NATO VE 1,3 MİLYAR MÜSLÜMAN

Kuzey Atlantik Antlaşması Nisan 1949′da Washington’da imzalandı. NATO Amblemi, Kuzey Atlantik Konseyi tarafından Ekim 1953′te Atlantik İttifakı’nın sembolü olarak kabul edildi. Amblemdeki daire bütünlük ve işbirliğini, pusula gülü ise Atlantik İttifakı üyesi olan ülkelerin barışa giden ortak yolunu temsil etmektedir. Ve halen NATO’nun üye sayısı 28. Dünya nüfusunun yüzde 16′sını oluşturan NATO ülkeleri, yılda dünya çapında harcanan 1.300.000.000.000 (1,3 trilyon) Dolar’ın yüzde 70′ini harcıyorlar. Sadece Almanya’nın bütçeden savunmaya ayırdığı rakam 31,1 milyar Euro.

 

Evet, değerli okurlar sizi uzun uzun NATO’yu anlatmak istemiyorum. Benim derdim yeni genel sekreter seçimindeki BASİRETSİZLİĞE dikkat çekmek. NATO ile son bir bilgi daha vermek istiyorum. Washington DC, 4 Nisan 1949 ‘da imzalanan anlaşmanın ilkelerinde bakın neler diyor: “Bu Antlaşmanın Tarafları, Birleşmiş Milletler Yasası’nın amaçları ve ilkelerine olan inançlarını ve bütün halklar ve bütün hükümetlerle barış içinde bir arada yaşama arzularını teyit ederler. Demokrasi, bireysel özgürlük ve hukukun üstünlüğü ilkeleri temelinde bütün halkların özgürlüklerini, ortak miraslarını ve uygarlıklarını korumakta kararlıdırlar. …” Yani ne diyor, bütün halkları ve bütün hükümetleri diyor… Dini inanış ve görüşlerine saygı duyacak diyor…

 

Peki, NATO’nun şimdiki genel sekreter adayı Fogh Rasmussen ne yaptı? Acaba NATO’nun bu olmazsa olmaz ilkesini bilmiyor mu ki? 1.3 milyar Müslüman nüfusu üzen, derinden yaralayan bir olayın aktörü oldu. Kendisi Danimarka’nın Başbakanı idi. Adeta burnundan kıl aldırmaz bir tarzda ve güya demokrasi adına 5.3 milyonu tercih etti 1.3 milyar insanı dışarıda tuttu. Peki tekrar bakalım NATO’nun ilkelerine “…bütün halkların özgürlüklerini, ortak miraslarını ve uygarlıklarını korumakta kararlıdırlar… “Yani NATO’ya üye olan bir ülkeye karşı başka ülkeden yukarıdaki ilkeleri bozucu veya hakaret olursa karşısında NATO’yu bulur diyor… Hadi bakalım… Şimdi biz Dünya İslam Aleminin huzurunu kaçıran bir adamı(!) getirip NATO’nun genel sekreteri yapıyoruz. Oldu mu şimdi? Olmadı …Türkiye bir yere kadar direndiyse de bana göre İslam Ülkelerinden sanırım yeterli destek gelmedi, ciddi bir baskı olsaydı ki bu da İslam Ülkelerinin dış politika konusunda hala alacakları çok yol olduğunu gösteriyor bu kişi NATO Genel Sekreteri olamazdı. Türkiye’nin bakın arkamda baskı var demesi için en azından 4-5 İslam ülkesinin devlet veya başbakanının araması gerekiyordu… Eee diyeceksiniz aradı ya… Aradı da iş bittikten sonra aradı teşekkür ederiz iyi oldu, iyi durdun gibi aferim lafları…

 

Efendim, Genel Sekreter seçildi ama Türkiye’de boş durmadı elinden geleni yaptı ve bir şeyler kazandı. Bakalım neler kazandı?

 

Türkiye’nin kabul ettiği taahhütler paketi şöyle:
Roj Tv’nin yayını durdurulacak
Rasmussen İslam dünyasına özel mesaj verecek
NATO Genel Sekreter Yardımcısı Türk olacak
Silahsızlanmadan sorumlu üye Türk olacak
Afganistan’daki NATO temsilcisi Türk olacak

 

Evet göreceğiz bakalım, yeni Genel Sekreter ne kadar NATO ülkelerini kucaklayabilecek, İslam’a ne kadar saygılı olacağız ve yine göreceğiz bakalım Obama’nın garantörlüğü ne kadar geçerli olacak o da Bush gibi sözünü unutmaz umarım…

 

Yorum yapın