ENGELLİ MUHTAÇ DEĞİL BİR HAKKIN ÖZNESİDİR

Türkiye Körler Federasyonu ve Türkiye Görme Engelliler Derneği Başkanı Ahmet Cantürk ile söyleşi yaptık. Türkiye’de artık engellilere acınarak değil bir birey olarak bakılmamasının mutluluk verici olduğunu kaydeden Cantürk, buna rağmen halen kat edilecek epey yol olduğunun da altını çizdi. Cantürk ile yaptığımız söyleşinin ayrıntıları şöyle:

Röportaj: Fahri SARRAFOĞLU

2014 yılında görme engelli kardeşlerimizin en büyük kazanımları neler oldu?

Özel olarak görme engellilerin kazanımından bahsetmemiz mümkün değildir. Ancak, tüm engelliler olarak kazanılan birkaç şeyden ve kaybı engellenebilmiş olanlardan bahsedebiliriz.

Bu bağlamda, 2014 yılının engelliler bakımından kazanımlarını:

Birleşmiş milletler tarafından hazırlanan ve bir süredir ülkemizde de uygulanmakta olan, engelli hakları sözleşmesinin, yaptırımlarını düzenleyen ek protokolü Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilerek, ülkemizde, kanun değerine ulaştı.

  1. mayıs 2014 tarihli çalıştayda, Aile ve Sosyal Politikalar bakanı Ayşenur İslam, ilk defa devlet adına: (engellileri, artık kendilerine yardım edilmesi gereken muhtaç kimseler olarak değil, bir hakkın öznesi olarak gördüklerini açıkladı.)

Görme engelliler açısından engellenen kayıplara ise,

Ankara Mithat Enç Görme Engelliler İlkokulu başta olmak üzere, özel eğitim okullarının kapatılmasından vaz geçildi,

Önceki yıllarda, Ankara ve İstanbul illerinde, milyonlarca liraya mal olarak dağıtılan navigasyon cihazları, görme engelliler tarafından kullanılamamıştı, ancak, bunların yeni versiyonları, Gaziantep ve Kahramanmaraş gibi illlerde dağıtıldı, bunlar kullanılabilir durumda çıktılar. Ayrıca, daha önce dağıtılanlar değiştirilmediği veya yenilenmediği için, hepsi çöpe gitti. Ne ki: çıkan akıllı telefonlar, artık bunları, ihtiyaç olmaktan çıkardı.

29

MESLEK SAHİBİ OLMALARI TEŞVİK EDİLMELİ

Görmeme bir engel değil, çalışması mümkün olur dediğimiz yeni alanlar var mı acaba?

  1. Yüzyıl, görme engellilerin istihdam edilebileceği birkaç alanı, tartışılmayacak kadar netleştirmişti. Bunlar: alaylılar için santral operatrisliği, eğitimliler için, avukatlık, öğretmenlik vb. sosyal alanlar, sanatçılar bakımından da, müzisyenlik.Ne yazık ki: 21. yüzyıl, görme engellilerin yeni meslek alanlarını ortaya çıkaramadığı gibi, mevcutlarından da, kayıplara neden olmuş, bunların önemli bir kısmının nedeni, devlet uygulamalarından kaynaklanmıştır.

Zira: Özel eğitim okullarının içini boşaltmak ve kaynaştırılmış eğitimin alt yapısını oluşturmamak suretiyle, eğitimden yoksun kalan görme engelli öğrenciler, emsalleriyle yarışamaz, özellikle sayısal derslerde başarılı olamaz hale getirilerek, eski bildiğimiz meslekleri icra edebilecekleri yüksek okullara giremez hale getirildiler.

Diğer yandan, bilgisayar teknolojisi ve çağrı merkezlerinin hayatımıza girişiyle birlikte azalan ve/veya yok olan santral operatrisliğinin çağrı merkezi elemanlığına dönüştürülebilmesi için, hiç bir teşvik edici veya geliştirici çaba sergilenmediğinden, alandaki ihtiyacın ortadan kalkmasıyla, bu alanda da, istihdam imkânları azalmıştır.

AR-GE’YE ÖNEM VERİLMELİ

Bu konuda ilgili kurumlara düşen sorumluluklar nelerdir?

