Soba ve doğalgaz zehirlenmelerinde doğru bilinen yanlışlar(Özel)

İTÜ Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Ahmet Arısoy: ”İhmaller ve sorumluktan kaçtığımız için doğalgaz ve kömür sobası zehirlenmeleri AB’ye göre bizde daha fazla.”

Türkiye’de her yıl kömür ve doğalgaz Sobası, baca ve şofbenlerden kaynaklanan sessiz ölüm olarak bilinen karbonmonoksit (CO)zehirlenmeleri nedeniyle yüzlerce vatandaşımız ölüm tehlikesi geçiriyor.

Sağlık Bakanlığı verileri incelendiğinde 2010 yılında toplam 10,154 kişi, yani her 100.000 kişiden yaklaşık 14’ünün CO’dan zehirlendiği tespit edildi.  Bu vakaların da  39’u ölümle sonuçlandı. CO zehirlenmesi vakalarının sıklığı %0,0137 (yaklaşık yüz binde 14), ölüm oranı ise yaklaşık on milyonda 5 kişi olarak belirlendi.  İllere göre dağılım incelendiğinde en sık İstanbul’da olmak üzere Bursa ve Ankara’da diğer illere oranla yüksek sayıda CO zehirlenmesi vakası görüldü. Ölüm oranları incelendiğinde (toplam 39) en yüksek sayıda ölümlü vaka (18) Bursa’da tespit edildi.

Aslında önemli olan ama yeterince önem verilmeyen “Soba ve Doğalgaz” zehirlenmeleri ile ilgili olarak İTÜÖğretim Üyesi Ahmet Arısoy ile kısa bir söyleşi yaptık:

Ülkemizde sıklıkla yaşanan Soba/şofben zehirlenmeleri kamuoyunda özellikle doğalgaz kullanımı konusunda olumsuz bir imaj yaratmaktadır. Neden bu konu gündeme sık sık geliyor? Önlenemez bir durum mu?

Burada öncelikle Soba zehirlenmesi denilen olayın ne olduğu ve nedenleri üzerinde durulmalıdır. Ticari olarak kullanılan gaz yakıtlar olan Doğal gaz ve LPG(Tüp Gaz) karbon ve hidrojenden oluşan ve hidrokarbon adı verilen gaz bileşikleridir. Doğal gaz yaklaşık olarak tamamen Metan gazından oluşur. Tüp gaz denilen ve domestik olarak kullanılan LPG ise Bütan ve Propan gazları karışımıdır. Doğal gaz en hafif olanıdır ve havadan da hafiftir. Herhangi bir kaçak halinde havada yükselir, kapalı hacimlerde tavanda birikir. Tüp gaz ise havadan ağırdır ve bir kaçak halinde çöker ve tabanda birikir.

İKİ GAZ DA  ZEHİRSİZDİR ASLINDA

Bu iki gaz zehirli mi?

Her iki gaz da zehirsizdir, özellikle doğal gaz pratikte hiç Karbon monoksit içermediği için tamamen zehirsizdir. Doğal gaz solunduğunda zehirlemez, ancak ortamda çok yoğunsa oksijensizlik nedeniyle boğma etkisi yaratır. Doğal gaz ve LPG’nin herhangi bir kaçak halinde zehirleme tehlikesi yoktur. Ancak bu gazların kaçak yapması halinde patlama tehlikesi vardır. Böyle bir kaçak sonucu havaya karışmaları halinde ve bir kıvılcım oluşması halinde patlarlar ve çok büyük hasar meydana getirirler.

Bir de gaz sıkışması konusu var hocam, ondan da bahsedebilir miyiz?

Bu doğal gaz veya LPG kaçağına ÇOK YANLIŞ olarak halk arasında ve medyada GAZ SIKIŞMASI denilmektedir. Aslında sıkışan bir şey yoktur, kaçak gazın hava içindeki oranı, derişikliği veya yoğunluğu artmaktadır. Doğal gaz/LPG kaçağı zehirleme etkisinden değil, patlama riskinden dolayı tehlikelidir ve mutlaka önlenmelidir. Gaz kaçağının fark edilebilmesi için gazın içine koku katılır, dolayısıyla her iki gazında kaçak halinde hissedilmesi mümkündür.

BACA TEMİZLİĞİ ÇOK ÖNEMLİDİR

Peki, zehirli olan gaz hangisidir ?

Zehirli olan yanma ürünü atık gazlardır, yani dumandır. Doğal gaz ve LPG yanma ürünleri içinde kaçınılmaz olarak karbon monoksit gazı bulunur. Karbon monoksit çok az oranda, milyonda yirmi (yüzde 0,002) oranında bile öldürücü olabilmektedir. Ayrıca renksiz ve kokusudur, insan tarafından varlığı algılanamaz. İnsanı uyutur ve öldürür. Sonuç olarak Soba zehirlenmesi denilen olayın nedeni, yanma ürünleri baca gazlarının yaşanılan ortama sızmasıdır. Bu olay karbon içeren bütün yakıtlar için geçerlidir. Kömür Sobaları da benzer şekilde çok sayıda ölümlere neden olmaktadır. Burada anahtar önlem yanma ürünü baca gazlarının yaşanılan ortamlara sızmasına imkân tanımamaktır.

