PARAYI ÜRETİMDEN Mİ KAZANIYORUZ YOKSA…?

Dünyanın nereye gittiğini öğrenmek istiyorsanız diyor, Ahmet Altan, dünyanın kazandığı paraya bakın diyor. ve devem ediyor: “.. Dünya kazandığı parayı eğer silah satışından kazanıyorsa, eroin satışından kazanıp zengin oluyorsa, ya da kadın ticareti, içki vb kazanıyorsa dünyanın nereye gittiğini merak etmenize gerek yok, zaten siz de tahmin edebilirsiniz… Ama eğer dünya ülkelerinin kazancına baktığımız zaman üretimden kazanıyorsa, tarım, sanayi insanların işini kolaylaştıracak üretimden kazanıyorsa o zaman dünya iyiye gidiyor demektir.” Okurlarımız dünyanın gidişini merak ediyorlar aşağıdaki rakamlara bakalım ortaya çıkacaktır…Bu hafta size biraz rakamsal bilgilerden bahsedeceğim şimdiden hakkınızı helal edin ama önümüzü görebilmek açısından bu haftalık beni mazur görün lütfen))

Devamını oku

EN AZ 20 MİLYAR DOLARIMIZ GİTTİ NİYE Mİ?

EXPO 2015 150 yılda, 53 kez düzenlendi. Dünyanın çeşitli kentlerinde, son 150 yıl içinde 63 kez düzenlenen Expo, uluslararası en büyük ticari organizasyon olarak tanınıyor. 2000’deki Hannover Expo’yu yaklaşık 51 milyon kişi ziyaret etmişti. İzmir’e yedi yıl içinde 20 milyar dolar yatırım yapılması planlanıyor(du). Fuar 6 ay sürüyor; bu süre zarfında 50 ile 70 milyon kişi İzmir’e gelecek(di).

Devamını oku

BİR FİNCAN KAHVEYİ KAÇ LİRAYA İÇİYORSUNUZ?

Dışarıda yağmur yağıyor, hava soğuk mu soğuk dışarıdasınız nereye gidersiniz şöyle bir kahve içeyim derseniz eğer… Nereye canım en kestirmeden bir kahveye… İyi o zaman orada bir fincan kahve 1 YTL. Yok, orası sigara kokar diyorsanız. Daha sessiz biraz daha nezih bir yer bulalım size. Mesela şöyle Fatih-Fevzipaşa Cad. bir pastanede içeyim derseniz o zaman 5 YTL ödeyeceksiniz…Yok canım yol ağzı olmaz şöyle Taksim’e gideyim Hacı Abdullah’ta bir fincan Türk kahvesi içeyim derseniz haaaa o zaman işler biraz değişiyor kusura bakmayın 10 YTL ödeyeceksiniz…Ha bu benim bildiğim yerler…Siz daha lüks yerler biliyorsanız mesela Hilton, Divan veya Ceylan Otelde bir fincan Türk kahvesi içeyim derseniz o başka bazı yerlerde inanın 15 YTL kadar çıkıyor bir fincan kahve….

Devamını oku

İLGİNÇ GAFLAR

Bu haftaki yazımızda sözümüzü ve yerimizi gaflara ayırdık… Ama ayırdığımız Gaf’lar özellikle siyasi gaflar. Eğer geldiğiniz mevkii iyi dolduramazsanız, yeterli bilgi ve teknolojik alt yapıyı öğrenmemişseniz o zamanda siz potansiyel GAF MAKİNESİ olursunuz veya her an GAP YAPMAYA hazır birisiniz. Aman dikkat. Neden aman dikkat diyorum. Okuyucularım yaptığınız gaf kendi aranızda olursa kıymeti yoktur,gülüp geçilebilir ama söylediğiniz Gaf’lar milyonlarca kişinin önünde söylenmişse öyle gülünüp geçilecek bir hadise değildir artık.İşte buyrun koskoca ABD’nin dış işleri bakanı bakın neler söylüyor Rice’tan Türkiye’de iç savaş gafı ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Paris’te yaptığı konuşmada, 1947 yılında Yunanistan’ın yanı sıra Türkiye’de de iç savaş yaşandığını söyleyerek gaf yaptı. Rice, “İslam ve demokrasi, Türkiye’de olduğu gibi yanyana varolabilir” dedi. ABD Başkanı George W. Bush’un ikinci dönem yönetiminde görev alan ve ilk yurt dışı gezisinde Türkiye’yi de ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, ziyaretinin Fransa ayağında, 1947 yılında Yunanistan’ın yanı sıra Türkiye’de de iç savaş yaşandığını söyleyerek gaf yaptı.

