Çok sayıda çalışanın kâbusu

Mobbing nedir?  Ve çözümü nasıl….


Kendinizden kuşkulanmaya ve kendinize ilginç sorular sormaya başlıyorsanız. Hiçbir tereddüde düşmeden size mobbing uygulandığı söylenebilir.

Başınıza gelen olayların ciddiyeti artabilir ve fiziksel sağlık sorunlarına yol açabilir. Peki, bir çalışanın başına bu kadar büyük belalar açabilen mobbing nedir? Hangi koşullarda ortaya çıkar ve kurtulma yolları nelerdir? Konu ile ilgili olarak İş Psikologu Prof. Dr. Pınar Tınaz (www.pinartinaz.com) önemli açıklamalar yaptı

İŞYERİ TACİZİ YA DA “YILDIRKAÇIR”
Mobbing’in tarifini yaparak,  “işyerinde psikolojik taciz” olarak tanımlanabileceğini söyleyen Tınaz,  konu ile ilgili olarak şunları söyledi:  “Mobbing, diğer ortamlarda gerçekleşen taciz türlerinden ayırt edilmek amacıyla sadece işyerinde gerçekleşen tacizi ifade eder. Ancak mutlaka taciz sözcüğünün önüne psikolojik tanımı da getirilmelidir. Zira mobbing, diğer taciz türlerinden farklı olarak sinsi ve gizlice yapılan bir taciz türüdür.  Mobbing  sözcüğü, yalnız işyerinde gerçekleşen psikolojik taciz olgusunu tanımlayan bir kavramdır. Mobbing sözcüğünün Türkçe  karşılığı olarak benim önerdiğim sözcük, “yıldırkaçır” dır. Zira süreç içerisinde eylem, çalışan bireyi yıldırmak; amaç ise, kurban bireyi bir şekilde o işyerinden uzaklaştırmaktır.”

img-0997

NEDEN MOBBİNG’E GEREK DUYULUYOR?
Hedef seçilmiş bir kişiye mobbing uygulanmasının çeşitli nedenleri vardır, diyen Tınaz, bu nedenleri, sadece “psikolojik” olarak sınırlamak  pek doğru olmayacağını belirterek açıklamasını şöyle sürdürdü: “Mobbing uygulamasının ilk akla gelen nedenleri arasında ayrıcalıklı hak sahibi olduğuna inanmak, sahip olamadıklarının acısını çıkarmak, bencillik, düşmanlıktan zevk almak gibi psikolojik temelli nedenler sayılabilir.

Sosyal imajın tehdit edilmesi, rekabet, kayırma, ırkçılık, farklı bir bölgeden gelmiş olma, politik nedenler de hedef bireye uygulanan mobbingde etkin olabilir. İşveren veya daha uygun bir deyişle üst yönetimin uyguladığı mobbing sürecinde ise, kurumun küçülme politikasından ötürü istihdamın daraltılması, işgücünün genç çalışanlardan oluşturulması veya kurum içinde istenmeyen bir kişiden kurtulmak istenmesi gibi nedenlerden söz edebiliriz.”

Devamını oku

Çocuklarınızı zorla yarışa sokmayın


Çocuğunu dershane ve kurslara gönderen anne ve babalar dikkat!

Röportaj: Fahri Sarrafoğlu

 Uzman Psikolojik Danışmanı Kudret Eren Yavuz ile  yeni çıkan Benim Akıllı Yavrum adlı kitabı üzerine konuştuk… Özellikle çocuklarının okuması için canla başla çırpınan anne ve babalara çok önemli uyarı ve tavsiyelerde bulunan Yavuz, rakamlara baktığımızda ülkemizin akademik başarı verileri pek çok dünya ülkesinin oldukça gerisinde seyrettiğine dikkat çekti.

Benim akıllı yavrum  adlı kitabından bahsedebilir miyiz? Yeni çıkan, neden AKILLI YAVRUM… Sanki anne-babalar benim çocuğum hasta veya benim çocuğum özürlü mü acaba gibi bir düşünce mi var bilinçaltında?

