Atın ayağına neden “köstek bağlanır ki”

Yazan: Fahri Sarrafoğlu

Anadolu’nun her tarafı kendini gizleyen Allah dostları ile doludur. Kimse onları bilmez, onları gören kendi halinde, işinde gücünde sanırlar. Gerçekten te öyle işinde, gücündedirler ama işleri, güçleri aslında gönüllere ulaşmaktır. O Allah dostlarının amacı bir taraftan ticaretle uğraşırken, bir taraftan hangi meslektense o mesleğini icra ederken ki kimi ayakkabı tamircisi, kimi yorgancı, kimi lağımcı, kimi duvar ustası, kimi terzi… Kısaca hepsinin bir mesleği ve işi vardır. Ama aslında işleri Allah’ın kullarına, Allah’ın esmasını ulaştırmaktır.

İşte bu Allah dostlarından birisi de Bilal Aga diye bilinen Aksaray ilinde bir çiftlikte çalışıyor, çiftliğin kâhyalığını yapıyordu.  Bir gün çiftliğe şehrin ileri gelenlerinden ve yardım severliği ile bilinen bir işadamı gelir. Bilal Aga, gereken, hürmet ve izzeti gösterir, ikramlarda bulunur. Tam misafiri yolcu edecekken, misafirin gözü hemen çiftliğin yanında otlamakta olan atlara takılır.  Allah Allah üç tane at vardır ve üçü de farklı farklıdır. Farkı şurada. Atların birinin ayağında köstek tabir edilen bir ip vardır. Yani at serbesttir ama ön ayağı ile arka ayağına ip bağlı olduğu için rahat hareket edemez. Diğer atda ise ne köstek vardır, ne de yular, ne de atın ağzına geçirilen gem vardır. At rahat bir şekilde otlamaktadır. Üçüncü at ise ayağında köstek yoktur ama ağzında gem vardır ve uzun bir ipi vardır. O da rahat rahat dolaşıyor otluyor ama yuları uzun olmasına rağmen bir ağaca bağlı ve ağzından gem var.

İşadamı olan misafir şaşırır ve sorar Bilal Aga, bu üç atın özelliği ne ki farklı farklı bağlanmışlar böyle?

Bilal Aga, işte aradığı fırsatı bulmuştur, işte gönle verilecek mesajın tam zamanıdır. Bakın şu cevabı verir.

-Efendim, o atlar aslında insanın nefsini yani egosunu, benliğini temsil eder. Ağzında gem olan ve ipi uzun olarak bağlı olan bizim eğitilmemiş nefsimizdir. Yani nefsi emmare dediğimiz nefistir. En ufak bir serbestlik verdiğin anda hemen azgınlaşır, koşar, etrafa zarar verir. Bir daha tekrar zapt edilmesi zordur. Onun için kontrolü kolay olsun diye ağzına gem vurulmuş ki aşırı gittiği zaman hemen gemi çekilir, gem de ağzını kontrol edeceği için at hemen itaat edecektir. Diğer at ise yani ayağında köstek olan at ise o biraz eğitilmiş olan nefistir. Bu nefis ya da ego ise, eğitilmiştir ama yine de tam eğitilmemiş olduğu için önüne çıkan ilk fırsatta tekrar eski haline dönebilir diye ayağına bu şekilde köstek vurulmuştur ki hala eğitimde olduğunun farkında olsun, gerçek özgürlüğün kösteksiz bir şekilde yaşamanın ne olduğunu öğrensin diye ayağına böyle bir engel konmuştur. Gördüğünüz gibi üçüncü at da ise ne ayağında köstek vardır ne de ağzında gem ne de boynunda ip vardır. Bu da tam eğitilmiş yani tasavvuftaki tabiri ile “mutmain olmuş “ nefistir. Kendisi emin, kendisinden de emin olunan. Artık dünyaya dönük heva ve hevesinin farkında olan bir nefis çeşididir.

Çiftliğin kâhyası Bilal Aga, her üç atı da öyle güzel anlatmış, öyle güzel tasavvufi mesajlar vermişti ki, işte gönül ehli olmak buydu, işte Allah adamı olmak buydu. O zengin işadamını düşündürmüş ve kendisine gelmesine vesile olmuştu.

 

Kısaca:  Şems suresi 1’den 10’a kadar olan ayetlerde

  1. Güneşe ve onun aydınlığına andolsun,
  2. Onu izlediğinde Ay’a andolsun,
  3. Onu ortaya çıkardığında gündüze andolsun,
  4. Onu bürüdüğünde geceye andolsun,
  5. Göğe ve onu bina edene andolsun,
  6. Yere ve onu yayıp döşeyene andolsun,

7, 8, 9.    Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.

  1. Onu kötülüklere gömüp kirleten kimse de ziyana uğramıştır.

 

Fecr Suresi :

Ey huzura kavuşmuş insan!

  1. Sen O’ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön.
  2. (Seçkin) kullarım arasına katıl,
  3. Ve cennetim gir.

Yorum yapın