Hangi müzik hangi hastalığa iyi geliyor

Hangi müzik hangi hastalığa iyi geliyor (Özel)İTÜ Türk Musikîsi Devlet Konservatuarı Öğretim Üyesi Dr.Haşmet Altınölçek:” Ünlü Çinli filozof Konfüçyüs (M.Ö.551-479)’un da belirttiği gibi “müzik devlet kurar, devlet yıkar”. Bu sözlerden de anlaşıldığı gibi, müziğin devletin gidişatında da etkili olabileceği belirtilmiştir.”

Röportaj: Fahri Sarrafoğlu

Müzik dediğimiz şey nedir, önce isterseniz kısa bir tarif yapabilir miyiz?
Müzik; duygu, düşünce ve tasarımların estetik bir biçimde ve belli kurallar çerçevesinde ifadesidir. Müzik, Allah’ın insanlara bahşettiği en büyük bahtiyarlık sayılabilir. Çünkü müzik, insanoğlunun toplumsal, sosyal, dinsel, büyüsel, duygusal, düşünsel gereksinimlerini karşılamaktadır. Tüm diğer sanatlara oranla müzik, insan ruhunun daha derinlerine seslenir.
HER DİNİN AYRI MUSİKİSİ VARDIR
Müziği tarih boyunca tüm dinlerde farklı bakılmış, bununla ilgili olarak sanırım müziğin ne olduğunun bilinmemesi mi yatıyor?
Müzik, daima içinde bulunduğu kültür ile şekillenmiştir. Müziğin insanlar üzerinde güçlü bir etkisinin olduğunun farkına varan insanoğlu, dini hayatta müziği kullanmıştır. Din ve müziğin bu yakın ilişkisi, birçok eski kaynaklarda geçmektedir. Örneğin; Eski Mısır mabet müziği, Hindu Kirtanı ya da Sufilerin sema ayini gibi. Tabii ki din ve müziğin bu yakın ilişkisi, tarih boyunca her zaman uyumlu geçmemiş ve kimi kültürlerde farklı bakılmıştır. Dolayısıyla dini gelenek içinde, zaman zaman müziğin dindeki yeri tartışılmıştır.

Her dinin kendine özgü bir dini musikisi var değil mi?
Evet, her dinin, kendine özgü bir dini musikisi vardır. Hıristiyan kiliselerinde uygulanan kilise müziği gibi. İslâm dininde ise Türk makamsal müziği, ezanlarda, salâvat-Şerifelerde, camilerde dini ibarelerde ve Mevlevi ayinlerinde görüyoruz. Dini müzik, dinlerin ayrılmaz bir bileşeni olmuş olup, dini ritüellerde ilâhi duyguların yoğunlaşmasını sağlamaktadır. Dini müziğin en belirgin karakteristik özelliği, sembolik anlamsal içerikleriyle, inancın öğrenilmesini ve sosyal bütünleşmenin sağlamasında yardımcı olmasıdır.
HER SESE MÜZİK DİYEMEYİZ
Müzik nedir deyince müzik olmayan da var mı? Yani bir takım seslere de müzik diyebilir miyiz?
Tabii ki müzik seslerle anlatılmaktadır. Ancak, seslerle yapılan her anlatıma da müzik diyemeyiz. Her tür müziğin kendine özgü kuralları ve karakteristik özellikleri vardır. Eyer Türk makamsal müzik türünde bir eser bestelenecek ya da yorumlanacak olur ise, o eser de makamsal ve usul ile ilgili kurallara uyulması gerekir.

MÜZİK İLE RUHSAL TEDAVİ MÜMKÜN
Müzik ve tedavi en önemli konu bir kısmı hurafe derken bir kısmı bilimsel diyor… Bilimsel olduğu kesin ama bu konuda sanırım tam bilgi eksikliğimiz var biraz bahseder misiniz?
Günümüz Türkiyesi’nde, müzik ile tedavi konusunda çeşitli kitaplar ve CD’ler çıkarılarak konuya dikkat çekilmektedir. Dünya’da ise, psikiyatri kliniklerinde uygulanan müzik tedavi uygulamalarında hastanın psikiyatrik durumu göz önüne alınarak hastalığın derecesine göre aktif ya da pasif olarak bireysel ve grup halinde bilinçli olarak yapılmaktadır. Yerine göre genel olarak enstrümantal eserler daha çok repertuarı oluşturmaktadır. Bu bence de en geçerli bir uygulama yöntemidir. Çünkü sözlü müziklerin, sözlerinden hastalar olumsuz yönde etkilenebilir.
Genelde hangi hastalıklara ya da hastalara dönük müzikle tedaviyi tavsiye ediliyor?
Müzikle tedavi, ruhsal, bedensel ve zihinsel sorunları  olan çocukların ve erişkinlerin psikiyatrik sorunlarını belirlemede ve bunlara bir çözüm getirmede, modern tıbbın yanında uygulanan bir destek tedavisidir. Yani alternatif tedavi değildir. Çalışmalar göstermiştir ki müzik, organizmayı çeşitli yollardan etkilemektedir. Günümüzde psikiyatri hastanelerinde uygulanan müzikle tedavi yöntemi ile hastaların sosyal ilişkilerinin geliştirilmesi, kendisine güvenin yeniden kazandırılması, fizik egzersizler, motor kontrol ve konsantrasyonun artırılması gibi unsurlar için programın bir öğesi olmuştur.