Devamını oku

MARKALAŞMADA BEDELİ TÜKETİCİ ÖDÜYOR

Türkiye’de bir kampanyadır gidiyor. Birkçok kurum ve kuruluş markalaşalım, marka olalım, markalaşma sayesinde Çin’i yeneriz gibi çok güzel demeçler veriliyor.

Evet bende aynı kaanatteyim başarının sırrı MARKALAŞMA’dan geçer dahi diyorum(dum) Ama artık demiyorum çünkü dedikçe bu işin mailyeti tüketiciden çıkartılıyor. Yani firmalar markaya yaptıkları yatırımın her yeni TL’sini TÜKETİCİ’den çıkartıyorlar.

Nasıl mı? Marketlerden süt istiyorsunuz bir litre süt markalı olursa 1 milyon 750 bin, markasız bir ürün olursanız 1 milyon liraya alabilirsiniz. Yine 19 litrelik bir damaca su bir milyon 750 iken markalı su alırsanız 3 milyon 750 bin lira. Örnekleri devam ettirebiliriz. Bisküvi markalı olursa aynı gramaj, aynı kalite ama fiyatı markalı olduğu için yüzde 100 nerdeyse daha pahalı…

Devamını oku

1 ALTIN MI İKİ ALTIN MI ?

Şirketlerin canlı organizmalar gibi bir yaşam döngüsüne sahip olduğunu savunan Adidez metodolojisinin kurucusu Dr. Ichak Adizes, geçtiğimiz hafta toplam bin kişinin katıldığı bir konferans verdi. Konferans tam gün olmasına rağmen iş dünyası can kulağı ile anlatılanları dinledi. Sizlere bu konferanstan özetle bahsetmek istiyorum.

Dr. Ichak’in Türk firmaları ile ilgili izlenimini bir hikaye ile anlatırsam sanırım daha iyi anlarsınız. Bilinen bir hikayedir:

Devamını oku

30 MİLYON TURİST Mİ GELECEK?

Bizim zamanımızda lise ders kitaplarında turizm, çevreyi kirletmeyen bacasız sanayi olarak tanımlanırdı. Bacasız sanayi kelimesi gerçekten doğru, çevreyi kirletmeden adeta fabrika gibi çalışan turizm tesislerimiz var. Türkiye bacasız sanayi turizm nimetlerinden en fazla yararlanması gereken ama komşu ülkelere göre en az faydalanan ülke konumunda(idi). Yeni yeni yapılan yatırımlar ve teşviklerle Türk turizm sektöre giderek canlanıyor artık.

Dünya Turizm ve Seyahat Konseyi 2020 yılına kadar olan dönem için yıllık ortalama %5 düzeyinde büyüme tahmini yapıyor. 2020 yılında uluslararası turist sayısının 1 milyar 560 milyon kişiye, turizm gelirinin ise 2 trilyon dolara ulaşacağını ifade ediyor. Dünya Turizm Örgütü, önümüzdeki 20 yıllık süreçte Avrupa’nın en fazla turist kabul eden bölge olarak yerini koruyacağını fakat Türkiye, Kıbrıs ve İsrail’e olan talebin Avrupa ortalamasının iki katı hızla büyüyeceğini öngörüyor. 2020 yılında Akdeniz ülkelerini toplam dünya turist sayısının % 22’sini oluşturan 346 milyon turistin ziyaret edeceği tahmin edilirken 10 Balkan Ülkesi’ni 79 milyon turistin ziyaret etmesi; özellikle Yunanistan, Türkiye, Bulgaristan, Romanya ve Hırvatistan’ın Balkan Ülkelerini ziyaret edecek olan toplam ziyaretçi sayının % 92’sini ağırlaması bekleniyor.

Devamını oku

ABD BANKALARINDA YATAN PARALAR KİMİN?

