YOKSA SİZ HALA ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

Şimdi bu da nerden çıktı diyeceksiniz. Yok, herhangi bir partiye veya örgüte üye misiniz diye sormayacağım canım. Sadece hala herhangi bir sivil toplum örgütüne üye değil misiniz diye soracaktım… Gazetelerde şu haberleri okuyunca inanın çok seviniyorum mesela “…Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) 2. Türkiye-Avrasya Dış Ticaret Köprüsü etkinliği çerçevesinde 1,5 milyar dolarlık iş bağlantısı gerçekleştirdiğini bildirdi….” Yine MÜSİAD’ Uluslararası organizasyonla hem ülke tanıtımına, hem de yapılacak ticaret ve yatırım bağlantılarıyla reel ekonomiye en az 2 milyar dolarlık katkı sağlanması öngörülüyor…” Bununla birlikte ASKON-İŞHAD,TÜGİAD-TÜGİK ya da ASİAD hatta PASİAD(Pasifik İşadamları Derneği) gibi ismini sayamadığım birçok iş adamlarının bir araya getirerek oluşturduğu dernekler var.

Devamını oku

ASKIYA REKLAM

Efendim, isterseniz önce bir-iki kısa hikaye ile yazımıza başlayalım… Mahallede küçük bir bakkal dükkânı olan adam bakmış ki ertesi gün hemen yanına büyük bir market açılmış ve şehrin en iyi marketi diye yazısını asmış… Aradan birkaç gün geçmiş tabii ki rekabet hızla devam ediyor, bu sefer soluna dünyanın en iyi marketi diye yeni bir dükkân daha açılmasın mı? Eee bizim bakkal ne yapsın. Sağında dünyanın en iyi marketi, solunda şehrin en iyi marketi o da değişime ayak uydurmuş ve SOKAĞIN EN İYİ MARKETİ diye o da tabelasını değiştirmiş… Ve işte ikinci hikâyemiz iki arkadaş ormanda yürüyüş yapıyor birden bire karşılarına kocaman bir ayı çıkıyor. Ayı zaten kocamandır ama bu biraz daha hikâye gereği kocaman.

Devamını oku

FİRMANIZDA YABANCI OYUNCU VAR MI?

Kıymetli dostlar bizi az çok yakından tanıyanlar şimdi yukarıda ki başlığı görünce şaşırmışlardır. Niye mi? Çünkü hayatımda bir kez futbol maçına gittim ona da kuyruk çok uzun olduğu için sabredemeyip Ankara’nın tarihi yerlerini gezmeye gittim… Hangi maç mıydı? Sanırım 20 yıl önceydi çünkü Lise’de okuyordum. Ankaragücü-Beşiktaş Maçıydı. Yok yok şimdi aaaa siz takım tutar mıydınız dediğinizi duyar gibiyim. Yok, efendim takım tutmuyorum o zamanki öyle bir iddiaydı. Herhangi bir maça gitmem gerekiyordu, gittik de Neyse sözü spor üzerine devam ettirelim Türk güreşinde görev alan yabancı antrenörler 5000 dolardan başlayan maaşlar alıyorlarmış. Bunun yanında görev yapan yerli antrenörlere çok cüzi ücret verilmekte ve hatta bazen metelik dahi ödenmemekteymiş. İşin uzmanları söylüyor. Tabii bunun sonucunda yetişmekte olan başarılı Türk teknik adamların şevkini azaltmakta ve kırmakta o da ayrı bir mesele.. Evet 1990 Şubat ayında Türkiye’ye yabancı antrenörler getirildi. Çankaya’da dayalı döşeli ev verildi.

Devamını oku

ÖNCE SİZ ATIN!

Kıymetli okuyucularımız, son günlerde ki gündeme bakıp da sakın moralinizi bozmayın, sakın aman dolara, dövize sarılmayın eyvah 28 Şubat’mı geliyor yok 17 Nisan’mı geliyor diye telaşa düşmeyin… Siz işinize bakın… Yani şu anda yaptığınız hangi işse onu en güzel şekilde yapmaya çalışın. Sonradan oluşturulmuş gündemlere itibar etmeyin diyorum. Eğer öyle yapmayıp, mevcut gündemin peşinden giderseniz evvela kendi işinize karşı sorumluluğunuzu yerine getirmemiş olursunuz. Peki, gündeme karşı duyarsız mı kalalım, gündemde olup bitenlerle ilgilenmeyelim mi? Yooo öyle bir şey demedim. Tabii ilgilenin ama gecenin ikisine kadar oturup da seviyesiz tartışma programlarını izlemeyin, sokak kavgalarına laf yetiştirmeyin… Eskilerin bir lafı vardır hani.

