KİMSEYİ ENGELLEMEYİN!

Bir engelliyi de sen istihdam et!

Ali Şahin’in de dediği gibi, “engellilerin istihdamı ve rehabilitasyonu toplumun rehabilitasyonudur!”
Engelliler hayatımızın neresinde? Yolda, işte, kuyrukta, durakta, herhangi bir yerde bir engelli kardeşimizi gördüğümüzde ne yapıyoruz? Çoğu zaman maalesef görmezden gelinen engelli kardeşlerimizin hallerini ve hayallerini, Fiziksel Engelliler Vakfı Genel Müdürü Ali Şahin ile konuştuk. Ali Bey’in de dediği, “onların rehabilitasyonu toplumun rehabilitasyonudur!”

 14216

Fiziksel Engelliler Vakfı’nın en önemli amacı nedir? Şu ana kadar vakıftan kaç kişi yararlandı?

Engellilerin en önemli sorununu ‘hayattan dışlanmak’ olarak görmekteyiz. Bu nedenle FEV olarak engellilerin toplumla bütünleşmesini sağlamaya yönelik projeler üzerinde çalışmaktayız. Engellileri toplumun her bakımdan bir parçası haline getirmek için kendimize istihdam modelini çalışma sahası olarak belirlemiş bulunuyoruz.

14217

Fiziksel Engelliler Vakfı’nın en önemli amacı nedir? Şu ana kadar vakıftan kaç kişi yararlandı?

Engellilerin en önemli sorununu ‘hayattan dışlanmak’ olarak görmekteyiz. Bu nedenle FEV olarak engellilerin toplumla bütünleşmesini sağlamaya yönelik projeler üzerinde çalışmaktayız. Engellileri toplumun her bakımdan bir parçası haline getirmek için kendimize istihdam modelini çalışma sahası olarak belirlemiş bulunuyoruz.

Aslına bakarsanız istihdam, engellilerin tüm problemlerinin bir paket halinde çözümü anlamına geliyor. Her şeyden önce engellileri ‘kendi kendine yeten’ bir birey haline getirmiş oluyorsunuz. Bu yolla engelliyi, ekonomik olarak bağımsız, kendi ayakları üzerinde duran ve onuruyla kazanarak kimseye muhtaç olmadan yaşam süren bir birey haline getirmiş oluyorsunuz.

İstihdam bununla da kalmıyor engellinin özgüvenini yeniden kazanmasını sağlıyor. Engelli aileleri, çocukları evde bulunduğu sürece ona endeksli bir yaşam sürüyorlar. Ve zamanla bu durum ailenin sosyal ve psikolojik dengesini bozuyor. Siz engelliyi istihdam ettiğinizde aile kendine ayıracak zaman buluyor ve psikolojik baskı üzerlerinden kalkıyor. Böylelikle engelli ailelerini de dolaylı olarak rahatlatmış oluyoruz. Yine engelliler, sigortalı bir şekilde aylık sabit bir gelire sahip oluyor. Bu, ailenin bütçesine de katkı demek oluyor.

Ülke ekonomisine de sanırım ciddi katkı sağlanıyor değil mi?

Elbette, engelli istihdamıyla ülke ekonomisine de katkıda bulunuyorsunuz. İstihdam yoluyla engelliyi, tüketen, çevreye ve devlete ‘yük’ bir birey olmaktan çıkartıp bilakis vergisini ödeyen bir birey haline getiriyorsunuz. Dolaylı olarak bir engelliyi istihdam ederek belki de çaresizlikten doğan bir intiharın, kapkaçın, tinerin ve belki de bir cinayetin önüne geçmiş oluyorsunuz. Çünkü engelliler için iş ortamları aynı zamanda iyileştirme ve sosyalleşme ortamları. Engelli ya da engelsiz olsun, işsiz-güçsüz insanları güvenilir sokakların beklemediği hepimizin malumu.

Şu ana kadar kaç engelli işe sahip oldu?

Bu şekilde birçoğu kendi alanında ülkemizde ve dünyada ilk olan istihdam modelleri ile 2005 yılından bugüne kadar toplam 2565 engellinin yaşamını kökten değiştirdiğimizi; onları üreten, mutlu ve gururlu bireyler haline getirdiğimizi belirtmekte yarar var. Bu projelerimiz ve istihdam sayılarımız şu şekilde:

Özrümüzle Üretiyoruz projesi için 2 bin 387 kişi istihdam edildi. Yine FEV-THY Çağrı Merkezi projesi için 95, Mutlu Engelli Hattı Projesi için 10, Beyaz Kelebelekler projesi (Zihinsel Engelli İstihdam) için ise 73 engelliye iş temin edildi.

