HAYIR DİYEBİLEN TÜRKİYE

Türkiye Dışişleri Bakanımız Davutoğlu ile birlikte son zamanlarda çok ciddi ve bugüne kadar yapılamayan işler yapıyor her ne kadar fincancı katırları ürkecek gibi olsa da sanırım ürkütmeden dış politikamızda yeniden şekillendirmenin zamanı geldi.

Kamuran İnan’ın “Hayır Diyebilen Türkiye”adlı kitabını yıllar önce okumuştum. Sayın İnan, Türk dış politikamızda hayır demenin ne kadar zor olduğunu kitabında üzüntüyle anlatıyordu. “İnsanımız, Türkiye`Nin Gür Sesini Duymaya Hasret Kaldı” Diyen Kamran İnan, Türk Devletinin Dış Güçlere Karşı Teslimiyetçiliğinden Ve “Evet Efendim”Ciliğinden Kurtulup, “Hayır” Diyebilme Cesaretini Göstermesi Gerektiğine İnanıyor.

Bu Düşünceden Hareketle Yazdığı Ve Gençlere İthaf Ettiği Kitabında, İçlerindeki İsyanı Dışa Vurmayan İnsanımızın Tercümanı Olmaya Çalışıyor. Türkiye`Nin “Hayır” Diyebileceğini, Demesi Gerektiğini; Üzerine Sinen Komplekslerden Arınmasının Lüzumunu Anlatıyor.

Devamını oku

LÜKS TÜKETİM NEREYE KADAR

Son 5 yılda ithal lüks tüketime tam 76,4 milyar dolar harcadık. Yani yılda 13 milyar 739 milyon 600 bin dolar, ayda 1 milyar 144 milyon 966 bin dolar, günde 37 milyon 642 bin dolar, saatte ise 1 milyon 568 bin dolar harcanmış. Türkiye`nin lüks tüketim harcamalarının ortaya çıkardığı gerçek, petrolden sonra cari açığı tetikleyen en önemli unsur olduğunu ortaya koydu. Lüks tüketim kalemleri arasında kavun kabuğundan elmasa, peynirden muma kadar pek çok ürün yer alıyor. Lüks tüketim harcamalarının gıda ürünleri ve içecek kaleminde, 2003 yılında 1,6 milyar dolar, 2006 yılında 2,4 milyar dolar ve 2007 yılında da 2,6 milyar dolar olmak üzere toplam 10 milyar 766 milyon dolarımız yurtdışına gitti.

Devamını oku

HAFTANIN 6 GÜNÜ 24 SAAT ÇALIŞAN FABRİKA OLUR MU

Hafta sonu Samsun daydım. MÜSİAD’ın GİK toplantısı nedeniyle kısa sürelide olsa Samsun’u üçüncü defa görme imkanımız oldu.  Heyecanlı bir MÜSİAD üyesi bana ısrarla Çorap fabrikasını gezdirmek istedi. Fabrikayı gezdik gerçektende iyi ki gitmişiz ilginç bir fabrikaydı. Çorap Fabrikasını gezerken ilginç bir ayrıntı dikkatimi çekti. Çoraplardan artan iplik artıklarını orada çalışan iki bayan küçük küçük top haline getiriyor ve bayan çoraplarına takıyor. Yani normal çorap 1 TL ponponlu olursa 25 kuruş daha ilave. Maliyeti nedir? 2 kuruş… Bu fabrika haftanın 6 günü 24 saat çalışıyor. Hatta 7 gün çalışacakmış ama çalıştıracak işçi bulamayınca şimdilik 6 gün çalışıyor. (İşçi neden bulamamış derseniz işçiler biz hafta içi tatil yapmak istemiyoruz diye kazan kaldırmış da onun için o da Pazar günü şimdilik tatil etmiş…)

