettik. Yolculukları, insanların hikâyeleri anlatan, özel derilerin kullanıldığı valizlere hayran kaldık. 

Ve küçük bavulları restore etmeye başladık. İlk başta 3 tane bavul  satın aldık, onları restore ettik ve ikisini sattık… El emeği ve uzun süren iş saatlerinden sonra koleksiyonumuzu satın aldık. Son kalan bavulu  da satmadık, üretildiği dönemi ve eski bavulları  anlattığı için onu koleksiyonumuz bir parçası ettik. 

Bavul  koleksiyonun dan hariç bir koleksiyonunuz var mı? 

Başka bir koleksiyonumuz yok. Bu koleksiyonumuz çok yer kaplıyor ;-). Koleksiyonumuzu Haguenau şehrine emanet ettik, koleksiyonumuz eşki merkez bankasının binasının bulunduğu yerde sergilenmektedir.  

Bize zaman ayırdığı için müze yetkililerine ve koleksiyonerlere ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. 

Yorum yapın