Devamını oku

İNOVASYON MU? ODA NE Kİ?

Şaşırdınız değil mi? Şimdi yeni moda bu artık… Şirketler, üst düzey yöneticiler kendilerini inavasyona hazırlıyorlar. E hadi o zaman gelin bu kelimeyi birlikte tahlil edelim. İnovasyon “Toplumsal, kültürel ve idari ortamda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanması” anlamındadır. Günümüzün hızla değişen rekabet ortamında ayakta kalabilmek için şirketlerimizin ürünlerini, hizmetlerini ve üretim yöntemlerini sürekli olarak değiştirmeleri ve yenilemeleri gerekmektedir. Bu değiştirme ve yenileme işlemi “inovasyon” olarak adlandırılır.” Evet, sözlük böyle diyor. Yani kısaca yenilik-yenilik… Bu sözcük tıpkı Japonların sık sık kullandığı KAIZEN (Sürekli Geliştirme) kelimesine benziyor. Bakın kelime önemli daha doğrusu kelime değil de uygulamak çok önemli onun için biraz daha detay verelim diyorum. Teknolojik İnovasyon: Teknolojik inovasyon, teknolojik ürün ve süreç inovasyonunu kapsar.

Devamını oku

KOÇ MU, MENTÖR MÜ LALA MI?

Her başarılı işadamının geçmişinde, başı sıkıştığında hâlâ kapısını çaldığı, akıl danıştığı, bazen de özlemle yâd ettiği bir yol gösterici, bir “usta”sı vardır. Kütüphaneler dolusu kitapların anlatamadığı, hiç bir okulun öğretemediği hayat derslerini karşılık beklemeden birkaç cümleyle sunuveren sevecen bir bilge kişi. Bu bilgi kişi kim mi? Günümüzde bunun adı epeyce değişti dostlar… Kimi KOÇ diyor kimi MENTOR diyor ama ben buna Lala diyeceğim birazcık… Bir işadamı yetişirken hem maddi bilgilerini alıyor hem de manevi bilgilerini alıyor. Kimden önce Usta’sından..Sonra ..Sonra ise Lalalarından…Bu deyimi biz sadece Şehzade yetiştiren kişi olarak biliyoruz ama hayır aslında her yöneticinin bir Lalası vardır. Selçuklular döneminden Osmanlı’nın son dönemine kadar devam etmiştir.

Devamını oku

YİNE ÇOK MU KONUŞUYORUZ NE?

Hasan-ı Basrî’ Hazretleri diyor ki: “Düşmanını ezecek bir harekette bulunmak ister misin? Ona kendini düşman gibi gösterme.” Ve başka bir sözü de şöyle: “ Hasmın sitemini anlamamak hasma sitemdir.” Söze niye böyle başladık derseniz eğer değerli okuyucularım birisi bir taş atıyor kuyuya misali bir haftadır ülkemizde Siyasette ve Ekonomide adeta laf kalabalığı, laf cambazlığı, laf ebeliği, lafazanlık,laf sokuşturmak, laf yarışı,laf atmalar,laf salataları ….dahası bir sürü laf laf sürüp gidiyor. Esas gündem başka oluşturulan yapay gündem başka. Türkiye biraz iyiye gitse hemen birileri giden tekere çomak sokuyor… Hem de bunu yapanlar şu ana kadar iyi bildiğimiz ya da bir bilen (!) kişiler. Neyse sözüm kişilere değil onların ne olduğu zaten görünüyor ve halkımızda inşallah anlıyor.

Devamını oku

VERGİLERDEN ŞİKAYETÇİ MİSİNİZ?