Şu aşamada İstanbul’da İŞKUR şubelerine başvurmuş, istihdam bekleyen34 bin engelli var. Onları da, hayırseverlerimizin projelerimize sağlayacakları katkılarla inşallah en kısa sürede istihdam etmeyi hedefliyoruz.

Umut çok önemli, heyecan çok önemli… Bu insanların kaybolan umutlarını ve zayıflayan heyecanlarını yeniden diriltmek adına neler yapıyorsunuz?

Bir birey olarak toplumda var olmak, kendini bir birey olarak topluma kabul ettirmek engellilerin en önemli sorunu. FEV, bu anlamda toplumda yerleşik ve yanlış engelli ‘algı’sını da, hayata geçirdiği başardığı projelerle ortadan kaldırmaya çalışıyor. Maalesef, toplumdaki bu engelli ‘algı’sı, engellinin aciz, bağışa ve yardıma muhtaç, merhamet duygularıyla yaklaşılması gereken dilenci bir birey olarak algılanması şeklinde. Umut tabii ki önemli ancak bundan çok daha önemlisinin inanç olduğuna inanıyoruz. Öncellikle ülkemizde yaşayan engellilerin kendilerine inanması ve güvenmesi gerekiyor. İnandıkları ölçüde güçlü ve yaşamın zorluklarına karşı daha dirençli olacaklar.

Engelli vatandaşlarımız toplumdan merhamet beklemiyor, kendisine acıma duygularıyla yaklaşılmasını istemiyor. Toplumdan tek beklediği kendisine inanılması, güvenilmesi ve engelsiz bireylerle eşit şartlarda hayata atılabilmesi; hatta yarışabilmesi için kendisine fırsat verilmesidir.

Onlar engelli değildi

Unutulmamalıdır ki şartlar oluşturulduğunda, inanıldığında ve fırsat verildiğinde engelli bir birey de en az engelsiz bir birey kadar üretken olabilir. Bunun somut örnekleri var. Stephen Hawking boynundan aşağısını kullanamayan bir engellidir ama dünyaca ünlü bir bilim adamıdır. Beethoven işitme engelli bir klasik müzik duayenidir. Ülkemizde Âşık Veysel’i ve -Allah uzun ömürler versin- doğuştan görme engelli ressam Eşref Armağan’ı düşünelim. Yine İslam tarihinden Ümmü Mektüm, Efendimiz (s.a.v.)’in sancaktarlığını yapmış ve Kadisiye Savaşı’nda şehit düşmüş âmâ bir sahabeydi.

İstihdam ve eğitim çalışmalarımızda engellilerimizle bu gerçekleri paylaşıyoruz. İstihdam, engellilerin -ailelerin ve toplumun yanlış yaklaşımları sonucu- kaybolmuş özgüvenlerini, moral ve motivasyonlarını yeniden kazandırıp umutlarını ve inançlarını tazeleyen bir olgu olarak ortaya çıkmaktadır. Üreten ve çalışan insan mutlu ve hayata umutla bakan, kendine inanan insandır. Üretmeyen, çalışmayan ya da çalışamayan kişi ise mutsuz, umutsuz ve çaresizdir. Bu anlamda engellileri üreten bireyler haline getirerek umutlarını ve mutluluklarını yeniden kazandırmış ve hayata bakışlarını müspet yönde değiştirmiş oluyoruz.

Engellilerle iç içe olmak nasıl bir duygu? Bildiğim kadarıyla yıllardır Fiziksel Engelliler Vakfında görev yapıyorsunuz. Size hizmet aşkını veren güç nedir?

Toplumun ‘normal’ kategorisinde sınıflandırılan bir birey olarak, engellilerle çalışmak insanın kendisinin farkına varmasında önemli bir etken. Ancak engellilerle iç içe olmak bir kişide ‘onlar yarım ben tamım’ ya da ‘herkes bir engelli adayıdır’ felsefesi oluşturmamalı. İnsan odaklı bir çalışma yürütmenin avantajları ve zorlukları burada da geçerli. Engelliler içerisinde çalışırken kendimi, farklı bir kesime hizmet ediyor gibi değil, insana hizmet ediyor olarak görüyorum. Sadece, hizmet ettiğimiz insanlar, hayat alanları oluşturulurken ihmal edilmiş ve de bu nedenle o insanların yaşamda tutunmaları biz ‘normal’lere göre daha fazla çaba sarf etmelerini gerektiriyor.