Makamlar ve hastalıklar arasında ilinti var mı?

Türklerin tıp tarihinde de bahsedildiği gibi müzikle tedavi anlayışları, hangi hastalık için hangi makamların şifa verdiği ve kullanılması gerektiği yönündedir.

Eski Türk hekimlerinden olan Şu’ûrî Hasan Efendi (?-1693), “Ta’dilü’l Emzice” adlı eserinde müziğin tıp ile olan ilişkisinden şöyle söz eder:”Müzik ilminin, diğer ilimlerde olduğu gibi tıp ilmiyle de ilişkisi olduğu âşikârdır. Nabzın vuruşları makamların usullerine göredir. Nabız hareketlerinin her biri bir makama ve nağmeye uymaktadır” demiştir.

İŞTE HASTALIKLARA ŞİFA OLAN MAKAMLAR
XIX. yy. başlarında yaşamış olan saray hekimbaşısı Gevrekzade Hasan Efendi (1727-1801) de ”er-Risâletü’l-Mûsikiyye Mine’d-Devâi’r Rûhaniye” adlı eserinde, insan bedeninde oluşabilecek hastalıklar da makamların iyi geldiğinden söz etmiştir.

Onun eserinde belirttiği makamlar ve tedavisinde kullandığı hastalıklar şunlardır:
-Rast: Felç hastalığına iyi gelir.
-Irak: Ateşli hastalıklara, sersam (insana sersemlik veren bir hastalık) ve hafakana (çarpıntı) yararı vardır.
-Zirefkend: Bedende görülen lakve (ağız çarpılması, ağız felci), sırt ağrısı, eklem ağrıları ve kulunç hastalıklarını tedavi eder.
-Rehavi: Her türlü baş ağrısına faydalı olup, kalp çarpıntısını engeller. Balgamdan ileri gelen hastalıkları bedenden söker.
Büzürg: Bağırsak ağrısı, kulunç ve vücutta görülen ciddi hastalıkların yanı sıra, zihni açar, kara sevdaya ve çeşitli korkularla ilgili rahatsızlıklara yararı olur.
Zengüle: Kalple ilgili hastalıklar, sersam, ciğerler ve mideyle ilgili hastalıklara yararının olmasının yanı sıra kalbe ferahlık ve huzur verir.
Hicaz: İdrar çıkarma zorluğuna iyi gelir.
Buselik: Sırt ağrısına (kulunç), kalça kemiği ağrısına, baş ağrısı ve kanla ilgili hastalıklara yararlıdır.
Uşşak: Gut hastalığına, uykusuzluğa, ayak ağrılarının tedavisinde oldukça yararlı olup insanı rahatlatır.
Hüseyni: Kalp ve ciğerde oluşan iltihaplara ve mide rahatsızlıklarına iyi gelir.
Neva: Siyatik ağrısına, kalça kemiği ağrısına iyi gelir.
Eski kaynaklarda müzik ilminin tıpla olan ilgisi konusunda, makamların tesir ettiği vakitler, makamların tesir ettiği  şahıs ve mizaçlar ve makamların tesir ettiği hastalıklar gibi bilgilere yer verilmiştir.