Türkiye’de işverenden alınan vergilerin gerek oranı gerekse çeşidi bakımından birçok ülkenin üzerinde. Buna rağmen yüksek vergi oranlarını ödeyen vatandaş, hak aramak yerine sadece şikâyetçi oluyor. Uzmanlara göre, bu durum vergi bilincinin tam olarak oturmamış olmasından kaynaklanıyor. Bu yüzden ‘vatandaşın vergisini koruma’ emekli bürokratlara kalmış durumda. Başka bir deyişle Vatandaşın Vergisini Koruma Derneği şu an ilgileniyor. Ancak dernek vatandaştan gelen şikâyetler üzerine değil, ‘haksızlığını’ kendi tespit ettiği uygulamaların üzerine gidiyor “Amacımız Batı ülkelerinde sık sık rastlanılan, vergisini ödeyen vatandaş bilincini oluşturmak.” diyen Dernek Başkanı Rıdvan Selçuk, hedeflerinin vergi ödeyenin hesabını sorabilir hale gelmesini sağlamak olduğunu belirtiyor…

Devamını oku

ZORLA EZBERLETTİRİLEN “LOGARİTMA CETVELİ

Yazının başlığına baktığınızda canım hiç logaritma cetveli ezberlettirilir mi? Diyebilirsiniz. Çünkü hakikat bu cetvelin ezberlenmesi zaten mümkün değil hem de ezberlenmeye de ihtiyaç yok ki elinde zaten cetvel var aç bak… Ama işin aslı öyle değil. İngilizler Hindistan’ı işgal ettikleri yıllarda Hintli öğrencilere logaritma cetvelini ezberletiyorlardı. Hepimizin bildiği gibi logaritma cetveli; belli bir mantık silsilesi içinde sıralanmış bir sayı cetveli değildir. Gerektiği zaman açar bakar kullanırsınız, ulaşmak o kadar da zor değildir. Peki, ezberlenmesi pek de mümkün olmadığı halde Hintli çocukların beyinlerini bu gereksiz bilgiyle neden dolduruyorlardı dersiniz? O körpe beyinler başka şeyle meşgul olmasın, işgal altındayız, sömürülüyoruz, gibi zararlı (!) şeyler düşünemesinler, beyinleri uyuşturulsun diye! Önceki gün İSO’da Hindistan ekonomisini anlatan bir seminer vardı. Oraya gittim ve bilişim sektörü konusunda Hindistan’ın bilişim konusunda ne kadar ilerlediğini görünce İngilizlerin başarılı olamadığına bayağı sevindim Türkiye adına ise üzüldüm. :))

Devamını oku

PARAYI ÜRETİMDEN Mİ KAZANIYORUZ YOKSA…?

Dünyanın nereye gittiğini öğrenmek istiyorsanız diyor, Ahmet Altan, dünyanın kazandığı paraya bakın diyor. ve devem ediyor: “.. Dünya kazandığı parayı eğer silah satışından kazanıyorsa, eroin satışından kazanıp zengin oluyorsa, ya da kadın ticareti, içki vb kazanıyorsa dünyanın nereye gittiğini merak etmenize gerek yok, zaten siz de tahmin edebilirsiniz… Ama eğer dünya ülkelerinin kazancına baktığımız zaman üretimden kazanıyorsa, tarım, sanayi insanların işini kolaylaştıracak üretimden kazanıyorsa o zaman dünya iyiye gidiyor demektir.” Okurlarımız dünyanın gidişini merak ediyorlar aşağıdaki rakamlara bakalım ortaya çıkacaktır…Bu hafta size biraz rakamsal bilgilerden bahsedeceğim şimdiden hakkınızı helal edin ama önümüzü görebilmek açısından bu haftalık beni mazur görün lütfen))

Devamını oku

EN AZ 20 MİLYAR DOLARIMIZ GİTTİ NİYE Mİ?

EXPO 2015 150 yılda, 53 kez düzenlendi. Dünyanın çeşitli kentlerinde, son 150 yıl içinde 63 kez düzenlenen Expo, uluslararası en büyük ticari organizasyon olarak tanınıyor. 2000’deki Hannover Expo’yu yaklaşık 51 milyon kişi ziyaret etmişti. İzmir’e yedi yıl içinde 20 milyar dolar yatırım yapılması planlanıyor(du). Fuar 6 ay sürüyor; bu süre zarfında 50 ile 70 milyon kişi İzmir’e gelecek(di).

Devamını oku

BİR FİNCAN KAHVEYİ KAÇ LİRAYA İÇİYORSUNUZ?