Bir de engelliyle çalışmanın şu ince noktasına dikkat çekmek istiyorum. Çalışmadaki ana prensip gönüllülük ruhuyla ancak profesyonel yaklaşımla oluşturulmalı. Hizmet ettiğimiz alan çok hassas ve önemli. Bu nedenle atılan her adım bir plan ve program dâhilinde yürütülmeli. Bir vakıfta çalışmanın en önemli avantajı manevi tatmin. İnsan iki yönlü bir varlık, sadece maddi beklentiler içersinde olmak insanın bir tarafını eksik bırakır. Yaptığımız her işin sonunda edilen dualar bir günün sonundaki tüm yorgunluğumuzu alıyor ve her çalışma gününe daha bir şevkle başlamamızı sağlıyor.

Engellilere tavsiyeleriniz nelerdir? Neler yapmasını veya yapmamalarını tavsiye ediyorsunuz?

Engelli arkadaşlarımıza tavsiyemiz, inançlarını kaybetmemeleri ve içlerindeki umudu her zaman taze tutmaları. Ve engellerini aşmak için azim ve sebatla hayata tutunmaları. Çalışma alanı içerisinde yer almak için gerekli alt yapılarını güçlendirmeli ve donanımlı hale gelmeliler. Kendilerini eksik ya da işe yaramaz görmemeliler. Engelsiz bir bireyin yaptığı her şeyin daha da iyisini yapabileceklerine dair inançları tam olmalı. Buna inanmaları lazım ki örneklerini verdim.

Vakfa gönüllü olarak çalışmak isteyenler için imkân var mı? Gönüllülere dönük çalışmanız hakkında bilgi alabilir miyiz? Ne gibi beklentiniz var?

Fiziksel Engelliler Vakfı yukarıda da belirttiğim gibi profesyonel bir çalışma prensibi içerisinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu nedenle gönüllü çalışma, faaliyet alanlarımız ve iş akışımız açısından çok uygun olmamaktadır.

Ancak hayırseverlerimizin katkı ve desteklerine ihtiyacımız olduğunu belirtmek durumundayım. Bir engellinin yaşamını onu istihdam ederek değiştirmek bambaşka bir şey. Annesi-babası bakıma muhtaç olan engellilerin, biz onu istihdam ettikten sonra onlara dahi bakar hale geldiğini gördük.

Olaya sadece bir engellinin iş bulması olarak bakmamak lazım. Ailesinin ve toplumun da rehabilitasyonu şeklinde değerlendirmek lazım. Bu anlamda projelerimizi sürdürebilmemiz ve daha geniş kitlelere yayabilmemiz için hayırsever vatandaşlarımızın katkılarına ve desteklerine ihtiyaç duyuyoruz. Bir engelliyi istihdam etmek bir insanı yaşama döndürmek demektir. Bunun hayır yönünü konuşmamıza gerek yok sanırım. Projelerimize sponsorluk katkısı sağlayan firmalara tanıtım katkısı da sağlıyoruz ve desteklerini kendilerine mutlaka döndürüyoruz. Bu konuda görüşmelere ve gelecek olan tekliflere açığız.

Gençlere dönük tavsiyelerinizi alabilir miyiz? Özellikle herhangi bir engeli olmamasına rağmen bin bir türlü sıkıntı ve şikayetleri var. Bunları göz önünde tutarak neler söylenebilir?

İnsan, elinde olanın değerini ancak onu kaybedince anlıyor. İçinde bulunduğumuz nimetlerin farkında olarak hayatımızdaki önceliklerimizi belirlemek mutluluk için önemli bir adım olacaktır. Elimizdeki en önemli hediyemiz ise sağlığımız. Sağlıklı olan bir insanın önündeki engeli aşması, onun azimle hareket etmesiyle çözülecektir. Umudunu kaybeden bir insan her şeyini kaybetmiştir. İnancımızı ve umudumuzu her zaman taze tutmalıyız.

Detaylı bilgi için: http://www.fev.org.tr/

Fahri Sarrafoğlu konuştu

Yorum yapın