1.5 trilyon dolarlık İslami Sermaye’nin yaklaşık yüzde 85’ine yakın kısmı yabancı ülkelerin bankalarının kasasında duruyor. Bu paralar bizim gibi ülkelere IMF veya Dünya Bankası kanalıyla yüksek faizlerle geri geliyor. Ya da İsrail’e silah olarak gidiyor. Ya da Irak’da askerlerin maaşını finanse ediyor. Örnekleri çoğaltabiliriz… Para sahipleri bu paraları İsviçre veya ABD bankalarına niye yatırıyorlar ilk önce kendi ülkelerine güvenmedikleri için. Daha doğrusu kendi vatandaşına, kendi hükümetlerine güvenmedikleri için buralara yatırıyorlar. Yoksa yüksek gelir beklentisi için değil… Bırakalım diğer İslam ülkelerini Türk vatandaşlarının yabancı ülkelerde yatan paralarının miktarı 40 milyar doların üzerinde… Peki, niye yatırılıyor? Kendi ülkelerine güvenmedikleri için. Olayı hemen vatan-millet boyutuna getirmeden hükümetlerin düşünmesi lazım. Neden kendi vatandaşımız bana güvenmiyor da başka ülkelerin bankasına parasını yatırıyor diye?

Devamını oku

İSTANBUL-ARDAHAN 2,5 SAAT

Değerli dostlar, bu hafta sonu İstanbul dışındaydık,  TİM her ay ihracat rakamlarını değişik ilimizde açıklıyor. Bu ay Ardahan ilimizde ihracat rakamları açıklandı. THY ile önce Kars’a indik oradan da Çıldır Gölünü seyrederek Ardahan’a uğradık… Şu ana kadar eğer Kars ve Ardahan’a uğramamışsanız hiç olmazsa ömrünüzde bir sefer uğramanızda fayda var… Bu satırların yazarı kardeşiniz sadece Konya Ovası’nı, Türkiye’nin geleceğinin teminatı olduğunu ve tahıl ambarı olduğunu bilirdimJ)) ama şükürler olsun gittik ve gördük ki Doğu Anadolu elhamdülillah hani derler ya uçsuz bucaksız topraklar diye… Aynen öyle geniş, yeşil ovalar fabrika kurulmayı bekliyor, yatırım bekliyor

Devamını oku

NİYE KENDİ YAĞIMIZLA KAVRULMAYI UNUTTUK İYİCE

Dün haber ajanslarından geçen şu habere baktığımızda Türk ailesi olarak epeydir kendi yağımızla kavrulmayı unuttuğumuzu görüyoruz. Bakın haber şöyle: “Türk ailesinin borcu son dört yılda 7 kat artarken geliri sadece 2 kat arttı. Ailelerin 2003 yılında bankalar, katılım bankaları ve tüketici finansman şirketlerine 13,4 milyar YTL olan borcu, 2007 yılı sonunda 100,6 milyar YTL’ye yükseldi….” Eskiden elimizde ne varsa değerlendiriyorduk, şimdi ise iki yılda bir mobilya değiştirir olduk. Eski mobilyaları ise ihtiyacı olan birine değil hemen çöpe… Hoş işe yarasa bile veya ihtiyacı olan birisi alsa deseniz bile eski mi kullanacağım deyip vatandaşlarımız  borçlanıp yeni mobilya alıyor…

Devamını oku

KOKAİN SATIN ALMAK MI DAHA KOLAY FİLM İZLEMEK Mİ?

Aslında yazının başlığını şöyle desek daha mı iyi olurdu bilmiyorum. Uyuşturucu mu daha tehlikeli yoksa sinema mı? Ama dikkat çeksin okuyucularımız yazıyı inşallah sonuna kadar okusunlar diye böyle dikkat çekici bir başlık kullandık. Değerli okurlarımız, uyuşturucu deyince şöyle bir liste yapalım isterseniz.  Uyuşturucu maddeleri türlerine göre aşağıdaki sınıflandırmaya tabi tutabiliriz;

Devamını oku

GOETHE KEBAP SALONU, EİNSTEİN DÜRÜM

  Değerli okuyucularım, siz hiç yukarıdaki başlıkta olduğu gibi Goethe kebap salonu, EİNSTEİN dürüm veya kuruyemişçi dükkânı gördünüz mü? Ya da yurtdışına çıkanlar söylesin bu şekilde Goethe Bar veya Moskova’da Rahmaninov (Ünlü piyanist ve besteci) Nargile salonu var mı? Yine Betofin, ya da Bah… Efendim, örnekleri uzatacağım ki mesele anlaşılsın hemen bu sefer sadede gelmek istemiyorum… Diyelim ki … Devamını oku

SİZİN MAHALLENİN VAKFI VAR MI?