 

Hocam, cihazdan kaynaklanan zehirlenmeler de olması mümkün mü?

Kömür Sobaları bir kenara bırakılacak olursa, daha teknolojik ürünler olan gazlı cihazlarda yaşamsal ana kural, yanma ürünlerinin güvenli bir biçimde yaşanılan ortamlara sızmadan dışarı açık havaya atılmasıdır. Sonuçta olay cihazın kendisinden ziyade bacasıyla ilgilidir. Cihazın teknolojisi ne kadar iyi olursa olsun baca beklenilen görevi yapmazsa zehirlenme olacaktır.

Bu tür zehirlenmelerde neden AB ülkelerine göre Türkiye’de ölümler daha fazla?

Bu konu trafikte yaşanan ölümlere benzemektedir. Avrupa’da kullanılan arabalardan çok büyük bir farkı olmasa da Türkiye’de trafikte çok daha fazla insan ölmektedir. Gelişmiş toplumlarda doğal gaz veya LPG kullanımının çok iyi uygulanan standartları ve kaideleri vardır. Aslında benzer standartlar bizde de olmasına karşılık esas fark uygulamadan, sorumluluklardan ve ihmallerden kaynaklanmaktadır.

Gazlı yakıt kullanırken bacalı ve hermetik diye iki sistemden bahsedilir, bunların hangisi daha sağlıklı?

Gaz yakıt yakan cihazlar günümüzde bacalı ve hermetik olarak ikiye ayrılabilir. Ayrıca bacasız cihazlar da vardır, ancak bunlar çok özel koşullarda çalışır ve küçük kapasitelidir. Genellikle tehlike oluşturmazlar. Hermetik cihazlar da bu anlamda güvenlidir. Bir fan yardımıyla yakma havasını dışarıdan alır ve yanma ürünlerini zorlanmış olarak dışarı atarlar.Bu cihazlarda baca yerine bağlantı borusu kullanılır ve genellikle dış duvara yerleştirilir ve buradan dış bağlantısı yapılır. Bilinen çatıdan dışarı açılan klasik baca ortada yoktur. Esas sıkıntı ve tehlike bacalı cihazlarda olmaktadır. Bu cihazlarda yanma ürünlerinin dışarı atılması doğal çekişli bacalarla sağlanmaktadır. Baca sızdırmaz olmalıdır, güvenli bir biçimde yanmış gazları dışarı atabilmelidir, geri tepme ve tıkanmaya karşı önlemi olmalıdır. Uygun biçimde hesaplanmış, boyutlandırılmış ve tesis edilmiş olmalıdır.

ÖNEMLİ OLAN HAVALANDIRMADIR

Bu tür cihazları kullanırken konulacak yerler de önemli sanırım?

Bütün bu güvenlik standartları ve önlemleri tanımlıdır ve bilinmektedir. Öncelikle bu tür cihazlar hiçbir zaman YATAK ODALARI VE BANYOLARA konulmaz, TESİS EDİLMEZLER. Şofben ve kombi çok iyi havalandırılan dışa açık mutfak veya kapalı balkon gibi yerlere yerleştirilebilirler. Sobalar ise insanların aktif olduğu oturma odalarına yerleştirilebilir. Cihaz yerleştirilen yerde havalandırma şarttır. Standartlarda bunlar detaylarıyla anlatılır. Bacaların malzemesi, yapım şekli, birleştirilmesi ve tesisi net biçimde tanımlanmıştır. Bacada tıkanma ve geri tepme halinde cihazın otomatik çalışan güvenlik donanımı olmalıdır. Özellikle rüzgârlı havalarda, Marmara Bölgesinde lodoslu havalarda rüzgâr bacalardan çıkmakta olan dumanı geri içeri basar, dumanSobadan, cihazdan yaşam mahalline sızar/yayılır. Bunun önlenmesi için çıkışa özel baca şapkaları yerleştirilir ve bacada geri tepme emniyet cihazı kullanılır. Ayrıca uygulamanın büyüklüğü ve cinsine öre mekâna dumanı algılayan alarm cihazları tesis edilmelidir.

Başka bir sorun daha var sanırım, o da denetim…Daha doğrusu denetimsizlik bu konudan da bahsedebilir miyiz?

