Peygamber Efendimizin “El İzinin” Bulunduğu Kilise


tur-i-sina02
Hazırlayan: Fahri Sarrafoğlu

İstanbul’da Resullah (s.a.v.) Efendimiz’in ayak izlerinin, sakal-ı şerif’inin olduğunu biliyoruz. Daha birçok eşya ve bize gelen kutsal emanetlerini görmüş veya duymuşsunuzdur ama hiç aklınıza geldi mi acaba? İstanbul’da Hz Muhammed (s.a.v.)’in el izi var mı? Evet var… İstanbul’da bir kilise var ve bu kilisenin giriş kapısında Efendimiz (s.a.v.)’in el izi var… Nasıl mı?

RAHİP BAHİRA’NIN EMANETİ

Kilise İstanbul Patrikliği’ne değil halen Sina Başkonsolosluğu’na bağlı olup Sina Dağı’ndaki Saint Katerina Manastırı’nın Metokhion’udur. Ancak Tur-i Sina Manastırı Aya Yani Kilisesi Ruhani Kurulu’nun 03.06.1986 tarihli yazısında kilisenin Yavuz Sultan Selim’in emriyle inşa edildiği belirtilmiştir. Ayrıca kapı üstündeki el tasvirinin Hz. Muhammed (s.a.v.)’in elini temsil ettiği şifahen belirtilmiştir. Kaldı ki, İslam kaynakları da bu hususu teyit etmektedir. Saint Katerine (Tur-i Sina) Manastırı, 12 yaşında iken Papaz Bahira, 25 yaşında iken Papaz Nestura tarafından gördükleri alametler neticesi Hz. Muhammed (s.a.v.)’e peygamberliğini müjdeledikleri ve uyardıkları manastırdır. El izinin konulma sebebi ise Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in vermiş olduğu “Emannameye” karşılık olarak bir teşekkür edilmek istenmesidir. Bu el izi “temsilidir”. Yani sembol olarak konulmuştur.

EMANNAMEYE TEŞEKKÜR “EL İZİ”

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hicretin ikinci yılında kendisini tebrike gelen manastır papazlarına, evvelki iyiliklerine binaen Saint Katerina (Tur-i Sina) Manastırı’na bir emanname (dokunulmazlık) mektubu vermiştir. Yavuz Sultan Selim Mısır Seferi dönüşünde bu emannameyi görünce öpüp başına koymuş ve bu emannameyi vermeleri karşılığında evlatlarının bu dokunulmazlığı ilanihaye sürdüreceklerini, bir de İstanbul’da Tur-i Sina’ya ait manastır ve kilise yaptıracağını (vereceğini) beyan ve ferman eder. IV. Murad’ın verdiği H.1048 tarihli ferman da bu hususu teyit etmektedir. Bu fermanda da eskilerde adet olduğu üzere el resmi bulunmaktadır.

İSTANBUL’DA FARKLI BİR KİLİSE

Kilisenin adı Tur-i Sina Kilisesi’dir. Balat Mürsel Paşa Caddesi No 134’tedir. Kilisenin tarihi 14. yüzyılın ilk yarısına uzanmaktadır. 1593 yılında harap bir halde olduğu ve tamir için ayrılan paranın başka bir kiliseye aktarıldığı (yönetimdeki değişiklikler dolayısıyla). 1623 sayılı bir fermanla sahiplik ve tamir belgesi verilmiştir. 1640 yılında yanmıştır. Kilise 1670 yılında İskenderiye Pariktiliği’ne ait iken 1686’da Rusya’nın müracaatı ile Sina Manastırı’na devredilir. Bu yıl Rusların yardımı ile yeniden inşa edilir. Zamanla harap olan kilise 1729 yılında Sina Manastırı tarafından yeniden yaptırılır. 1730 tarihinde yine yandığından Giritli Nikeforos tarafından tekrar yaptırılmıştır. Kilise 1851/ 1852 ve 1855 tarihinde tamir görmüştür. Tur-i Sina keşişlerinin barındığı bir kilise olarak tanınmıştır.

Kilise iki yolun ortasında ve yeşillikler arasındadır. Kapıyı dışardan rahatlıkla görebilir ve ziyaret edebilirsiniz. Bazilikal planlı ve çatılıdır. Kaba yontulmuş taştan yapılmıştır. Aya Yorgi isimli ayazması vardır.

Not: Bu el izi şu anda kilisenin kapısında değildir… Koruma altına almak için İstanbul Fener Patrikhanesi’nin bahçesine kaldırılmıştır.

Yorum yapın