İstanbul Beyefendileri ile sohbet etmek ne kadar güzeldir dostlar, bunun tadını sohbet eden bilir. Geçenlerde yine böyle bir İstanbul Beyefendisi ile sohbet ettik… Sohbet esnasındaMAHALLAT VAKIFLARI’ndan söz açıldı. Konya’da her mahallenin bir vakfı olduğunu muhtaçlara, ihtiyaç sahiplerine buradan yardım yapıldığını anlattı… Öyle ki kim ihtiyacı varsa gitmesine gerek kalmadan o vakıf mahalleyi devamlı tarıyor, kim evlenecek, kimin çocuğu oldu, kimin neye ihtiyacı var tespit ediyor ve yardımını büyük edep ve terbiye içerisinde gönderiyor. Bu vakıfların en büyük gelirleri ise bağışlanan emlakler, eşyalar, nakit ve ayni yardımlar… Değerli dostumuz, ağabeyimiz anlatıyor anlatırken de gözyaşlarını neredeyse tutamıyor. Ah diyor ahhhh fahri bey ahhhh. O vakıfların emlaki tarumar oldu, yok pahasına gitti. Özellikle ikinci dünya savaşı sırasında alelacele çıkartılan bir kanunla o mahalle vakıflarının mülkü belediyelere verildi onlarda maaşları ödeyemiyoruz diye hepsini sattılar. Dostumuz anlatıyor, öyle satıldı ki 100 liralık bir ev 20 liraya, 25 liraya satıldı. Adeta vakıf malları talan edildi… Gerçi o emlaki alanlar ihya olmadı o başka mesele ama. O vakıflar da yok oldu… İnsanlara yardım elden yapılmaya başlandı iyi güzel ama bu seferde de reklam başladı, mahcubiyet başladı, alan da mahcup veren de mahcup.

Devamını oku

KEÇİ ÇOBANLIĞI BİZİ BEKLİYOR

Geçtiğimiz hafta içinde gençlere dönük eğitim semineri vermek üzere bir kurumumuza gittim… Eğitim sırasında ünlü bir liseden mezun olan kardeşimize sordum İstanbul Boğaz Köprüsü ile ilgili bildiklerini anlat… Ve başladı anlatmaya:

“-Boğaz köprüsü Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır, İstanbul trafiğini rahatlatır…” Yok yok şaka yapıyor zannetmeyin. Bu gencimiz gerçekten böyle söylüyor… Yani öyle biliyormuş… Utandı mı yoooo. Sonra kendisi düşününce sahi ya doğru dedi ve yerine oturdu…

Başka bir olay daha size. Bu da üniversite bitirmiş bir gencimiz. Ona da şu soruyu sordum. Ankara için ne biliyorsan anlat… Cevap: “Hocam daha kolay bir soru yok mu? Ankara ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum ki”…Ne yani TBMM’nin orda olduğunu da mı? Türkiye’nin başkenti olduğunu da mı? Evet, oturdu yerine hiçbir şey söylemeden.

Devamını oku

HAVADA ÇABUK ÖFKELENİYORUZ

Bir dergide okuduğum yazı ilginç geldi: “SIKIŞIK koltuklar, kuru hava, uykusuzluk… Uzun yolculuklar sırasındaki bu olumsuz şartlar, yolcuları fazlasıyla rahatsız eder. Peki, tüm bunlar yolcuyu çıldırtmak için yeterli mi? Uçak yolcuları arasında yapılan bir anket, yanıtın ”evet” olduğunu ortaya koyuyor. Havada öfkenin, 1990 yılından itibaren uzun uçak yolculukları sırasında yüzde 500 oranında artığı ifade ediliyor. Son iki yıl içinde, yolcu kabininde çıkan şiddet olaylarında üç kişi öldü…” Niye bu yazıyı aktardım sizlere? Geçen haftaki demeçlere bakın hepsi öfke ve tahrik kokuyor adeta… Sanki hepsi HAVADA VERİLMİŞ demeçler gibi… Herkes birbirini alt etmeye uğraşıyor… Ama bu arada olan HEMEN AYRANI KAPARAN HALKIMIZA OLUYOR.

Devamını oku