Dışarıda yağmur yağıyor, hava soğuk mu soğuk dışarıdasınız nereye gidersiniz şöyle bir kahve içeyim derseniz eğer… Nereye canım en kestirmeden bir kahveye… İyi o zaman orada bir fincan kahve 1 YTL. Yok, orası sigara kokar diyorsanız. Daha sessiz biraz daha nezih bir yer bulalım size. Mesela şöyle Fatih-Fevzipaşa Cad. bir pastanede içeyim derseniz o zaman 5 YTL ödeyeceksiniz…Yok canım yol ağzı olmaz şöyle Taksim’e gideyim Hacı Abdullah’ta bir fincan Türk kahvesi içeyim derseniz haaaa o zaman işler biraz değişiyor kusura bakmayın 10 YTL ödeyeceksiniz…Ha bu benim bildiğim yerler…Siz daha lüks yerler biliyorsanız mesela Hilton, Divan veya Ceylan Otelde bir fincan Türk kahvesi içeyim derseniz o başka bazı yerlerde inanın 15 YTL kadar çıkıyor bir fincan kahve….

Devamını oku

İLGİNÇ GAFLAR

Bu haftaki yazımızda sözümüzü ve yerimizi gaflara ayırdık… Ama ayırdığımız Gaf’lar özellikle siyasi gaflar. Eğer geldiğiniz mevkii iyi dolduramazsanız, yeterli bilgi ve teknolojik alt yapıyı öğrenmemişseniz o zamanda siz potansiyel GAF MAKİNESİ olursunuz veya her an GAP YAPMAYA hazır birisiniz. Aman dikkat. Neden aman dikkat diyorum. Okuyucularım yaptığınız gaf kendi aranızda olursa kıymeti yoktur,gülüp geçilebilir ama söylediğiniz Gaf’lar milyonlarca kişinin önünde söylenmişse öyle gülünüp geçilecek bir hadise değildir artık.İşte buyrun koskoca ABD’nin dış işleri bakanı bakın neler söylüyor Rice’tan Türkiye’de iç savaş gafı ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Paris’te yaptığı konuşmada, 1947 yılında Yunanistan’ın yanı sıra Türkiye’de de iç savaş yaşandığını söyleyerek gaf yaptı. Rice, “İslam ve demokrasi, Türkiye’de olduğu gibi yanyana varolabilir” dedi. ABD Başkanı George W. Bush’un ikinci dönem yönetiminde görev alan ve ilk yurt dışı gezisinde Türkiye’yi de ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, ziyaretinin Fransa ayağında, 1947 yılında Yunanistan’ın yanı sıra Türkiye’de de iç savaş yaşandığını söyleyerek gaf yaptı.

Devamını oku

MARKALAŞMADA BEDELİ TÜKETİCİ ÖDÜYOR

Türkiye’de bir kampanyadır gidiyor. Birkçok kurum ve kuruluş markalaşalım, marka olalım, markalaşma sayesinde Çin’i yeneriz gibi çok güzel demeçler veriliyor.

Evet bende aynı kaanatteyim başarının sırrı MARKALAŞMA’dan geçer dahi diyorum(dum) Ama artık demiyorum çünkü dedikçe bu işin mailyeti tüketiciden çıkartılıyor. Yani firmalar markaya yaptıkları yatırımın her yeni TL’sini TÜKETİCİ’den çıkartıyorlar.

Nasıl mı? Marketlerden süt istiyorsunuz bir litre süt markalı olursa 1 milyon 750 bin, markasız bir ürün olursanız 1 milyon liraya alabilirsiniz. Yine 19 litrelik bir damaca su bir milyon 750 iken markalı su alırsanız 3 milyon 750 bin lira. Örnekleri devam ettirebiliriz. Bisküvi markalı olursa aynı gramaj, aynı kalite ama fiyatı markalı olduğu için yüzde 100 nerdeyse daha pahalı…

Devamını oku

1 ALTIN MI İKİ ALTIN MI ?

Şirketlerin canlı organizmalar gibi bir yaşam döngüsüne sahip olduğunu savunan Adidez metodolojisinin kurucusu Dr. Ichak Adizes, geçtiğimiz hafta toplam bin kişinin katıldığı bir konferans verdi. Konferans tam gün olmasına rağmen iş dünyası can kulağı ile anlatılanları dinledi. Sizlere bu konferanstan özetle bahsetmek istiyorum.

Dr. Ichak’in Türk firmaları ile ilgili izlenimini bir hikaye ile anlatırsam sanırım daha iyi anlarsınız. Bilinen bir hikayedir:

Devamını oku