Görme engellilerin istihdamının arttırılabilmesi ancak, Milli eğitim Bakanlığı ve Türkiye iş kurumunun üzerlerine düşen görevi yapmalarıyla mümkün olur.Milli Eğitim Bakanlığının, ivedi biçimde nitelikli görme engellinin yetiştirilebilmesi için, özel eğitim okullarını güçlendirmesi gerekiyor. Kaynaştırılmış eğitime katılanların, desteklenmesini sağlaması, böylelikle fırsat eşitliğini temini gerekirken, Türkiye İş Kurumu’nun da, elinde tutmakta olduğu ve engelli istihdam etmeyen işyerlerinden alınarak oluşturulan fonları, mevcut mesleklerin geliştirilmesi ve/veya yenilerinde başarılı olunabilmesi konusunda ar-ge yapması gerekir. Oysa bu gün, anılan fondaki kaynaklar, siyasal hesaplarla, anlamsız biçimde, haraç-mezat dağıtılmakta, amacı dışında, belli çevrelerin refah kaynağı olarak kullanılmaktadır.

HER İNSANIN BİR DÜNYA OLDUĞU UNUTULMAMALIDIR

Özellikle girişimci olan, çeşitli buluşları olan görme engelli vatandaşlarımız için özel bir çalışma olabilir mi?

Bizim temeldeki eksiğimiz, anlayış ve algılamada ortaya çıkmaktadır. Ülke olarak, liberal ve piyasa anlayışını benimsemiş olmamıza rağmen, görme engellilere yönelik tutumumuz, buna uygun düşmemektedir. Oysa her insanın bir dünya olduğunu, bireylerin her birinin bilgi, beceri ve yeteneğinin, diğeriyle kıyas kabul etmeyeceği bilinmelidir.

Bu çerçevede, Kategorize edici bir anlayışla, en baştan, görme engellilerin yapamayacakları işlerin tanımı yapacağımıza, her işin gerektirdiği altyapı ve şartları yerine getirme konusunda, görme engellileri eğitirsek, başaran, dolayısıyla da, örnek oluşturarak çığır açacak görme engellilerin ortaya çıkacağından kimsenin şüphesi olamaz.

Bu nedenle, girişimciliği dar anlamıyla, piyasa ekonomisi olarak anlamak yerine, arayış içerisinde olan insanların desteklenebilmesi olarak anladığımızda, kazancımızın çok yüksek olacağı kesindir.

2015 YILI İÇİN EN ACİL BEKLENTİLERİNİZ NELERDİR?

Kuşkusuz yukarıdaki kaygılarımızın gereği olarak,

  1. Eğitim alanının görme engellilerin ihtiyacına göre düzenlenmesi gerekiyor.
  2. İstihdam için yaratılmış olan kaynakların, amacı dışında kullanılmasının engellenmesiyle, doğrudan, mesleki araştırmalar ve nitelikli insan kaynağı temini konusunda kullanılmasıdır.
  3. Unutmayalım, yakın gelecekte muhtaç görme engelliler kitlesiyle karşılaştığımızda, bunun, onların suçu değil, onları bu hale düşürenlerin günahı oluşturacaktır.

 

NEDEN BEYAZ BASTON KÖRLER HAFTASI

Geçmişten bugüne beyaz baston, görme engelliler için sosyalleşmeyi, bağımsız bir birey olmayı, toplumsal farkındalığı simgeleyen en önemli araçların başında yer almıştır. Beyaz baston, 20. yüzyıl başlarında Londra’da trafik kazası sonucu görme yetisini kaybeden bir fotoğraf sanatçısının, çevredekilerin kendisini fark edebilmesi ve dikkat çekici olması amacıyla bastonunu beyaza boyamasıyla oluşmuş ve başarılı olduğu düşünüldüğünden 1931 yılında Fransız Körler Örgütü, görme engellilerin bastonunun beyaza boyanmasını ve beyaz baston adıyla simgeleştirilmesini kararlaştırmıştır. Bu uygulama tüm dünyada yaygınlaşmış ve görme engellilerin kullandığı baston, beyaz baston olarak anılmaya başlamıştı.

Yorum yapın