Günümüzde hem ülkemizde hem de tüm dünya ülkelerinde anne babalar zekâ ve eğitim okul başarısı konularına fazlasıyla önem  vermekte ve çocuklarının zekâ ve okul başarılarının artmasına yönelik her türlü fedakarlığı yapmaktadırlar. Çevrenize baktığınızda ebeveynler varlarını yoklarını çocuklarının eğitimini okul akademik başarısını gerçekleştirme yolunda harcıyorlar. Bütün dershaneler etüt merkezleri dolup taşıyor. Fakat ilginç bir şekilde bu emeğin tam tersi yönde sonuçlarla  her yıl ülke olarak karşı karşıya kalıyoruz. Okullarımız ne yapmak istediğini bilemeyen hayatta kendini nasıl var edeceği konusunda hiçbir fikri olmayan, ahlaki değerlerini her gün biraz daha yitiren, hiçbir hedefi yaşam amacı olmayan, başarma arzusunu ve öğrenme heyecanını kaybetmiş bireylerle dolu.

benimakilliyavrum-2

Anne ve babalar kendi çocuklarının potansiyelini görmeye karşı duyarsız mı ya da kendilerini mi kandırıyorlar?

Rakamlara baktığımızda ülkemizin akademik başarı verileri pek çok dünya ülkesinin oldukça gerisinde seyrediyor. Tablo böyleyken anne babalar kendi çocuklarının potansiyellerinin görmek yerine   sürekli kaygı ve panik içinde etrafındaki daha başarılı çocuklara odaklanıyorlar.  Kendi çocuklarının yaşamda daha başarılı bireyler olması yolunun yalnız çocuklarının çok çok ders çalışmasından geçtiğini, çocuğu daha çok dershaneye göndermek, daha çok özel ders aldırmak, filancanın çocuğu gibi saatlerce ders çalıştırmak olduğunu sanıyorlar. Bunu yaparken de çocukları eğitim yolculuğunda normal kabul edilen düşüşler de dahi çocuklarını bilinçsizce hasta, tembel, gayretsiz olarak niteleyebiliyorlar.

Devamını oku

Batı’nın neden cehaletini ithal ediyoruz ki?

Benötesi psikolojinin Türkiye’deki temsilcisi psikiyatrisi Doktor Mustafa Merter, insan ruhunun sırlarının tasavvufta gizli olduğuna inanıyor.

Fahri Sarrafoğlu’nun röportajı

Benötesi psikoloji uzmanı, Psikiyatrsit Mustafa Merter, ile farklı bir söyleşi gerçekleştirdik. Benötesi psikolojinin Türkiye’deki temsilcisi psikiyatrisi Doktor Mustafa Merter, insan ruhunun sırlarının tasavvufta gizli olduğuna inanıyor. Psikiyatri eğitimini İsviçre Zürih Üniversitesi’nde tamamlayan Dr. Mustafa Merter, bildiğimiz psikiyatristlerden çok farklı. Psikolojide dördüncü ekol olarak kabul edilen “Benötesi psikoloji”nin Türkiye’deki ilk temsilcisi olan Merter, İsviçreli eşiyle yaklaşık 20 yıldır Bodrum’da yaşıyor. Hastalarının tedavisinde modern psikolojiyle tasavvufu birlikte kullanıyor.

 

Devamını oku

‘Harcadığın kadar itibar gör anlayışı kölelik’

İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği Başkanı Şükrü Alkan, ”Daha fazla kazan, daha fazla harca ve harcadığın kadar itibar gör anlayışı insanı köleleştirdi.” dedi.

 

Fahri Sarrafoğlu’nun röportajı

İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği Başkanı Şükrü Alkan: “Daha fazla kazan, daha fazla harca ve harcadığın kadar itibar gör anlayışı insanı köleleştirdi


Devamını oku

Küçük Ayasofya’dan dünyaya açılan pencere

‘Batı kırmızıyı öyle bir kullanıyor ki kendinizi mezbahana de sanırsınız’ diyen Ressam Cemal Toy, sanat aşkını ve İstanbul’u anlattı.

Fahri Sarrafoğlu’nun röportajı

Ressam Cemal Toy, yıllardır Küçük Ayasofya’nın  avlusundan dünyaya dostluk mesajı gönderiyor. Küçük Ayasofya Camiine  gittiyseniz eğer, Küçük Ayasofya Külliyesinde uzun yıllar sessiz sedasız bir ressam çalışıyor. Cemal Toy, elinde fırça, tuvale bir şeyler çizer; etrafında meraklı bakışlarla onu izleyen turistlerden hiç etkilenmeden çizmesine devam eder. Bazen bir Mevlevi çizer, bazen bir cami, bazen bir başka İstanbul silueti. Ama o hep çizer. Yıllardır Küçük Ayasofyayı bırakmadan, her Cumartesi-Pazar gelir, adeta bir ibadet vecdi ile çizmeye devam eder. İşte biz de ressam Cemal Toy ile sizin için kısa bir röportaj yaptık.

