30 MİLYON TURİST Mİ GELECEK?

Bizim zamanımızda lise ders kitaplarında turizm, çevreyi kirletmeyen bacasız sanayi olarak tanımlanırdı. Bacasız sanayi kelimesi gerçekten doğru, çevreyi kirletmeden adeta fabrika gibi çalışan turizm tesislerimiz var. Türkiye bacasız sanayi turizm nimetlerinden en fazla yararlanması gereken ama komşu ülkelere göre en az faydalanan ülke konumunda(idi). Yeni yeni yapılan yatırımlar ve teşviklerle Türk turizm sektöre giderek canlanıyor artık.

Dünya Turizm ve Seyahat Konseyi 2020 yılına kadar olan dönem için yıllık ortalama %5 düzeyinde büyüme tahmini yapıyor. 2020 yılında uluslararası turist sayısının 1 milyar 560 milyon kişiye, turizm gelirinin ise 2 trilyon dolara ulaşacağını ifade ediyor. Dünya Turizm Örgütü, önümüzdeki 20 yıllık süreçte Avrupa’nın en fazla turist kabul eden bölge olarak yerini koruyacağını fakat Türkiye, Kıbrıs ve İsrail’e olan talebin Avrupa ortalamasının iki katı hızla büyüyeceğini öngörüyor. 2020 yılında Akdeniz ülkelerini toplam dünya turist sayısının % 22’sini oluşturan 346 milyon turistin ziyaret edeceği tahmin edilirken 10 Balkan Ülkesi’ni 79 milyon turistin ziyaret etmesi; özellikle Yunanistan, Türkiye, Bulgaristan, Romanya ve Hırvatistan’ın Balkan Ülkelerini ziyaret edecek olan toplam ziyaretçi sayının % 92’sini ağırlaması bekleniyor.


Türkiye’de yeni hedef 2010 yılı itibariyle yıllık 30 milyon turist ve 30 milyon dolar turizm geliridir. Türkiye’de ilk başlarda fazlaca önemsenmeyen fakat daha sonrada işi çığırından çıkaracak şekilde daha doğrusu işi ahlaksızlığa kadar götürecek şekilde yanlış bir Turizm Politikası yürütüldüğünü biliyoruz. Turist gelsin de ister bitli olsun, ister üstsüz olsun, isterse kumarbaz olsun hiç farketmez anlayışı yüzünden her sene patlama beklenirken tam tersi patlama yaşandı, içerdeki sosyal patlama ve ahlaki çöküntü

Evet, Turizm sektörü oldukça önemli ve bu sektör için bacasız sanayi demek oldukça yerinde. Çünkü pek o kadar büyük yatırım yapmadan birçok kişiye iş imkanı sağladığınız gibi ülkeye de bir o kadar döviz girdisi sağlıyor. Gelelim bizim söylemek istediğimiz esas meseleye:Prof Dr. Önder Küçükerman(Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi) Turizm amaçlı kültürel ürünlerin önemi konulu bir makalesini okudum. Kısaca şöyle söylüyor: ” Gerçekten bir turistin çantasına bilen küçük ürünler, bazen her ülkenin, hatta bölgenin temsilcisi olarak dev boyutlu turizm projelerinin bile adeta birer temsilcisi gibi önemli roller oynayabilmektedir….” Burada vurgulanmak istenen şu, turiste sunulacak olan şey özel ortamlar içerisinde ve turist için hemen orada üretilebiliyor olmasıdır. Yani Nevşehir Avanos’da üretilen bir çömlek, bir vazo üretilirken turiste hem şov yapılmalı hem de anında turiste sunularak satılmalı. Vitrinde duran bir çömlek çansızdır, ama üretimini gören bir turist için o çömlek önemli bir mesajdır. Yine Kütahya’da “Çini Atölyeleri” “Bakır İşleme Atölyeleri” “Cam işleme atölyeleri” bu sayıyı daha da çoğaltabiliriz, Türkiye turizme yönelik el sanatları açısından oldukça zengindir “Ağaç oymacılığından” tutunda “Vitray” çalışmalarına kadar birçok alanda turizme yönelik çalışmalarımız mevcut. Batı’da bunun örneği mevcut İsveç’te özel Cam Köyleri var, İspanya’da “İspanyol Köyü Projesi” her yıl önemli miktarda turistin ülkeye gelmesini sağlamaktadır. Bu projenin özelliği İspanya’nın değişik yerlerinde bulunan 100 önemli tarihi mimarı esere bir araya getiren bir yapı olmasıdır. Adeta iğneyle kuyu kazılmış fakat ülkeye gelen turist sayısı da 39 milyona çıkartmıştır. Fas’da bile küçük el sanatlarını içine alan çeşitli köyle oluşturulmuştur. Fas Marekeş’de “El sanatları Merkezi” yine Fas’ın Rabat’da “Seramikçiler Köyü” turizm amaçlı oluşturulmuş köylerdendir.

 

Peki, Türkiye’de neden böyle projeler yok? Önemli olan diğer ülkelerde olduğu gibi bu tip atölyeleri, destekleyip gelişmelerini sağlamak, hem kültürümüze hizmet ederek onu başka ülkelere de ulaştırmış oluruz hem de daha fazla turistin gelmesini sağlayarak turizm gelirlerini artırmış oluruz. Ne dersiniz? Bence bu tür projeleri Turizm Bakanlığı bu tür projelere biraz daha önem vermesi gerekiyor. Sadece otel yapımı için destek vermek yerine bu tür projelere de destek verilerek hem kültürümüz korunmuş olur, hem de yukarıda da söylediğim gibi istihdamla birlikte önemli miktarda da döviz girdisi sağlanır.

Yorum yapın