Bütün bu ekipmanlar, standartlar ve kaideler mevcuttur. Ancak problem denetimde yaşanmaktadır. Doğal gaz tesisatları öncelikle gaz dağıtım şirketlerinin sorumluluğundadır. Tekniğine uygun yapılmamış tesisata gaz bağlanmaz, ayrıca yapılacak değişiklik ve müdahaleler de gaz dağıtım şirketine bildirilmeli ve onayı alınmalıdır. Ayrıca belirli periyotlarda denetim yetkileri vardır. Dolayısıyla daha kontrol altındaki doğal gaz sistemlerinde olay sayısı daha düşüktür. En büyük sıkıntı LPG kullanımında ve kömür Sobalarında yaşanmaktadır. Burada doğal gazda olduğu gibi sorumlu bir gaz dağıtım şirketi olmadığı gibi, Tüp gaz kullanımı alt gelir düzeyindeki eğitimsiz kesimlerde daha yaygındır. Aynı durum kömür için de geçerlidir. LPG ve kömürü denetimsiz tesisatlarda kullanabilme imkânı vardır. Gidip herhangi bir bayiden tüp alabilirsiniz.

EĞİTİM ÇOK ÖNEMLİ…TÜKETİCİ MUTLAKA EĞİTİLMELİDİR

Sonuç, olarak vatandaşlara ne tavsiye edersiniz, nelere dikkat etsinler?

Sonuç olarak ülkemizde yaşanan Soba/şofben zehirlenmeleri ve gaz patlamaları esas olarak uygun olmayan tesisat ve denetimsiz, bilgisiz kullanımdan kaynaklanmaktadır. Cihaz üretiminde kalite ve güvenlik denetimi yapılabilmektedir. Kullanılan cihazların yetersizliği gibi bir sorundan söz etmek doğru olmaz. Ancak özellikle LPG kullanımında ve kömür kullanımında tesisatın kalitesi ve güvenirliği neredeyse tamamen denetimsiz bırakılmıştır. Özellikle alt gelir gruplarını kapsayan bu alan aynı zamanda kullanıcıların bilinç ve bilgi düzeyleriyle de dikkat çekmektedir. Bu olayların önlenmesinde LPG ve kömürün ticaretinden kullanımına kadar çok ciddi bir denetime ihtiyaç vardır. Aynı zamanda kullanıcıların bilgilendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bireysel veya merkezi bütün LPG ve doğal gaz tesisatlarının ve bacalarının yıllık servis ve bakımları mutlaka yapılmalıdır. Bu, kişi ve kurumların inisiyatifine bırakılmamalı mecburi olmalıdır.

 RAKAMLARLA ZEHİRLENME VAKALARI

  • Ülkemizde CO zehirlenmeleri genellikle Soba, şofben, kombi ve şömine gibi ısıtma sistemlerinde kullanılan yakıtlar nedeniyle oluşmaktadır. Ülkemizde farklı bölgelerde yapılan bazı çalışmalarda (2011) en sıkzehirlenme kaynakları arasında %80 Soba, %85,9 Soba ve %68,3 şofben gibi sonuçlar bildirilmiştir. CO kaynağına göre vakalar incelendiğinde vakaların %46,5’inin Sobadan zehirlendiği tespit edilmiştir. Ölüm vakalarının ise %46,1’i Soba zehirlenmesinden kaynaklanmıştır. Kayıtlara geçen zehirlenmeler içinde ülke genelinde kömürden kaynaklı Soba zehirlenmesinin önemli bir yer tuttuğu görülmektedir.
  • 1 Ocak 2012 – 28 Şubat 2012 tarihleri arasında basına yansıyan resmi olmayan kaynaklara göre Türkiye’nin hemen her bölgesinde kömür yakılan Sobalardan sızan CO gazından kaynaklı toplam 341 vaka yaşanmıştır. Bu vakalar neticesinde 276 kişi tedavi altına alınırken 65 kişi hayatını kaybetmiştir. Sadece son iki ay içinde yaşanan vaka ve vefat sayısını göz önüne alındığında son yılların zirvesine ulaşıldığı görülmektedir. İki aylık bu sürede Gaziantep’te toplam 8 kişi, Tokat’ta 5 kişi ve Konya’da 5 kişi kömür yakılanSobadan sızan CO gazından yaşamlarını kaybetmiştir.
  • Türkiye’de CO zehirlenmesi vakalarının kış aylarında artış göstermektedir. Kış aylarındaki artışın olası sebepleri arasında CO kaynaklarının özellikle kömürün kullanımının bu aylarda artışına paralel olarak yaşanan vakalar ve ölümlerde de artış gözlenmektedir. Coğrafi bölgelere göre vakalar değerlendirildiğinde en yüksek sayıda Marmara Bölgesinde olmak üzere, İç Anadolu ve Ege Bölgesinde zehirlenme vakalarıyla sık karşılaşılmıştır. Dolayısıyla özelikle bu bölgelere yönelik çok ciddi önlemlerin alınması gerekmektedir.

Yorum yapın