Uçağa kaçırma riskine rağmen sanat aşkı

Devamını oku

Ekonomiye yön veren iş kadınları

Moralhaber.net ekonomiye yön veren kadın girişimcilerle röportaj yapmaya devam ediyor. Bugünkü konuğumuz Eskişehir MÜSİAD’dan Nur Akkoyun…

 

Fahri Sarrafoğlu’nun röportajı

MÜSİAD’ın bayan üyeleri arasında yer alan Nur Akkoyun, eğitimini şu anki yaptığı işten farklı bir alanda tamamlasa da dededen gelen gıda sektörünü bırakmayarak gıda sektöründe başarılı çalışmalara imza atmaya devam ediyor

 

Devamını oku

M.Yaşar Soyalan:“Kur’an ile arkadaş olmak” önemli

Araştırmacı Yazar Mehmet Yaşar Soyalan ile Kuranın anlaşılması ve Kuran mealleri üzerine kısa bir söyleşi gerçekleştirdik….Biz sorduk o cevapladı. İşte söyleşinin ayrıntıları… Röportaj: Fahri Sarrafoğlu Kuranın ilk emri OKU olmasına rağmen sizce KURANI nasıl okuyoruz, anlayarak mı? Yani okuma çok, milyonlarca hatimler var ama anlayarak ya da bu sene bir milyon meal okuduk gibi bir … Devamını oku

Kemal Sezer:”Para hayatı yönetiyor”

Kemal Sezer, “İşin Sırrı Mevlana’dan Öğütlerle –İş Hayatı ve Tasavvuf “ kitabında iş hayatında merak edilen birçok sorulara cevap veriyor…

  • Tasavvufun ekonomiyle ne ilgisi olabilir?
  • Modern insan kendi kıyısında yüzüyor ama kendi sahiline çıkamıyorsa sebebi nedir?
  • Geçmiş kültürümüz unutturuldu mu?
  • İş hayatında yarışa katılan herkesin farklı bir bitiş çizgisi vardır. O halde başarı nedir?
  • Bir yandan birey olmak pohpohlanıyor, öte yandan herkes aynılaşıyor. Tek tip insan isteniyor. Öyle mi olacaksınız?
  • Aldatan bizden değildir diyen bir peygamberin öğretisi doğrultusunda yaşamak nasıl olur?
  • Eli kârda, gönlü yarda olmak ne demektir?
  • Tasavvufun ekonomiyle ne ilgisi olabilir?
  • Kabuğu kırıp, tasavvufun o nurlu yolunda nasıl yürünebilir?
  • Doyumsuz insanlar üreten bu sistem içinde çıkış yolları var mıdır?

İşte yukarıdaki soruların cevabını Kemal Sezer’in  “İşin Sırrı Mevlana’dan Öğütlerle –İş Hayatı ve Tasavvuf “ kitabında veriyor… Kendisiyle gerçekleştirdiğimiz kısa sohbette, merak edilen soruları sorduk

Röportaj: Fahri Sarrafoğlu

Devamını oku

Japonya’da gönüllü Türk elçisi

    Türkiye’yi sevdi şimdi Japonya’da Türkiye için çalışıyor  Röportaj: Fahri  Sarrafoğlu      1990 Tokyo doğumlu olan Izumi  Saito, 1992 yılında (1,5 yasındayken) babasının is nedeni ile İstanbul’a gelir ve o günden beri İstanbul’a aşık olur. Özellikle İstanbul’un lalelerini çok seven Saito, değişik kereler Japonya’ya gider gelir ama İstanbul’da toplam 8 yıl kalır.  Saito, Japonya’da … Devamını oku

Psikoloji bilimi hakkında doğru bildiğimiz yanlışlar

YRD. DOÇ. DR. MÜCAHİT GÜLTEKİN ile  yaptığımız  röportajda “Modernite ve insan algısı”na dair çarpıcı tespitler ortaya çıktı.Ruh bilimin kendisini ifade eden terminolojik algısından, insana dair ürettiği savlara kadar moderniteyle çelişkili ilişkisini hem kavramsal hemde entellektüel açıdan irdeleyen Mücahit gültekin, Psikoloji bilimini fizyologların kurduğunu ifade ediyor. İlaç şirketiyle bilim adamlarının kirliği ilişkilerini bir araştırma bulgusuna dayandıran gültekin şunları … Devamını oku

KALEM OKUR BİZ OKUMAYIZ

7 ödüllü tecvitli Kur’an-ı Kerim
Londra’da verilen ‘son yüzyılda Kuran’a yapılan en büyük hizmet ödülü’ ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde 2007 yılında ‘kalite taç ve hizmet ödülü’ aldı.

