BAŞKALARININ İŞİNE BURNUNU SOKMAK

Ağzımızla kulağımız arasındaki bağlantıyı kopardığımız için başkalarının içine sık sık karışmayı kendimize bir vazife addediyoruz. Bir gün oluyor çok iyi bir doktor, bir gün oluyor çok iyi bir psikiyatri ya da psikolog edasıyla karşımızdakine şöyle yap böyle yap diye hüküm vermeye çalışıyoruz… Hatta eğer bizi dinlemedi mi de, -ben dememiş miydim…-beni dinleseydin böyle olmazdı… Diyerek kendimizde üstün bir özellik olduğunu ima ediyoruz. Aslında çaktırmadan kerameti kendinden menkul bir evliya olduğumuzu söyleyeceğiz de etrafta destek gelmediği ya da belki çekindiğimiz için şimdilik kenarda duruyoruz. Yoksa fırsatını bulsak hemen meydana çıkıp mangalda kül bırakmayacağız

Niye böyleyiz, yani insan neden başkalarının işine burnunu sokar? Üstelik kendisinden herhangi bir yardım dahi istenmemişken? Yardım severlikten mi? Sanmıyorum…

Yolda geçen bir turist elinde harita bir şeyler soruyor bizimki hemen koşuyor yardım edeyim diye yabancı dili sular seller gibi, biliyor ya (!) Derken zavallı turistleri Edirnekapı’ya göndereceğim derken yaptığı yanlış tarifle Üsküdar-Harem’e gönderiyor. Bu mu yardım severlik. Bırak karışma, işin ehlini bul ya da sus…

Yukarıdaki sorumuzun cevabına gelelim isterseniz, neden böyleyiz, neden başkasının işlerine burnumuzu sokmayı seviyoruz? Aslında Kuran-ı Kerim bunun cevabını çok güzel veriyor.

MAKALENİN DEVAMI İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ

 

Yorum yapın