MÜZİKLE İLK CİDDİ TEDAVİ OSMANLILARDA OLDU
Tarihimizde  müzikle tedavi konusunda kısa bilgiler alabilir miyiz?
Türklerde ilk ciddi müzikle tedavi, Osmanlı  Devleti döneminde görülmekle birlikte, Orta Asya’da İslâm  öncesi dönemde “baskı” adı verilen şaman müzisyenler tarafından çeşitli hastalıklara uygulanan tedavi çalışmaları  yapılmıştır. Türk bilginleri, bütün dünya tıbbına, bu konuda örnek olabilecek nitelikte değerli eserler meydana getirmişlerdir. Bunlar arasında Fârâbi’nin (870-950)”Al-Madhal fi’l Mûsıkî”i, islâm bilgin ve filozoflarından İbn-i Sînâ’nın (980-1037) “Al-Kanun fi’t-tıbb” ve büyük Türk bilgini Şuûrî’nin “Ta’dilü’l Emzice” adlı eserleri sayılabilir. Ayrıca müzikle tedavi konusunda çalışmalar yapmış olan Ebû Bekir Râzi (834-932) ve XIX.yy. başlarında yaşamış olan Hekimbaşı Gevrekzade Hasan Efendi de burada anılabilir.
Psikiyatride müzik kullanımının önemi nedir ve hastaların tedavisinde nasıl müzik seçilmelidir?
Bu tür tedavi yöntemlerinde, psikiyatrik hastanın, hastalık türü ve derecesine göre özenle müzik seçilmelidir. Bir başka açıdan bakılacak olursa, Türklerde müzikle tedavi tarihi literatüründe, Rast makamı insana neşe sevinç hissi veriyor. Bugün rast makamında sözleri hüzün dolu o kadar çok eser var ki, nasıl neşe sevinç duygusunu hissettirsin. Belki söz ve makam uygun düşerse literatürdeki etkiler elde edilebilir. Hastalara gözlemler sonucu uygun müzik seçilmesi gerekir Bu gözlemlerin büyük bir kısmı, baştan sona kadar çalınan müzik parçalarının yaptıkları genel etkiye veya belirli bir parçanın karakteri göz önüne alınmadan, ona gösterilen tepkiye ilişkindir. Yapıcı bir müzik terapi çalışmasındaki ilerleme, hastanın belli müzik parçalarına verdiği tepkilere dayanmaktadır.
O zaman terapistin de iyi bir müzik bilgisine ve makam bilgisine de sahip olması gerekiyor değil mi?
Terapistin ihtiyaç duyacağı müziksel repertuar, gerçekte hangi şartlar altında çalıştığına bağlıdır. Bu nedenle terapistin, hastayı çok iyi tanıması ve ruhsal yapısını bilmesi çok önemlidir. Çünkü müzik bir anlamda hastanın psikolojik durumuna cevap veren bir gereksinim olmaktadır. Hastanın ruhsal durumu, onun müziğini belirlemektedir. Özellikle hastaların hoşlanacakları müzikler dinletilmeli ve öğretilmelidir. Müziğin heyecanlandırıcı ve sakinleştirici fonksiyonları yanında hastalık yapıcı etkilerinin de olduğu yapılan gözlemlerle belirlenmiştir. Hastayı sıkacak müzik parçalarından kaçınmalıdır. Bunun için terapistin, hastanın tüm duygularına egemen olabilecek bir repertuara ihtiyacı vardır.
Sanırım, müziğin özellikle psikiyatride kullanımı tek başına da yeterli değil…
Psikiyatride müzik kullanımı kendi başına bir tedavi yöntemi değildir. Müziğin tedavideki önemi, onun tıbbî  tedavilere sunabildiği yardımdır. Ancak müzik, psikolojik rahatsızlıkların giderilmesi için bir tedavi niteliği taşıyorsa da, kısa sürede olumlu sonucun alınacağını söylemek güçtür. Çünkü, psikolojik rahatsızlıkların müzik terapi ile giderilmesi tedavi öncesinde ve sonrasında uzun süreli bir çalışmayı gerektirmektedir.
Müzik ve propagandaya değinsek hocam kısaca siyasetin müziği kullanması konusunda neler diyebiliriz, müzik siyasete alet mi ediliyor?
Müziğin geniş halk yığınlarına çabuk ulaşması sebebiyle, davranış ve yönlendirme gibi işlevleri vardır. Dolaysıyla da müziğin insanlar üzerindeki gücü, sadece insanları etkilemesi ile kalmaz, bazen toplumu, hükümetin yönetimini, hatta tüm ülkeyi etkileyebilir. Çünkü toplumsal bir varlık olan insan, sosyal çevresi ile iletişim için geliştirilen sözcüklere sesler aracılığıyla duygularını, düşüncelerini, deneyimlerini anlatan değişik anlamlar yükleyerek müziğin temel yapısını oluşturmuştur. Bu anlamların diğerleriyle paylaşılmaya başlandığı anda müzik toplumsallaşmaktadır. Dolayısıyla müziğe istenilen anlamlar yüklendiğinde, toplumda ki ortak bilincin oluşturulmasında çok etkili bir araç olduğu söylenebilir. Kanımca siyasi partiler de bu amaçla müziği, propaganda aracı olarak kullanmaktadır. Ünlü Çinli filozof Konfüçyüs (M.Ö.551-479)’un da belirttiği gibi “müzik devlet kurar, devlet yıkar”. Bu sözlerden de anlaşıldığı gibi, müziğin devletin gidişatında da etkili olabileceği belirtilmiştir.

Yorum yapın