Devamını oku

ESKİ KÖYE YENİ ADET Eski Köye Yeni Adet Getirme Zamanı

Aralık 2009 itibariyle son bir yıllık dönemde istihdam 985 bin kişi artarken, kayıt dışı istihdamdaki artış 675 bin kişiyi buldu. Böylece son bir yılda istihdam edilenlerin yüzde 70’i kadar işgücü, kayıt dışı istihdam edilmiş oldu. Yani aslında işsiz yok ama var… Yani hiçbir güvencesi olmadan çalışıyor…

Ajanslardan aldığım bilgilere göre son bir yıllık dönemde kadın istihdamı 575 bin kişi artarken, kayıt dışı istihdam eden kadınların sayısında 463 bin kişilik artış yaşandı. Aralık’ta çalışan kadınlar içinde kayıt dışılık oranı yüzde 57,5’e yükseldi. Son bir yıllık dönemde istihdam edilen erkek sayısında 303 bin, kayıt dışı erkek istihdamında 212 bin kişilik artış oldu

Buraya kadar iyi güzel ama çözüm ne derseniz… Çözüm girişimcilik ruhunun artırılmasında.

Devamını oku

Akıllı tembellik olur mu?

Aşağıdaki görüntüye baktığımız zaman birinin çok yorulduğunu diğerinin ise yüzü gülerek ve işten zevk aldığını açıkça göstererek çalışmasını sürdürdüğünü görüyoruz.     Yanda ki  karede çalışanlarımızdan ikisi de aynı üniversiteden mezun, ikisinin de mezuniyetleri harika. Peki, biri 2 bin TL maaş alırken diğeri niye bin 500 TL maaş alıyor. Yani 500 TL eksiklik neden? Üstelik … Devamını oku

TAKLİT MALLARLA AB’YE GİRDİK (!)

Markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için ithal etmek veya ticari amaçla elde bulundurmak… İki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına veya 27 milyardan 36 milyar liraya kadar ağır para cezasına veya her ikisine, ayrıca işyerlerinin bir yıldan az olmamak üzere kapatılmasına ve aynı süre ticaretten men edilmelerine… Evet, kanun böyle diyor… Kolay yoldan para kazanayım diyenlere karşı ağır yaptırımlar var…

Devamını oku

YARIM KALMIŞ YATIRIMLAR BİTER Mİ?

1970’lı yıllardan itibaren sık sık hükümetlerin değişmesi beraberinde yarım kalmış yatırımları da gündeme getirdi. Hükümetlerin iktidarda kalma suresi düştükçe temel atma sayıları da bir o kadar arttı. İktidara gelen hükümetin daha güveni oyu almadan önce yaptığı ilk iş hemen bir arsa bulup temel atmak oldu. Öyle ki meyvesi olmayan yerde meyve suyu fabrikası, buğdayı olmayan yerde un fabrikası hatta şeker pancarı bile yetişmeyen en ücra köşeye şeker fabrikaları temeli atıldı… Bu arada iş temel atmakla kalmıyor bazılarının binaları bitiyor, bazılarının ise sadece su basmanı bitmiş bir şekilde yıllarca bekliyor… Şu an Türkiye’nin hemen hemen yer yerinde adeta MÜZE YATIRIM olarak duran yüzlerce yarım kalmış yatırım görebilirsiniz…

Devamını oku

TÜRKİYE’Yİ KİM YÖNETİYOR?

Birkaç gündür Türkiye’de olanlara bakar mısınız? Türkiye’de en akla hayale gelmedik şekilde olaylar oluyor… Yani sandıkta yenemediğini, demokratik olmayan yollarla hatta silahlarla çözmeye çalışılıyor… Bence bunun hiç lamı cimi yok, Türkiye’de şu anda açık ve seçik bir şekilde yetkiler savaşı veriliyor. Yani Türkiye’nin geleceği üzerinde tehlikeli oyunlar oynanıyor. Bu oyunları da maalesef içerden destekli HIRSININ Kurbanı olan kişilerle dışarıda Türkiye’yi parçalamak için bekleyen hatta biran önce yemek için salyalarını akıtan AKBABALAR tezgâhlıyor. Niye bu oyunlar oynanıyor? Çünkü eskiden ne olurdu, hükümet ekonomiyi düzeltir para bulur, istikrarı sağlar birileri de ki bu birilerinin kim olduğu Ergenekon soruşturması derinleştikçe iyice anlıyoruz, bulunan paraları keyfince yer…Ama kazın ayağının öyle olmadığı nihayet anlaşıldı….Nihayet diyoruz ,çünkü bu noktada iktidar yeni muktedir oldu da artık bazı şeylere HAYIR diyebiliyor…

