İlkokulda cinsel eğitim dersi olmaz (Özel)

İlkokulda cinsel eğitim dersi olmaz (Özel)

Yıldız Teknik Üniversitesi Fen –Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç.Dr. Süleyman Doğan ile İlköğretimde cinsellik ve cinsel eğitim üzerine konuştuk.

Röportaj: Fahri Sarrafoğlu

Özellikle medyanın da tesiri ile cinsellik ile erken tanışan çocuklara cinsel eğitim nasıl ve ne şekilde verilmeli, verilirken nelere dikkat edilmeli, bu konunun üzerinde durduk;

BÜTÜN İŞ AİLEDE BİTİYOR AİLE ÇOK ÖNEMLİ

Sizce ilköğretimde kız-erkek aynı sınıfta olmasının sakıncaları yok mudur? Özellikle cinselliğin bu kadar acık olduğu dönemde, küçük yaşlardaki çocuklar bile cinsellik üzerine konuşmaya başladılar… Bu konuda neler yapılması gerekiyor?

Yeni sisteme ilk 4 yıl içinde yani ilkokulda kız-erkek aynı sınıfta olmasının bir takım sakıncaları olabilir. Ancak bugün kitle iletişim araçları yoluyla çocuklar daha erkek yaşlarda cinsellikle ilgilenmeye başlıyorlar. Hatta çocuklar 3.yaşından itibaren fiziksel farklılıklarının farkına varıyorlar ve bu konuda sorular sormaya başlıyorlar. Bu doğal bir süreçtir. İkinci sakıncalı tarafı doğal olmaya bir sürece girmeleridir. Bunu körükleyen ise başta medyadır.

Bunu biraz daha açabilir miyiz?

Yani görsel ve işitsel kitle iletişim araçları olmak üzere internet ve sosyal paylaşım siteleridir. Hal böyle olunca sadece sınıf ortamında cinsiyetlere göre ayrıl yapılmasının tek başına yeterli olmayacağı aşikârdır. Yapılması gereken bir bütün bir sistem olarak ele alıp, öncelikle ailelerin cinsel eğitimi düzgün şekilde verilmeli ve bu konuda öncelikle anneler bilinçlendirilmelidir. Anneler çocuklarına daha sonra şuur bir cinsel eğitim vermelidir.

CİNSEL EĞİTİM AYRI BİR DERS OLARAK VERİLMEMELİ

İlköğretimde cinsel eğitimin verilip verilmemesi konusunda bilimsel görüş nedir? Neler söylenebilir, sizce cinsel bilgiler ne zaman verilmelidir?

İlköğretimde çocuklara cinsel eğitim verilmelidir bunun ilk yeri de ailedir. Bunun için aileler bilinçlendirilmelidir. Okulda ayrı müstakil bir ders olarak değil de konuların içinde sırası geldikçe verilmeli pedagojik olarak daha uygun olur. Çocukların geliş düzeyine göre verilmelidir. Okullarda ne zaman merak eder çocuk soru sorarsa ona doğru ve düzgün cevap verilmeli lüzumsuz ve gereksiz ve ayrıntılı bilgi verilmemelidir.

Çocuk eve geldiği zaman ben âşık oldum anne-baba diyor birinci sınıfta daha çocuk. Filanla evlenmek istiyorum diyor..Böyle bir durum karşısında anne-baba ne yapmalı, nasıl davranmalı?

Aslında çok fazla üzerinde durmamalı ve abartmamalıdır. Ama çocuk bunun üzerinde çok fazla duruyor ve kafasına takmışsa o zaman çocuğun anlayacağı bir dille örnekler verilerek açıklamalı ve ona “daha senin yaşın küçük, aşk yetişkinler arasında olabilir senin bu dediği sevgi olabilir, insan sevebilir.” diye kısa açıklama yapmalıdır. Bu açıklama kafa karıştırmamalı açık ve net olmalıdır.

AİLE TİYATRO SAHNESİ GİBİDİR

Ailelerin TV karşısında ki durumu ve içler acısı perişan halimiz konusunda tek çözüm TV’yi kapatmak… Evet, ama nasıl? Sizce? Anne ve baba çocukla aynı filmi izliyor, 4 yaşında çocuk sabah akşamki replikleri tekrarlıyor. Bu konuda sucu RTÜK’e mi atacağız, başka sorumlu kurum ve kuruluşlar yok mudur?

Aile bir tiyatro sahnesi gibidir. Çocuk ise seyircidir. Anne baba ne yaparsa çocukta onun yapar. Önce taklit eder sonra tatbik eder. O nedenle RTÜK’den daha önce anne babalara sorumluluklarını yerine getirmelidir. RTÜK’de üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli ve ahlak dışı yayınlara geçit vermemelidir. Anne baba önce gelir. Onun için anne babalar her filmi çocukla birlikte izlememelidir.

ANNE BABA OKULU OLMALI

 Evlilik ciddi bir kurum ama evlilik yapılırken sanki yangından mal kaçırırcasına yapılıyor. Araba alırken siciline bakılıyor, borcu var mı yok mu diye. Ama karı-koca için neden böyle bir ciddi araştırma yapılmadan hemen sağlık raporu yeterli diye iş bitiriliyor… Bu bir sorun değil mi sizce?

Evet, ciddi bir sorundur. Anne baba okulu henüz yok. Ancak insanlar birbirlerini iyi tanımalıdır. Eskiden evlilikler nasip üzerine kuruluyordu günümüzde ise nakit üzerine kuruluyor. O nedenle evlilik kutsallar üzerine bina edilmelidir. Her iki tarafta bunu bilmeli ve fedakârlığı ikili olarak göze almalıdır. Nasıl olsa boşanırız üzerine kurulan bir kutsal yuva boşanmayla neticelenmesi günümüzde olağan hale gelmiştir. Bu konuda medya dâhil toplumsal bir bütün olarak sorumluluk sahibi olmamamı gerekir. Değilse bu tek başına halledilecek bir mesele değildir. Yeni bakış açıları geliştirilerek velilik kutsal temeller üzerine inşa edilmelidir.

Günümüzde yapmadan isteme var… Yani kendisi sigara içiyor ama çocuğunun içmesine karşı… Sorunca da benim yaptığım yanlış sen doğrusunu yap diyor sıyrılıyor işin içinden… Kısaca geleceği şekillendirmede bizim yani anne-babalara düşen nelerdir?

Çocuk her şeyden önce duyduğunu değil gördüğün yapar. Yani çocuk taklit eder. Anne babalar olarak biz çocuklardan nasıl davranılmasını istiyorsak biz önce öyle davranmalıdır. Yani iyi bir rol model olmalıyız. Değilse bu söylemekle değil yapmakla örnek olabiliriz. Çünkü çocuğun bilişsel gelişimi açısından soyut değil somut işlem yapma süreciyle karşı karşıyadır. Çocuğun gördükleri daha etkilidir.

Yorum yapın