Boğaziçi Yöneticileri Vakfı’nın misafiri olduk

İstanbul seyyahı, gazeteci-yazar Fahri Sarrafoğlu ile yıllardır gençlerle yaptığı İstanbul gezileri üzerine BYV (Boğaziçi Yöneticileri Vakfı) Öğrenci ve Mezunlarla İlişkiler Komisyonu tarafından düzenlenen “İstanbul Sohbetleri” programına katıldı. Vakıf Müdürü İbrahim Ethem Gören, Boğaziçi Üniversitesinde okuyan öğrenci ve mezun mensuplarının katıldığı sunumda bir konuşma yapan Fahri Sarrafoğlu, özellikle İstanbul’a sahip çıkılması gerektiğine işaret etti.

4

GENÇLERİ TARİHLE BULUŞTURMALIYIZ
Özellikle üniversite gençliğinin tarihle buluşması, sohbet etmesi gerektiğine işaret eden Sarrafoğlu, gençlerin tarihle buluşması için STK’ların, daha çok proje ve çalıma yürütmesini istedi. İstanbul sevilecek sev mantığı ile İstanbul’un sevilemeyeceğini ifade eden Sarrafoğlu, sunumda şunları söyledi: “İstanbul sadece büyük bir şehir ya da her tarafı tarih kokan bir yapılardan oluşmuş müze şehir değildir. İstanbul binlerce yıllık tarihi değil milyonlarca yıllık tarihi de içinde barındırıyor. Eğer biz kendi yaşadığımız şehri tanımazsak, ileride bu tarihi İstanbul’u ziyarete gelen turistlerden öğrenmek zorunda kalırız. İstanbul’u İstanbul yapan tarihi eserlerin işlevselliğinin halen devam etmesinden kaynaklanıyor. Osmanlı İmparatorluğu hiçbir Bizans eserini ötekileştirmemiş, yıkmamış tam tersi ihya etmiş, Osmanlı zarafeti ve estetiği ile daha da işlevsel hale getirmiştir. Bugün İstanbul’da bakın yüzlerce eser ayakta durmaktadır. Ama bir İspanya’da maalesef bunu göremezsiniz, tam t ersi yıkılmış, yok edilmiştir.”

5
MÜZEYE CEVRİLEN CAMİLER
İstanbul Seyyahı Fahri Sarrafoğlu, bir soru üzerine, İstanbul’da müzeye cevrilen caminin sadece Ayasofya olmadığını bunun gibi iki caminin daha olduğunu belirterek şu bilgileri verdi: “ Bugün belki de yanlış bilinen bir kanaat var. Sanki İstanbul’da sadece Ayasofya Cami müzeye çevrilmiş gibi, sadece Ayasofya’nın tekrar camiye çevrilmesi gündemde. Hâlbuki Kariye Camii ve Fethiye Cami de bugün müzeye çevrilmiştir. Fethiye Caminin yarısı cami yarısı müzedir. Yine Kariye Camiinin tamamı müzedir. Hâlbuki buralarda yıllardır ibadet ediliyor, ezan sesi duyuluyordu. Her iki eser de çok önemli ve dünyaca bilinen eserler arasındadır.  Mesele Fethiye Cami, 3.Murat tarafından Azerbaycan ve Gürcistan’ın Fethinden sonra camiye çevrilmiştir. 1955 yılında Amerikan Bizans Enstitüsü tarafından içindeki mozaik ve freskolar açığa çıkarılmış, sonradan yapılan kemer sökülüp yerine eski haline uygun sütunlar yapılarak müze haline getirilmiştir. Öte yandan Kariye Cami’de 1511 yılında Sultan II. Bayezid sadrazamlarından olan Atik Ali Pasa tarafından camiye tevdi edilmiştir ve “Atik Ali Paşa Camii” veya “Kariye Camii” olarak anıla gelmiştir. Fakat Amerika Bizans Enstitüsü tarafından, 1948’den 1958’e kadar yapılan çalışmalar sonucunda tüm mozaik ve freskler ortaya çıkarılmıştır. 1956’da açılan yapı, “Kariye Müzesi” adıyla günümüzde de müze olarak hizmet vermektedir. Bu eserlerin gençler tarafından ziyaret edilerek, içerisinde barındırdığı çok değerli tarihi bilgileri bizzat yerinde görerek bilmelerinde fayda vardır.”

Yorum yapın