Devamını oku

İKİNCİ ADAM EKSİKLİĞİ

Yıllar önce merhum Üzeyir Garih ile yaptığımız bir özel toplantıda şu kısa bilgiyi vermişti, sonraları bu anısını kitaplarında da yer verdi… Garih, uçakla yanına birisi oturur söz dönüp dolaşıp yıllık ciroya gelir… O zaman için Garih, kendi şirketi ile ilgili bir rakam söyler. Fakat yanında ki şahıs hafifçe tebessüm eder ..Garih, şaşırarak nedeni merak eder ve sizin cironuz ne kadar peki diye sorar. Yanındaki ABD’li bir vakfın başkanıdır ve cirolarının milyar dolar olduğunu duyunca bu sefer şaşırma sırası GArih’e gelmiştir… Sorar, peki, siz ne satıyorsunuz? Biz mi?  Teksas, Tommiks, Zagor, MAndreke, Voltran gibi cizgi kitaplar var ya… İşte biz onları hazırlayıp, tüm dünyaya pazarlıyoruz… Bu kitapların satış ve dağıtımındaki, amaç nedir?  Amaç, tek adam değil ikinci adamın önemini anlatmak… Amaç, dünyayı tek adamlıktan kurtarmak… İşte onun için der o Amerikalı, biz de tek adam yoktur, tek adam gibi görünüz ama arkasında hep ikinci adamlar vardır…

Devamını oku

Beyoğlu Belediye Başkanı Demircan ile Kültür üzerine

Beyoğlu Başkanı kitap okuyor mu? Röportaj: Fahri Sarrafoğlu  Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan: “Bir şeye ilgisi olmayan insanın hayata ilgisi yok demektir..” Üç  dönemdir Beyoğlu Belediye Başkanlığı görevini yürüten Ahmet Misbah Demircan ile daha önce gerçekleştirdiğimiz söyleşiden kısa notlar. Kendisi ile kültür ve gençlik üzerine konuşmuştuk:  İşte söyleşimizden öne çıkan başlıklar: Gençlerin siyasete bakışı konusunda … Devamını oku

GİZLİ HİNDULUK VE…

Kişisel gelişimciler ne yapıyor?
Kişisel gelişim uzmanı Dr. Muhammed Bozdağ ile Türkiye’de kişisel gelişim üzerine konuştuk. GYY’miz ise kişisel gelişime bir reddiye sundu. Reddiye söyleşinin sonunda.

Kişisel gelişimin Türkiye’deki gelişimini nasıl buluyorsunuz? Yani pop kültür gibi oldu.

Dünya büyük bir değişim geçiriyor. Okuma yazmanın yüzde beşin altında olduğu çağdan yüzde doksan beşin üstüne çıktığı çağa geçiyoruz. Parasıyla güçlü olanların dünyasından bilgi ve yetenekleriyle paranın gücünü kazananların dünyasına dönüşüyoruz. Bilgi ve yeteneğe herkes ulaşabilir olunca, bu dönüşüm, güç arayışını toplumun tüm bireylerine yaydı. Toplum ve bilhassa gençlik bilgi ve yetenekle zirveye tırmanmanın mümkün olduğunu keşfedince gelişim arayışı patladı.

Bilgi ve yetenek en büyük güç kaynağı olmayı sürdürdüğü sürece kişisel gelişim rüzgârının karşısında durulamaz.