Kur’an-ı Kerim’i okumak herkesin özlemidir. Hele Arapça bilmeyen birisi için tecvitli okumak “ne kadar zor” diye gözde büyütülür. Duha Yayınları tarafından piyasaya sürülen yeni tecvitli Kur’an-ı Kerim bu sıkıntıları ortadan kaldırıyor. Ayrıca Kur’an okuyan kalem ile Kur’an-ı Kerim okumayı tam olarak bilmeyenler veya daha iyi okumayı öğrenmek isteyenler için çok fayda görecekleri bir ürünü de piyasaya sürmüş bulunuyor. Duha Yayınları genel müdürü Süleyman Kablan ile sizler için kısa bir sohbet yaptık.

Devamını oku

BUNU İYİ DÜŞÜNMELİ!

Ev ziyaretleri azaldı, dikkat!
Psikolog Mehtap Kayaoğlu ile gençliği, sorunlarını konuştuk.

Günümüz Türkiye’sinde sizce en önemli unutulan değerlerimiz nelerdir?

Bence manevi değerlerimizi unutmaya başladık. Son yılların ekonomik sıkıntıları nedeniyle bir koşuşturmacadır gidiyor. Arkadaşlar birbirini arayamıyor bile! Ev ziyaretleri azaldı. Sosyal iletişimimiz zayıfladı. Herkes kendi hayatını yaşıyor. İnsanı insan yapan olmazsa olmaz cinsinden değerlerimizi yeniden hatırlamalı, onlara sahip olmak için çabalamalıyız. Değerler nasıl aktarılır peki? Tabii ki yaşayarak, yaşam içinde örnek olarak aktarılır!

Devamını oku

GENÇLERİN ÖNÜNÜ AÇIN

Araplara davetiye satıyorlar!
Girişimcilik nedir, ne değildir? Feyza Taşıran’la konuştuk.

Türkiye, Dünya Bankası verilerine göre 152 ülkenin 89’undan daha yaşlı nüfusa sahip olmasına karşın, yüzde 5,8’lik yaşlı nüfus oranıyla ‘‘Avrupa’nın en genç nüfuslu’’ ülkesi. Buna rağmen Türkiye gençliğe gereken önemi ve yatırımı yapamıyor. Rakamlara baktığımız zaman bunu doğrular nitelikte olduğunu görüyoruz. Türkiye’de daha fazla genç girişimci yetiştirilmesi için çalışmalar devam ediyor. Türkiye’nin en büyük eksikliği “girişimci sayısının” az olması. Biz de genç girişimci Feyza Taşkıran ile sizler için görüştük.


Devamını oku

Beyoğlu Belediye Başkanı Demircan ile Kültür üzerine

Beyoğlu Başkanı kitap okuyor mu? Röportaj: Fahri Sarrafoğlu  Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan: “Bir şeye ilgisi olmayan insanın hayata ilgisi yok demektir..” Üç  dönemdir Beyoğlu Belediye Başkanlığı görevini yürüten Ahmet Misbah Demircan ile daha önce gerçekleştirdiğimiz söyleşiden kısa notlar. Kendisi ile kültür ve gençlik üzerine konuşmuştuk:  İşte söyleşimizden öne çıkan başlıklar: Gençlerin siyasete bakışı konusunda … Devamını oku

GİZLİ HİNDULUK VE…

Kişisel gelişimciler ne yapıyor?
Kişisel gelişim uzmanı Dr. Muhammed Bozdağ ile Türkiye’de kişisel gelişim üzerine konuştuk. GYY’miz ise kişisel gelişime bir reddiye sundu. Reddiye söyleşinin sonunda.

Kişisel gelişimin Türkiye’deki gelişimini nasıl buluyorsunuz? Yani pop kültür gibi oldu.

Dünya büyük bir değişim geçiriyor. Okuma yazmanın yüzde beşin altında olduğu çağdan yüzde doksan beşin üstüne çıktığı çağa geçiyoruz. Parasıyla güçlü olanların dünyasından bilgi ve yetenekleriyle paranın gücünü kazananların dünyasına dönüşüyoruz. Bilgi ve yeteneğe herkes ulaşabilir olunca, bu dönüşüm, güç arayışını toplumun tüm bireylerine yaydı. Toplum ve bilhassa gençlik bilgi ve yetenekle zirveye tırmanmanın mümkün olduğunu keşfedince gelişim arayışı patladı.

Bilgi ve yetenek en büyük güç kaynağı olmayı sürdürdüğü sürece kişisel gelişim rüzgârının karşısında durulamaz.

Devamını oku