Devamını oku

DÜNYA BİZİ BEKLİYOR

Sahte dertlerle uğraşmayın!
Genç Dergi Yayın Yönetmeni Lütfi Arslan ile “genç” ve “gençlik” üzerine konuştuk.

Genç dergisi Yayın Yönetmeni Lütfi Arslan’la kısa bir sohbet yaptık. Arslan’nın gündeminde “dert çağrısı “ var… Ve sohbetimize başlamadan yukarıdaki satırları bizlerle paylaştı…

Neden genç dergi neden gençlere dönük bir dergi diye sorsak kısaca neler söylenebilir?

Sahte dertlerle uğraşmayın

Gençler; kapitalist dünyanın, moda, müzik ve biraz da cinsellik dışında nabzını nasıl tutacağını kestiremediği bir alanda yaşıyorlar. Aslında çocukluk ve yetişkinlik gibi iki temel alanın arasında “muvakkaten” duran bir kitlenin nabzını ölçmeye kalkışmak ekonomik anlamda rantabl olmayabilir.

Devamını oku

İNTERNET “NET” Mİ?

Teknoloji adamı çeker!
Bir uzmanına soralım dedik ve Melih Bayram Dede ile bir söyleşi gerçekleştirdik..
Türkiye için özellikle Türk halkı teknolojiyi doğru kullanıyor mu? Yani sizce kullanmadığımız teknolojiye ne kadar para ödüyoruz milletce? Bunun önüne geçebilmek için ne yapmamız gerekiyor?
Teknolojiyi doğru kullanmak derken, sanırım daha çok, gereğinden çok teknolojik harcama yapılmasını kast ediyorsunuz. Türk halkı, teknolojiye çok sıcak. Yeni çıkan her teknolojiyi imkanı varsa alıp denemek, kullanmak istiyor. Bunda tabii, aşırıya kaçan uygulamalar da görmüyor değiliz.

Bu noktada maalesef bize kötü bir alışkanlık var. Teknolojik ürünler, prestij göstergesi olarak algılanıyor. Aslında telefon kullanımı, sadece konuşmak ve SMS atmaktan ibaret olan biri, gösteriş olsun diye, en pahalı cihazları satın almaktan kendini alıkoyamıyor. Teknolojik bir ürün alırken, öncelikle ihtiyacımızı belirlememiz gerekiyor. Yani bir ürün almadan önce bu ürünü ne amaçla kullanacağımızı, iyi analiz etmeliyiz. Fazla detaylı, hiç kullanmayacağımız özellikleri bulunan bir ürüne para vermek yerine, sadece ihtiyacımız olana yönelmeliyiz.

Devamını oku

SORUNUMUZ “EDEB”SİZLİK

 Türk toplumunu neler bozuyor? Aile Eğitimi ve Danışmanı Saliha Erdim’le konuştuk.. Röportaj: Fahri Sarrafoğlu- Yaklaşık yirmi bir yıldır, çeşitli yaygın eğitim kurumlarında ve çevrelerinde, yurt içi ve yurt dışında, çocuk-aile-eğitim eksenli ders, kurs, konferans, seminer, sohbet faaliyetlerinde bulunan Saliha Erdim, yıllardır zamanının büyük bir bölümünü Türkiye’nin aile yapısının daha da iyileşmesi için harcıyor. Biz sözü … Devamını oku

Tarihçi İsmail Çolak : “Osmanlı’dan Utanmayın ! “

“Bizler hazine sandığının üzerine oturan dilenci gibiyiz” diyen tarihçi İsmail Çolak ile Osmanlı, İstanbul ve Medeniyetimiz üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.. Röportaj: Fahri Sarrafoğlu  GENÇLERİ KURU TARİHTEN KURTARMALIYIZ  Okullarda tarihimizi adeta sevdirmemek için gerekli kolaylıklar gösteriliyor; sizce gençlerimize tarihimizi nasıl sevdirebiliriz?  Çok haklısınız. Gençleri de çok fazla suçlayamayız. Çünkü özellikle de devlet okullarındaki dersler ve kitaplar … Devamını oku